Gönderi

304 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Muzaffer İzgü— zıkkımın kökü
1933 yılının 29 Ekim günü , bando mızıka eşliğinde dünyaya merhaba der Muzaffer İzgü . Cumhuriyetin onuncu yılıdır, onun doğum günü. Romanımız doğduğu günü eğlenceli bir şekilde anlatarak başlar .”Bando önde, annem, ben, abim, komşu kadın ardında, fener alayı bizim arkamızda ha doğdum ha doğacağım.” Diye devam eder. Sanki doğumuyla Muzaffer İzgü ünlü bir Mizah yazarı olacağını müjdeler gibidir. Roman tamamen kendi yaşam öyküsüdür. Kendi çoçukluğu, kendi gençliği , kendi aşkı, kendisinin yaşadıklarıdır. Yoksulluk içinde geçen bir çocukluk ve gençlik. Zorlu bir yaşam öyküsü, şikayet etmeyen, ağlamayan, poflamayan. Her yaşadığı zorluğu aşması gerektiği dışında başka bir şey düşünmeden , çabalayan bir karakter. Küçük kahramanımız Muzu’nun buluşçu bir babası, fedakar bir annesi vardır. Birde kendisinden sanırım bir yaş büyük abisi. Hep birlikte gecekondu bir evde yaşarlar. Evleri Kiralıktır. Yılda bir kez , ev sahibine kira parasını toplu öderler. Baba iki oğlunu yanına alarak ev sahibinin yolunu tutar. Yolda çocuklarını sıkı sıkı tembihlemeyi ihmal etmez. Boynunuzu iyice bükün , gerekirse ağlayın ki ev sahibi bizi evden çıkarmasın. Başarılı ziyaret sonunda bir yıl daha derme, çatma gecekondu da kalmayı hakederler. Muzo okulda başarılı bir öğrencidir. Buluşçu baba, Muzaya ayakkabı alamayınca kendisi yapar. Babanın en büyük merakı eve pencere açmaktır. Bir yıl doğudan, bir yıl Batı’dan zevkle açar pençereleri ona göre değişiklik yapmak iyidir. Eğlenceli , Çalışkan, Umut dolu bir babadır, Muzonun babası. Muzo nun ayakkabılarıyla çoçuklar okulda dalga geçer. Okulda başarılı olamayan abi bir terzinin yanında çalışmaya başlar. Yaz tatillerinde Küçük Muzo her türlü işte çalışır. Eve katkı, okul masraflarınıda karşılamak için, bulaşıkçılık, muavinlik, sokak satıcılığı, v.b işler yaparak , para kazanmaya çalışır. Yağmurun çok yağdığı bir gün evleri yıkılınca kendi gecekondularını yaparlar. Arsa Muzonun annesinin ilk eşinden kalmıştır. Adana’da İlk gecekonduyu Muzonun babası yapar. Yıllar sonra evlerinin yıkılıp, yerine apartman yapıldığını , gördüğünde çok duygulanır Muzaffer İzgü. Apartmanın adı Saadet apartmanıdır. Kendi yaşadıkları günleri anımsayarak, şu anda burada yaşayan insanların kendileri kadar mutlu anlar yaşayamayacaklarını düşünür. O günleri büyük bir özlemle anar. Evet yoksulluk diz boyu , yaşam koşulları çok zor , hastalık, yetersiz beslenme, fakat yinede mutludurlar. Çünkü, her zorluğu birlikte aşan, birbirine destek olan , paylaşan ve birbirini çok seven, bir ailedir onlar. Çocukluğunu geride bırakan Muzaffer mahallede komşu kızına aşık olur. O yaz sevdiği kız pamuk toplamaya gidince hasretine dayanamaz. O da arkalarından pamuk toplama bahanesiyle gider. Annesi gitmesine razı değildir. “Baba bırak avrat çöz ipini gitsin. Ben onları her türlü rezilliğe alıştırdım. Korkma bir şey olmaz” diyerek anneyi rahatlatır. Muzo sevdiği kızın arkasından gider fakat sevgisine sonuna kadar sahip çıkamaz. Onun için okul , okumak önceliklidir. O okuyup büyük bir insan olmayı ister. Muzaffer İzgü bu romanda hayatının olumlu ya da olumsuz her yaşadığını hiç çekinmeden açıkça ve dürüstçe yazar. Açık yürekli, cesur bir kişiliğe sahip olduğunu, olaylar karşısında duruşu ve tavrıyla sergiler. Roman 1992 yılında sinemaya uyarlanmıştır. Film bir çok dalda değerli ödüller alır. Filmi drama ağırlıklı, insanı hüzne boğuyor. Kitapı okumak ise dramı ,hüznü mizahlaştırarak okuyanı gülümsetiyor. Keyifle okuduğum bir kitap oldu. Üzülürken ,gülümseten . Gülümsetirken , düşündüren , örnek bir yaşam , örnek bir insan. Ders alınacak bir kitap.
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,688 okunma
·
190 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.