Gönderi

108 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Melisa Kesmez’in 5 öyküden oluşan kitabı Nohut Oda. 2019 Sait Faik Hikaye Armağını’nı almış Melisa Kesmez. Gerçekten alkışlanacak öyküler. Nohut Oda öykülerden birinin ismi değil sadece, son öyküde kahramanın kendi dünyasını yaşadığı bir oda.(Mutfak) Olaydan ziyade durumları anlatıyor yazar. Zaten okumaya başlayınca çok değil 10 sayfa sonra ne anlattığının önemi yok çünkü çok iyi anlatıyor basamağına geçiyorsunuz. Ben her öyküyü okuduktan sonra bana hissettirdiklerini not aldım. Onları paylaşmak istiyorum. KALANLAR Belli ki otuzlu yaşlarında bir kadın. Daha az müşkülpesent ve daha cesur olduğunu söylüyor artık. Otuzlu yaşlar, ne güzel. Hâlâ genç ve güzel insan fakat zamanın değerini anlamış. Gidenler olmuş hayatından, önce yalnız olduğunu hissedip üzülmüş sonra otuz hatırlatmış ona. Yalnızlık da güzelmiş. Ne çok seviyoruz kalabalıkları otuzlardan önce, ne çok korkuyoruz yalnız kalmaktan, oysa yeniden sevmek, kendini yeniden yeni birilerine anlatmak ne zormuş artık. Şöyle diyordu Orhan Pamuk Sessiz Ev’de : Onlara yalnızlıktan değil ölümden korkmayı öğreteceğim Fatma. O zaman yalnızlığın derin acılarını kalabalığın budala huzuruna tercih edecekler. Bütün hayatları boyunca aynı insan olmaktan artık gurur değil utanç duyacaklar. SON BİR ÇAY Şefkat maskesi ardında gizlenmiş despot iktidarıyla büyütmüş annesi onu. Kadın kahramanın ilişki yaşadığı adam bu. Daha doğrusu erkek çocuk. Şefkat çemberiyle sarılmış ve o çember öyle daraltılmış ki büyümesine izin verilmemiş. Ana sütü yerine itaat ve yenilgi emdim diyor Abdülrazak Gurnah Kumdan Yürek kitabında. Özgür olmayı unutmuş o da. Özgür olmayı unutmak bana Sadri Alışık’ın baba rolünde olduğu Gelinlik Kızlar filmini hatırlatıyor. Yıllar sonra hapishaneden çıkan kadın özgür olmayı öylesine unutmuştur ki hapishaneye tekrar dönüp yalvarır hapishane müdürüne. Lütfen beni tekrar alın. Ben dışarda ne yapacağımı bilmiyorum der. Neyse ki kahramanımızın kapısını kapatıp çocukluğunu muhafaza ettiği bir odası var. Bir de bu öykü bana şunu düşündürdü, bence birlikte olduğumuz insanlarla evlenmeden önce en az bir kere ayrılmalıyız. Çünkü ayrılırken eteğindeki taşları nasıl döküyor insanlar, buna şahit olmak bir insanı tanımak için muazzam bir yol. Kahramanımız da kadının hayatından gideceğini anlayınca çokça çirkinleşiyor çünkü. ANNEMİN ÇADIRI Karısının olmadığı bir evde mutlu olamayan bir adam ve kocasının olmadığı bir çadırda mutlu olabilen bir kadın. Bu çiftin hikayesini kızlarının bakış açısından anlatmış yazar. Ne kadar ayrı dünyaların insanları olsak da sevmenin mümkünatı üzerinde duruyor yazar. Ama sevgisiz insanlar sevgisizliğini öyle yayıyor ki etrafına bundan çocukları bile nasibini alıyor maalesef. Keşke sevgi üretemeyen insanların çocuğu olmasa. Ne büyük haksızlık oluyor çünkü bu çocuklara. GÖRÜŞÜRÜZ Kırgınlıklarımız var. Konuşabilsek, bana neler yaptın sen, beni kırdın, parçaladın diyebilsek geçecek belki. Ama ya ömür izin vermiyor bu yüzleşmelere ya da zaten anlatsam da anlamaz diyorsunuz çünkü sadece ve hâlâ kendi çerçevesinden bakabiliyor. Geç kalmalar, ertelemeler…. Rüyalar da nasibini alıyor bu yüzleşememelerden. KIZ KARDEŞİM HANDAN Annelerini kaybettikten sonra yalnız kalan iki kız kardeşin yaşadıklarını küçük olanın ağzından anlatıyor yazar. Önce yalnız ne yapacağını bilmiyor sonra hayatının geri kalanını annesinin bıraktığı yerden sürdürmeye karar veriyor büyük olan kız. Onun evinde, onun kıyafetleriyle, onun gibi. Kurduğu bir saati çalıştırıyor yazarın deyimiyle. Fakat o saat durduğunda yani annesinin öldüğü yaşa geldiğinde bundan sona ne yapacağını bilemiyor. Bu da bir dönüm noktası oluyor kahraman için. Öykülerin genel temasına baktığımda anlatıcı kişiler hep aynıymış gibi geldi bana. Yani bir öyküdeki anlatıcı karakteri alıp diğer öyküye yerleştirsek çok bir bozulma olmaz gibi. Bu da bana öykülerde yazarın yaşanmışlıklarının izinin olduğunu düşündürdü. Mesela anne babadan yoksun olan bir çocuk var sanki fiziksel yoksunluk olmasa bile manevi yoksunluk gibi. Yalnızlık, eksiklik, kendini bulma hikayeleri. Neyse çok uzattım galiba bu güzel öykü kitabını mutlaka okumalısınız bence herkes kendinden bir parça bulacaktır. Çok okumalar arkadaşlar.
Nohut Oda
Nohut OdaMelisa Kesmez · İletişim Yayınları · 20196,9bin okunma
·
505 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.