Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
umudun kavganın aşkın! Nazım Hikmet!
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ... Öldüğü halde dahi bırakmıyor hainliği ve miras olarak bir avuç dolusu hainlik yadigar etti. Sene 1936 Ulu Türkçü Hüseyin Nihal ATSIZ mahkeme salonunda çıkar. Gazeteciler sarar etrafını ve kendisine duruşma sırasında "köpek" diye tabir ettiği kişiyi sorar: "Siz Nazım Hikmete mi köpek dediniz" ATSIZ ın cevabı nettir. "evet" olur. Gazeteci bir an şaşırır ve tekrar sorar. "nasıl olur? O bir şair!" ve Atsız dan tokat gibi bir cevap gelir "fakat komünist" evet dönemin içinde böyleymiş. Bugün ATSIZ'a faşist Nazım'a hain diyorlar. Oysa ben birinin yazılarını birinin de şiirlerini bastım canıma. İkisini aynı anda sevdim. Ve ben bu incelemeye başlarken ATSIZ'a da değiniyorsam 21. yy ve hâlâ bir şeyler değişmemiş demektir bu ülkede. Korkarım değişmeyecekte. İzmler ideolojiler kavramlar tüm fikirlerin kökü kazılmalı. Tek gerçek Şeriat ya hakkk! Pardon burası yeri değidi gaza geldim oluyor böyle hakikatleriin dışa vurumu:) Nazım Hikmet'in kalemi döneminin çok çok ötesinde ve hâlâ dahi aşılabilmiş değil. Bugün toplumsal meselelerin ele alım şekli değişmiş olsada ki artık alınmıyor da birey bu yy da daha çok kendini arama bulma ya da toplumda bir kimlik edinebilme kaygısı içinde. Çoğu şair de farklı bir şiir yaratma çabasına düşmüşken Nazım Hikmet Rusya dan mayakovski'nin şiir anlayışını alıyor ve Türkiye ye uyarıyor. O zamana kadar bizim insanımız geleneksel şiir kalıplarından çıkmış değil ve Nazım Hikmet ile birlikte yepyeni bir şiir dönemi başlıyor. Ve bu gerçekliğin başı oluyor. Nazım Hikmet'in fikir babası olarak mayakovski desem bile Nazım Hikmet'in şiir yaşamına katkı yapan ve gelişmesini sağlayan iki şey var biri hasret diğeri ise kadınlar. Evet kadınlar olmasa büyük ihtimalle Nazım doğmazdı. Bazı insanların yazarken belli motivasyonları vardır. İçinde çoğunlukla bu bulunur. Bir kadının gözlerine bakarak bir kitap yazabilirim. Ama gökyüzüne baktığımda bir kadının gözlerini göremezsem benim için mavi bir tabaktan başka bir anlam ifade edemez. Nazım Hikmet'in de hayatında bir sürü kadının olmasının sebebi budur. Yazıyor. Nazım şair. Bununla besleniyor ve bununla ilham alıyor. O yüzden kendi için gerekli olan ne varsa bununla sanatını besliyor. Bir diğeri ise memleket. Nazım Hikmet 21.yy vatanperver insanından daha çok düşkündür bu memlekete bu bayrağa. Ve yıllarca yaşadığı sürgün hayatına rağmen yine de bu toprakların taşına toprağına özlem duyabilmiş taaaa buralardan çalınan bir türküyü yapılan bir çorbanın tadını alabilmiştir. Memleketim memleketim  diye bağırabilmiştir. Fırsatı yoktu ülkeye gelemedi. Bize fırsat verseler ülkeden kaçarız ve bir daha dönmeyiz ama Nazım Hikmete de Vatan haini demekten de kendimizi alamıyoruz. Çok samimiyetsiz insanlarız. "seni düşündüm, yani Memleketi" Ve her şeye rağmen Nazım Hikmet umudun şairidir. Kim olsa yıkılır dayanamaz bunlara ama Nazım Hikmet hayata karşı ve her şeye rağmen "insanlara inanmalıyız" diyerek ve yaşamaya dair o vakur, onurlu duruşu bize karşı yaşamın tutunacak bir yanı olduğunu gösteriyor.  Nazım deyince neler geliyor ki akla. Hiç Nazım okuyan insanda kötü olur mu :) hasret acı elem kalbimize saplanırken dahi Nazım okuyoruz yıkılmıyoruz. Ama Nazım'ı memleket hasreti yıktı. Ahh vatan haini Nazım. Ve Nazım tüm milletlerin dertleriylede dertlenebilmiştir. Tüm milletlerin acısını duyabilmiştir damarlarında. Ve şiirlerinde hiroşimalı bir kız çocuğu için ağlayabiliyor Afrikalı bir çocuk için kırılabiliyoruz.  Yani Nâzımın memleketi tüm dünyadır diyebilirim. Çünkü Nâzımın kavgası tüm dünya insanları için olmuştur. İlelebet kendisiyle yaşayacak bir kavga. Ve Nâzım'ın burada olmayan ama en sevdiğim şiirini eklemek istiyorum. youtu.be/Wl7ZXS8zR34 Göğsümde 15 yara var! Saplandı göğsüme 15 kara saplı bıçak! Kalbim yine çarpıyor, kalbim yine çarpacak! Göğsümde 15 yara var! Sarıldı 15 yarama kara kaygan yılanlar gibi karanlık sular! Karadeniz boğmak istiyor beni, boğmak istiyor beni, kanlı karanlık sular! Ahh ahh 15 kişi. Karadenizde bir grup bizim insanımız (!) diyebileceğimiz vahşiler tarafından 1921 yılında katledilen Mustafa Suphi ve arkadaşları.. Kendi insanımızı öldürdük. Bu da onun şiiridir Nazımdan hikayesi de derinden. 15 kişi Karadeniz sularına gömüldü. İşte Nazım bu mücadelenin adamıdır. O yüzden diyeceğim dostum ağız dolu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken GülümNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202245 okunma
·
1 plus 1
·
5.1k views
Baran  AYYILDIZ okurunun profil resmi
Tebrikler çok güzel bir inceleme olmuş.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.