Gönderi

96 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
İnsan ne zaman bozulur? Ya da şöyle mi sormalıyım sorumu! İnsan ne zaman doyumsuzlaşır.. "Tokluk da aynı açlık gibi büyük bir tahrik sebebi olabilir ve Irene'in durumunda da onun maceraya atılmasının sebebi kendisini güvende hissetmesi ve merak yaşamasıydı." (syf:14) der
Stefan Zweig
Stefan Zweig
.. Çoğumuz kötü eylemlerin ardında acı travmaların, ötelenmiş çocukluk anılarının, sınıf ayrımına tabi tutulmuş okul zamanlarının, cinsiyetinden dolayı hep aşağılanmış kişiliklerin olduğunu varsayarız.. Gelmez aklımıza hiç, bazen herşeye sahipliğin, bir şeye aidiyet hissetmemize engel olduğu.. Irene aslında aidiyet hissetmek istiyordu birşeye... O bir eş, bir anne olabilirdi fakat, hiçbir vasfının duygusal yönde derinliğini hissedemiyordu.. Çünkü öylesine rahat ve refah bir dünya sunulmuştu ki kendisine, dış dünyadan çekilip iç dünyasını göremiyordu.. Kendi aklınca macera arıyordu ve aradığını bulduğunu zannedip kibir zehirlenmesi yaşadığı bir noktada hayat sillesini çok ağır indirmişti yüreğine.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
: "Kendi kötücüllüğüne baktığında düştüğü dehşet onu birkaç gün boyunca endişelendirmişti ama bu zamanla onun kibrinin kaynağı haline geldi.." derken çok haklıdır aslında.. (syf:16) Korkunun adını bilmezken varlığını derinden hissediyor, zihninin dinlenmesi için kalbindeki korkunun bir an olsun geçmesini diliyordu.. Bir musibet bin nasihatten evlaydı lakin, bu musibet onun sonunu getiriyordu.. Hayatındaki tüm engeller o istemeden kaldırılmış, ayağı çakıl taşına dahi takılmamış, tümseklere rastlamamış bir kadının, kendisine bir macera uğruna aşılamaz bir dağ inşa edip, bir de o dağın kenarındaki uçuruma kurtuluşunu asıp hayat zemininde sabit durmaya büyük bir gayret ve çaba sarfederken "İnsanın kendine ettiği kötülüğü kimse edemez" sözünün vücut bulmuş hali, Irene.. Kendini dinlemekten aciz, daima sosyal ortamlarda eğlencenin ve muhabbetin dibine vururken, kendi ailesine uzak kalıp, bir korku ile yakınında kaçırdığı onca mucizeye tanık olan Irene'in keşkelerini duyacaksınız.. Hatta hatasıyla yüzleşmekten çekinip vereceği tepkiyi anlamak adına ilk defa eşini gözlemlerken onu aslında hiç tanımadığına şahitlik eden Irene'in bu durumunu
Stefan Zweig
Stefan Zweig
şu şekilde açıklar: "Bu ihmal edilmiş bir şeye karşı duyulan bir pişmanlık hissiydi, bu Irene'in onun fiziksel olarak huzurunda daha önce hissettiğini hatırlayamadığı neredeyse duygusal bir histi.."(syf:29) Irene doyumsuz bir çapkın, eşi ise her halde onu bekleyen ve seven bir eş.. Eşi herşeye rağmen onu affetmeye hazırken,Irene hatasıyla yüzleşmektense ölümü çıkış yolu gören bir zavallı.. Hatasının neticesini daha önceden öngörmeyip, bir çuval inciri de berbat ettikten sonra, çuvalla incirleri başbaşa bırakıp kaçmak fikri ancak korkaklara yakışır bir hareket.. İnsanoğlu ne yanlışında vazgeçer, ne de yanılgısının neticesinin getirdiği zarara tahammül eder.. Okurken; içinizdeki doyumsuz ve tatminsiz yanınızı, dönüşmek istediği aslına yalnız bir hatayla nasıl da hızla dönüşebileceğini insanın göreceksiniz Irene ile... Şimdiden keyifli okumalar....
Korku
KorkuStefan Zweig · Ren Kitap · 2020104.2k okunma
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.