Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

309 syf.
9/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Kimler sever? Kitap kolay okunuyor, akıcı, sayfa sayısı kimine göre uzun gelebilir ama her sayfası dolu dolu değil. Sadece bir cümle yazılmış sayfalar da var. O yüzden yeni bir okursanız ya da uzun kitapları okumayı sevmeyen biriyseniz öneririm. Yazar yaşadığı bu korkunç istismarı acındırarak, dramatize ederek anlatmamış. Açık açık tüm çıplaklığıyla da anlatmamış, içinden geldiği gibi, gerçek hislerini en iyi şekilde yansıtacak biçimde vermiş. Amacı bu olay üzerinden bir kitap yazmak değil bence, ailesi tarafında sonsuza kadar yok sayılan bu olayı dünya üzerine kazımak. Biraz da aynı durumda olan insanlara yalnız hissettirmemek belki de? Kitap bana hatırlamak istemediğim bir gerçeği tekrardan hatırlattı: Kötülük dünyanın neresinde olursan ol var olmayı başarıyor. Norveçli yazarımızın Miras adlı eserinin konusu aile içi cinsel istismar. Kitabı okurken sanki kocaman, vahşi, öldürme duygusuyla yanıp tutuşan bir canavar, kalbimi ayaklarının altına almış ve acımasızca eziyor gibi hissettim. Şunu hatırlatmak isterim; taciz bir tecavüz olayı gibi ileri bir boyutta olmasa dahi insanı ne kadar yaralayan bir şey olduğunu (eğer yaşamadıysanız) asla tahmin edemezsiniz. Bazen küçücük bir sarılma bile insanı kocaman yıkımlara götürebilir. Çünkü karşınızda eğer orda olmasanız ve yalnız olsanız size neler yapabilceğini bildiğiniz ve yalnız olmadığınız halde size bu kadar yaklaşabilen iğrenç bir varlık vardır. Ve bu gerçeklik bazen altında kalkmanızın mümkün olmadığı kocaman bir kaya gidi düşer üstünüze, ezilirsiniz, ezilirsiniz….. Baş karakterimiz küçüklüğünden beri düzenli olarak aile içi cinsel istismara uğruyor. Bir noktada bunu ailesine açmış ama tabii ki de kimse bu gerçeğin ağırlığı altında ezilmeyi seçmemiş, en kolay yol olan inkar mekanizması devreye girmiş. Bu ve buna benzer bir durumu daha önce yaşadıysanız şunu çok net bilirsiniz: Böyle iğrenç bir olaya maruz kalmaktan daha acı olan şey bunun inkar edilmesi ve sizin karşınızdaki canavara karşı kalan son kalenizin de yıkılması. Aile üyeleri bu olayı asla kabul etmiyor ve maalesef yıllar sonra bir daha bu itiraf yapıldığında o ölmekten de daha fazla acı veren o cümleler kuruluyor: Neden bir şey yapmadın? Neden polise gitmedin? Kanıtın var mı? Hiç depresyona girdiğin bir dönem hatırlamıyoruz? Evlendin çocukların bile oldu… Bir insan en güvendiği kalelerinden inkar cümleleri duyduktan sonra nasıl bir canavara karşı savaş açabilir ki? Fakat kitapta en sevdiğim yer böyle bir durumda kalmışsanız şunu bilmelisiniz: Yalnız değilsiniz ya da suçlu değilsiniz… Birçok kişi bunu yaşıyor ve ağırlığı altında eziliyor. Eğer şanslı biriyseniz birileri size inanıyor arkanızda duruyor. Daha da şanslıysanız doğru ve etkili bir terapi görüyor ve hayata yeniden başlıyorsunuz. Fakat bazen de hiçbirine sahip olacak kadar şanslı değilsinizdir. Bu durumda sizi hayata bağlayan bir şeyler bulmaya çalışın, sizi ölüm denilen, o süreç için zorunlu bir seçimmiş gibi görünen o karanlıktan çekip alacak bir şeylere… "Hayatın hedefi ve anlamı acıları dengeleyecek bu türden pek çok ani biriktirmek olmalı, zor günlerde kaçabilecek böyle anlardan kurulu bir ev inşa etmeli insan kendine."
Miras
MirasVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 20213,759 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.