Bir Kadının "Uyanışı"
Feminizme öncülük etmiş yazarlardan olan 
Kate Chopin özellikle kadınların cinsel özgürlüğü üzerine ortaya koyduğu tabuları yıkan zihniyeti ve eserleri ile zamanının muhafazakarları tarafından oldukça tepki çekmiş ise de sonradan eserleri ilgi görmüştür.
Bu kitapta da bir kadının kendi benliğini bulma yolunda ki hikayesine tanık oluyoruz. Burada ki kendi benliğine aslında kadınlığının farkına varmakta diyebiliriz. Kısaca romanda baş kadın karakterimiz Edna'nın kendi olma ve kendini gerçekleştirmesine dair dönüşümünün öyküsünü anlatıyor.
Edna, ressam ve aynı zamanda müziğe büyük ilgi duyan evli ve 2 çocuklu bir annedir. Anlatılan hikaye; Amerika'da Avrupalıların koloni kurup, plantasyonlarla köleler çalıştırdığı bir zamanda geçiyor. Edna'nın kocası bu plantasyonlarla ve ortaklık usülü şirketlerin sahibi varlıklı birisi. Bunun yanında ise Edna eşini her ne kadar sevse de aslında içinde ukte kalan bir Aşk evliliği yapamamanın eksikliğini içerisinde yaşamakta yani eşine karşı duygusal bağları zayıf, daha çok statüsüne ve iyi bir insan olmasına duyduğu saygı ile onu seviyor. Edna'nın eşi ise onu "çocuklarının bakıcısı" olarak görüp sırf maddi anlamda mutlu edebileceğini düşünen bir kafa yapısına sahip. Genel olarak eşlerini kendilerine değerli şahsi bir mal olarak gören, kadının nesneleştirildiği bir dönem.
Kitabın kapağında da görebileceğiniz gibi denize giren bir kadın var. Romanda deniz Edna'nın kendini özgürleştirdiği bir alan olarak sembolize edilmiş. Zira Edna, normalde yüzme bilmeyen -ve boğulmaktan korkan- birisidir fakat birgün kendi başına suyun üstüne kalmayı başarır ve yüzmeye başlar. Bundan sonra; “Uzaklara, daha önce hiçbir kadının açılmadığı kadar uzaklara” gitmek ister. İçinde “solgun bir ışık” doğmuştur ama bu, “bir yolu hem aydınlatan hem yasaklayan bir ışık”tır.
Zamanla Edna, içinde ki boşluğun daha çok farkına varıyor. Bir kadın olarak kendi hislerinin, sanki yokmuş gibi davranılıp, bastırılmasına hissizleştirilmesine karşın birgün yazlıkta ki Robert isimli karakterle yakınlaştığında o körel(til)miş duyguları yeniden canlanmaya başlıyor.
İşte bundan sonra Edna artık tabiri caizse duygularını pusula edinip, sanki kendini denizin üstüne bırakırcasına sadece istediği şeyleri yapıyor. Evde eşinin sözlerini dinlememeye başlıyor. Aynı zamanda başkalarıyla duygusal yakınlık kurup, kadınlığının farkına varıp, sanki yeni reşit olmuş gibi cinsel kimliğini eline alıyor.
Ardından ise Edna'yı tutabilene aşk olsun :). Kafasına estiği gibi yaşıyor. Daha önce söylediğim gibi feminist düşüncelerin yoğun olduğu bir kitap olmakla birlikte, Edna'ya hak verdiğim ve haksız bulduğum taraflar oldu. Bu da gayet tabî. Duygularına ket vurmuş tabiri caizse sürekli kilit altında yaşayan bir hayvan misali özgürlüğü ele geçirdiğinde ne yapacağını bilemez ya Edna'da biraz o durumda yaşıyor, duygularını.
Özelliklere kadınlara okumalarını tavsiye etmekle birlikte genel olarak akıcı bir roman olduğunu söyleyebilirim. Kopukluk yok, vermek istenilen mesaj belli. Ben bir feminizm destekçisi değilim fakat kadınların kendi benliklerini keşfetmelerini, zincirleri kırmalarını ve "Uyanmalarını" her zaman destekliyorum. Ama bunun ölçülü bir şekilde kadınlık kimliğini zedelemeden yapılması taraftarıyım. Umarım bu kitap sizlere bazı şeylerin farkına varmanıza yardımcı olabilir.
··
1.387 görüntüleme
Edna'nın kişiliğini de çok merak ettim doğrusu. Kabuğunu kırınca eski hayatla yeni hayat nasıl olacacak 🤔 bu kitabı okuyacağım mutlaka güzel bir yorum olmuş emeğine sağlık 🙋♀️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.