Bu kitabı geçtiğimiz sene Eğitimde Ahlak dersime giren Dr. Mustafa ÖZBAŞ önermişti. Derste "Educare" ve "Educere" kelimeleri hakkında konuşuyorduk ve birden bu kitaptan alıntı gösterdi. Tabii kitap eğitimle ilgili ahlaki yaklaşımlardan çok hayata dair ahlaki yaklaşımları inceliyor. Olaylara felsefi akımların nasıl yaklaştığını açıklıyor. Yazar kitabı yazarken tarafsız olamayacağını baştan söylüyor. O yüzden bunu göz önünde bulundurarak okumalısınız. Yine de sonlardaki kendi görüşleri haricinde yeterince tarafsız olduğunu söyleyebilirim. Bol bol düşüneceğiniz, düşünürken hayatınızı gözden geçireceğiniz, yaşadığınız olayları ahlaki açıdan değerlendirip yaşayacağınız olaylarda vereceğiniz kararların ahlaki boyutunu meçhule götüreceğiniz bir kitap okuyacaksınız... Teşekkür ederim. ------------ ---------------------- ---------------- Bundan sonra okuyacaklarınız kişisel görüşlerimdir isterseniz okumayabilirsiniz: Pandemiden bu yana kafamdaki eğitim sorununun educare ve educere kavramı üzerinde döndüğünü o anda anlamıştım. Günümüzdeki öğrencilerin neden dersle ilgili soru sormayıp "hocam yoklama aldınız mı", "hocam sınav klasik mi olacak çoktan seçmeli mi" gibi sorular sorduğunu daha iyi anladım. Not delileri öğrencilerin, öğretmen olduklarında not delisi öğretmenler olduğu gerçeğini bir kez daha gördüm. Bir de not delisi olup not vermeyi bilmeyenler var. Orayı zaten hiç karıştırmayacağım. Çok açık ve net bir şekilde, tartıya koysanız kilolarca tutacak kitapların altında ezdiğiniz öğrencilerin çaresizliğidir bu eğitim sistemi. Siz daha çocuklarınızı kurslardan kursa, sınavlardan sınavlara koşturmaya devam edin. Başınızdan savmak için öğrencinin sorduğu soruları "git araştır" diyerek savuşturmaya devam edin! Normalde olumlu cümle kurmak daha pozitif bir yaklaşımda bulunmaktır ancak bu sınav ve not delisi öğretmen ve öğrencilere "hayata dair, yaşantınıza dair konuları sınıf ortamında tartışın. Çözümler edinin, araştırın, dinleyin..." demek ne kadar etki yapacaktır hiçbir bilgim yok. Sınavların arasında çocuklarınızı boğmaya devam edin. Türkçeden 30 net yaptım diyerek ortalıkta gezinen ama mesaj yazarken "de da" ayırmayan öğrenciye öğretmiş mi oldunuz Türkçeyi? "Ben hukuk okudum", "ben şunu bitirdim", "ben bunu bitirdim", "mastır yaptım" diyerek öğrenmeyi adeta tamamladığını iddia eden öğretmenlere hayatı öğretmiş mi oldunuz? Bu görüşe sahip şahıslar genellikle bir yere geldiklerinde daha iyisi için çalışmayı uygun bulmayan kişiler. Çevremizde çokça görüyoruz. "Başkaları uğraşmıyor ben niye uğraşayım" diyorlar. Ne diyeyim çukurunuzda boğulmaya devam edin! Bu yazdıklarımın hepsi kitaptaki iki sayfalık bir yazının yarattığı tartışmadan ortaya çıktı. Eğer okuma niyetiniz varsa çok daha fazla tartışma konusu mevcut. Bunlardan bazıları şu: Özgür irademiz var mı? İnsanlar temelinde iyi midir kötü müdür? Yalan söylemeli miyiz? Doğru ve yanlışlar kime göre belirlenir? Herkes doğruya erişebilir mi?

Felsefeyi YaşamakRay Billington · Ayrıntı · 201142 okunma

·

51 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Süleyman Sina Çelik