Gönderi

56 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 hours
ÖLÜM VE İNSANOĞLU
Ölüm ve yaşam kavramı; doğumla başlayan ve belirli bir bilince ulaşan her bir bireyin sorguladığı, bazen içinden çıkamadiğı, derin varoluşsal bir problemdir. Eserin kendisine baktığımızda: Emile Zola, beş kısa öyküden oluşan bu eserde; bir aristokrat olan Kont Vertueil'in, burjuva sınıfından Bayan Guérard'ın, eşiyle esnaflık yapan Adélé'in, işçi sınıfından Morisseaular'ın oğlu Charlot'un ve köylü Jean-Louis'in ölüm sürecini ve yaşantılarını çok berrak bir şekilde okuyucuya aktarıyor. *** Elli altı sayfa ve beş bölümden oluşan bu eser, ne kadar da çabuk okunulacak ve bitirilecek bir eser olarak görülse de, bana göre her sayfada, kişinin hayatina dair düşünebilecegi çok şey barındırıyor. *** Yaşamın gizli yüzü olan ölümün, bu hayatta insanlar üzerindeki etkisini çok iyi bir şekilde ortaya koyuyor ve diğer bir taraftan, ölen ile yaşayan ayrımı, karakterler üzerinde çok iyi bir şekilde işleniyor. Bir dakika önce açlık, soğukluk ve yoksulluktan dolayı ölen çocuğunuza üzülürken, diğer taraftan hayatınıza aniden devam edebiliyorsunuz. Şarap içiyor, ısınıyor ve yemeğinizi yiyorsunuz. Sanki ölen sizin oğlunuz değilmiş gibi... *** Bir tarafta anneniz yatakta can cekisiyorken ve ölüm saati yaklaşmişken, siz malları paylaşmanın derdine düşüyor ve hayatınıza kalan yerden devam ediyorsunuz. *** Bir tarafta ölüm varken, diğer tarafta hayata dair planlar yapılıyor, yiyilip içiliyor ve ölen şimdi yanınizda değilmiş gibi konuşmalara dalıyor, kendi yaşamınızı, neler yapabileceğinizi düşünüyorsunuz... *** Elbetteki sorgulanması gereken birçok düşünce ve eleştirilmesi gereken birçok davranış var. Fakat diğer taraftan ne bekleniyor ki bir insandan..? Ölüm sadece ölenedir. Geride kalanlar yaşadıkları sürece elbetteki yaşamış olmanın tadını çıkaracaklar. Bunun yanlış bir düşünce olduğunu düşünmüyor fakat aşırılıktan kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. *** Eseri bitirdiginizde aklınıza gelen ilk soru şu oluyor: İnsanoğlu nasıl bu kadar çabuk hayata adapte olabiliyor. Sanki az önce ölen; annem, babam ya da çocuğum değilmiş gibi... nasıl böyle çabuk yiyip içiyor, planlar yapıyor ve hayaller kuruyor..? İnsanın kalbini en çok acıtan şey bu galiba. Hiç yaşamamış gibi, hiç kimsenin kalbinde yer edinmemis, iyi veya kötü hiçbir şey bırakmamış ya da vermemiş gibi çabucak unutulmak. Bu çok alçakça geliyor insana. Yani ölen biri için bu portre aşağılayıcı. Fakat her şeye rağmen, insanın insan oldugunu ve yazarın dediği gibi: " Aşağılık insanoğlu her şeye alışır" söylemini unutmamak ve böyle ölüme ve hayata bakmak gerektiğini düşünüyorum. Herkese iyi okumalar dilerim...
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202215.8k okunma
··
335 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.