Gönderi

Atak üzerine
Türkçe'de -gak, -ak ekleri dil devriminden önce de, söz türetmek için kullanılmış. İstanbul ağzı yüzünden g sesi kaybolur elbette. Bıçgak, bıçak olur. Damgak, damak olur mesela. Fransızca "attaque" hücum etmek, saldırmak eylemlerinin ad hali. Attaque aklıma şuradan geldi; dil devriminden önce at(mak) fiilinden, -ak ekiyle "atak" sözü türetilmiş. Kimin işi bilmek mümkün değil ancak konuşma dilinde belli bir yaygınlığa ulaşmış olmalı ki yazı diline girsin. Ahmet Vefik Paşa'nın Lehçe-i Osmanî'sinde "atak" var. Bir ihtimal, konuşma dilinde olmadığı halde, iyi bir Frankofon olan Ahmet Vefik Paşa tarafından da yumurtlanmış olabilir. Fakat tüm bunların ötesinde, at; dilimizin, müziğimizin, düşüncemizin her şeyimizin temeli olduğundan, at+ak'ı hiç yadsımıyorum. Dilbilimci olmadığımdan farazi varsayın; baba veya dede için "ata" sözünün kullanılmış olmasını, atla ilişkilendirmek de mümkün. Soyun eskisine, at bindiği için ata denmiş olmasın? Bir nesneyi bir noktaya fırlatma eylemine atmak demiş atalarımız. Mübarek at hayvanı ile at(mak) eyleminin ilişkisi açık. Hal böyle iken, atak sözcüğünün, Fransızca attaque'tan, İngilizce attack'tan çağrışım yoluyla ortaya atıldığını düşünmek için bir sebep yok. Cumhuriyet öncesinden kalan bir sözcük olan "atik" bile, cumhuriyet sonrasında, içerisinde "at" olduğundan, halk arasında çeviklik, hızlılıkla ilişkilendirilmiş. Arapça'daki gerçek anlamı olan eski, yaşlı anlamları zihinlerde yitmiş. Ünsüzleri yumuşatmak zorunda olduğumdan "atakı" yazamıyorum, atağı Türkçe rahatlığıyla kullanıyorum. Vatana millete hayırlı olsun. Kullanımına misaller: - Atak davrandı. - Atak bir vatandaş. - Atik bildiğin gibi değil, senin kastın yüksek olasılıkla atak. - Atağa kalkmak, hücuma çıkmakla farksız. - Atak sözcüğü, eylemden ad türetmeye örnektir.
·
1 artı 1'leme
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.