"Erkeklerden Alacaklıyız"
Emeğin, erkeğin, toplumun, emperyalizmin kıskacındaki tüm kadınlara...
Komşumuz M. Hanım sabah 4:00'de işe gider, öğlen 15:00 gibi eve gelir. Eve geldiğinde dinlenmesi gerekiyor ama iki yetişkin erkek çocuğu ve bir kocası olması sebebiyle ev işleri kendisine kalmış durumda.
Ev işlerini yaparken aynı zamanda yemeği yetiştirmeye çalışıyor çünkü kocası H. Bey akşama kadar çalışmış ve yorulmuş oluyor! M. Hanım evi kocası için hazırlamak zorunda. H. Bey işten gelir yemeğini yer, eline telefonunu alır ve televizyon karşısına geçer. Çünkü çok YORULMUŞTUR ve kendisinin dinlenmesi gerekmektedir. M. Hanım kalan işleri yapar, çocukları ile ilgili sorunları halletmeye çalışır ve ertesi gün 4:00'da kalkmak için yatar.
Aynı zamanda M. Hanım iş yerinde de kadın olduğu için negatif tutumlara maruz kalmaktadır. Çoğu kadın gibi ne kadar nitelikli, çalışkan ve iyi bir personel olursa olsun, kadın olduğu için yükselememekte, erkekler kadınların emri altında çalışmayı gurur meselesine dönüştürmektedir. Bugün bu M. Hanım'ın sorunu, yarın sizin, bir başka gün belki hepimizin.
Çalışan kadınların %95'i bu sorunu yaşıyor. Ev içi emek sadece kadının sorumluluğunda ve erkekler çalıştıklarını ileri sürerek kadınlara destek olmuyor. Kadınlara işyerlerinde mobing, taciz, yetki azaltılması, gibi konularla yıldırma politikası uygulanıyor.
Şunu diyen bir kitle olduğundan eminim. "Madem bu kadar sorun teşkil ediyor bu çalışma, o zaman kadın da evde otursun çalışmasın, o evde işlerini yaparken kocası da işte çalışsın." Peki birde bu taraftan bakalım konuya.
Kadınlar ev içinde hangi emekleri harcıyor ilk bunlara bakmak lazım. Ben de ev içi emek harcadığım için bu konuya daha çok vâkıfım.
1- Temizlik, yemek.
2- Çocuk Bakımı
3- Evde yaşlı ve hasta varsa onların bakımı
4- Duygusal emek
Sadece bu dört kalemin her birine asgari ücret uygulansa kadının alacağı ücret 32 bin lira.
Peki kadınlar bunları yaparken ücret talep ediyor mu? Tabii ki hayır. Peki kadının ev içi emeği ücretlendirilmeli mi? Elbette. Çünkü kadın bu işleri yapmazsa sistem çöker. Devletin kadının sırtına yüklediği özellikle yaşlı ve hasta bakımı kadın emeğini sömüren bir tutum. Bakım evleri kurması gereken devlet bu işleri kadına yaptırıp kendine kazanç sağlamaktadır. Ayrıca erkeğin iş yükünü hafifleten kadın, erkeğin daha aktif çalışmasını sağlamaktadır. Peki kadına bu emekleri için ne ödeniyor? Hiçbir şey. Bunca emeği harcayan ve sistem çarkının ana parçası olan kadının en azından ev içi emeğine karşılık sigortası olmalı, olmalı ki belli bir yaşa geldiğinde emekli olabilmeli. Ama kadın emeği sömürülüyor ve kadının hiçbir sosyal güvencesi kalmıyor. Ayrıca kadın temel ihtiyaçları için erkeğin eline bakıyor.
Kadını eve kapattık, işleri verdik ve karın tokluğuna bu işleri yapmasını istedik. Peki ne oldu?
Boşa giden bir emek zinciri oluştu. Buna ek olarak, çocukların gözünde kadın; niteliksiz, sadece ev işlerine yarayan, kendilerine bakması için mecbur olan kişi olarak görünürken, diğer tarafta erkek evin güç simgesi, para kaynağı, rahat, kendini mecbur hissetmeyen ve istediği zaman istediğini yapan kişi olarak görüldü. Çocuklar bu durumda annenin işe yaramaz veya belirli vasıflarda işe yaradığını düşündü ve bu algı, çevresinde bulunan kadınlara bakış açısını dar bir kalıpta geliştirdi. Çocuklar; kadından polis olmaz, kadınlar araba kullanamaz, kadın sadece evdedir ve onu erkek isterse dışarıya çıkarır veya erkek maddi güçtür kadına para verir gibi bir takım düşünceler geliştirdi, kadın değer ve niteliklerini anlamayan bireyler oldular.
Eğer kadın çalışmak istiyorsa yine bir erkek engeliyle karşılaşıyor. Kadının bağımsızlık kazanması halinde erkek gücünün azalacağının düşünüyor. Bunun sonucunda kadına fiziksel veya psikolojik şiddet uygulanıyor.
Kitapta kadın emeğiyle ilgili birçok konu var. Yurtdışından davet edilen konuşmacılar kendi ülkelerindeki kadın emeğinin karşılığını, sömürüsünü anlatıyorlar. Dinleyicilerin soruları ve verilen cevaplarla konuya farklı bakış açısı geliştirebiliyorsunuz. Kitap, 11-13 Kasım Kadın Emeği Konferansından.
Not: Ben bu kitabı 290 günde okudum çünkü ev içi emek harici ayrıca minik bir iş oluşturdum kitap satıyorum. Haliyle kitaplar satılıyor ve dar vakitte bitirebilme şansım olmuyor. Ben de emeğin kıskacında bu kitabı, 290 günde bitirdim diyorum.
Keyifli okumalar dilerim.