Çocuk eğitimi ve bizSelamun aleyküm
Çocuk kitabı incelemesiyle size geleceğimi ben de bilemezdim :)
Çok inceleme yapan biri değilimdir. İncelemesi olmayan veya az olan / tatmin etmeyen kitapları incelerim genel olarak. Bu kitap (kitap demek uygunsa eğer :d) da incelemesi olmayanlardan olduğu için nedense incelemek istedim. İçime de sindiği için bir iki kelam etmek istedim.
Çocuk kitapları piyasasına pek hakim değilim açıkçası. Özkan Öze, Hatice Kübra vs bunları bilirim popülaritelerinden dolayı. Merve Gülcemal i de bu siteden gördüm. Tanışmama vesile olduğu için de Mihriban hocama çokca teşekkürlerimi sunarım. Kendisinin bir gönderisinde denk geldim yazara. Gönderiye denk geldiğim zaman memlekete gitmeden kısa bir süre önce idi. 7 yaşındaki kardeşime okuma kitabı alma fikri vardı aklımda. Neden bu olmasın dedim ve kitapçıya gidip 5 tane aldım. 2 si Rabbimi Tanıyorum serisinden diğerleri de Keloğlan serisinden.
Keloğlan serisi üstten bir göz attığım kadarıyla sadece okuma kitabı. Rabbimi Tanıyorum serisi ise hem okuma kısmı hem de çıkartmalar barındırıyor. Kitap okumayı oyun haline çeviriyor bu sayede ve çocuk için çok daha eğlenceli bir hale dönüşebiliyor.
Nesilleri eğitmek insanlığı eğitmektir. Birçok insanda endişe halini almıştır eminim çocuklarımızı nasıl eğiteceğimiz. Bu hem kolay hem de zor tarafları bulunan bir mesele gözlemlediğim kadarıyla. Kolay olan kısmı çocukların - özellikle bizim kanımızdan olunca - çok tatlı olmaları ve eğitimlere biz kendimizi verirsek eğer onların da kolaylıkla kendilerini vermeleri, çabuk uyum sağlamaları. Zor olan tarafı kendinizden, zamanınızdan vermek zorunda olduğunuz. Bu işi baştan savma bir şekilde yapmak hiç yapmamak ile eşdeğer bir durum. Bu sebeple kendiniz gereken çabayı gösterirseniz eminim ki çocuklarınız da en güzel şekilde verim alacaktır bu eğitimden.
Çocukluk demek oyun demek. Hayal dünyası, gerçek dünyası tamamen oyunlarla, oyunumsu olgularla döşenmiştir çocukların. Dili de oyundur bu sebeplen çocuğun. Hal böyle olunca çocuğa anladığı şekilde yaklaşmak o şekilde konuşmak ve hayatına girmek lazım çocuğun. Onunla temas kurmanın onunla hemhal olmanın aradaki bağı sıkı tutmanın yolu da burda gizli sanırım. Bu kadar oyunla (basit anlamda algılamayalım inşallah, daha genel bir tabirle ifade ediyorum oyunu) iç içe olan çocuğun eğitimi de oyunsuz olmaz öyle değil mi?
Çocuğumuza Allah kavramını öğretmek bizler üzerine farz bir davranış. Bizler bacağımızdan asılmayacağız sadece aile efradımızdan da sorguya çekileceğiz aynı zamanda. Bunun bilinciyle yaşamak boynumuzun borcu. Merve hocamın bu kitabı da çocuğumuza Allah kavramını oyun/etkinlik aracılığıyla tefekkür ettirmek için gayet güzel bir kitap. Çocuk diğer tüm kavramlar gibi tefekkür kavramını da oyun aracılığıyla öğrenebiliyor bu sayede. Ben kendi kardeşimle beraber açıp okuduğumda bu kadar şevkle yaklaşacağını bilemezdim onun. Beraber okuyup beraber eğlendik ve öğrendik. Yüzlerce kitap okusan da o kadar bilgiyi kafanda biriktirsen de senin için en basit kavramı o çocuğa aktaramamanın sancısı da olmuyor bu sayede. Bana gösterdiği bir sonuç da şu oldu : Çocuk benimle beraber öğrenmek istedi o bilgileri. Kitabı önüne bırakıp hadi oku ve etkinlikleri yap da diyebilirdim ama beraber yaptığımız için çocuğun verimi kat kat arttı. Fark ettim ki bilgilenen, tefekkür eden sadece o değildi ben de onun dünyasına dalaraktan onu / çocuğu öğreniyordum aynı zamanda.
Allahtan dileğim odur ki çocukları / çocuklarımızı çok daha iyi tanıma feraseti versin bizlere. Bizi çocuklarımızdan ayrı tutmasın, aramızdaki bağları her daim sıkı tutsun. Sıkı tutsun ki bu çürümüş düzenin çocuklarımıza etkisi minimal düzeyde kalabilsin. Tüm çabalarımızdan sonra Hz İbrahim misali dua etmek düşer bizlere. Ey Rabbim sen önce bizleri sonra da nesillerimizi senin yolundan ayırma. Bizleri şeytanın tuzaklarından koru.