Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

512 syf.
9/10 puan verdi
Kesinlikle harikaydı...olay çok güzeldi. Kurgu çok güzeldi. Beni oldukça etkiledi. Tek sıkıntı çeviri. Orijinal dilini okumak daha iyi olurdu. Okumakta en zorlandığım kitaptı ama bu kesinlikle kurgudan değil. Kurguya sözüm yok ama çeviri cidden beni zorladı. Bazı cümleleri anlamak için tekrar tekrar okumam gerekti. Her neyse kurguya geçelim. !!!SPOILERLI!!! Juliette ve Roma arasındaki çekim mükemmeldi kesinlikle. Düşman çetelerin varislerinin, ikiye bölünmüş acımasız şehirdeki aşkı...geçmişleri güzel olduğu kadar da acımasız. Tanışmaları tatlı olduğu kadar can acıtıcı. Barışmaları çok çok güzeldi. Ama tabii bu kitap boyunca ciddi anlamda sürekli sövdüğüm Tyler Cai yüzünden mahvoldu. Tyler Cai gözüm görmesin seni. Paul Dexter'ın Larkspur çıkması beni baya şaşırttı açıkçası. Onda o kapasiteyi görmemiştim ki gerçi hâlâ nasıl bu kadar zekice bir şey yapabildi emin değilim. Neyse ki kafasında bir delikle Huangpu Nehri'nin derinliklerinde gezintiye çıktı. Bunun için Juliette'e teşekkür ederim. Ayrıca otuz altıncı bölüm...'Roma ellerini boğazına götürdü.' bu tek cümle beni yerle bir etti kesinlikle! Roma Montagov'a aşık oldum. Ama yazarın onu bir tık arka planda bırakması hoşuma gitmedi. Roma'nın Juliette ile eşit şekilde ön planda olması gerekiyordu. Ama bunlar Roma Montagov'un ne kadar çekici olduğunu gerçeğinin üzerini kapatamaz! Marshall Seo ve Benedikt Montagov ikilisi...Marshall'ı okurken yüzüme sürekli bir gülümseme ve kahkaha hakimdi. Benedikt ile didişmelerine de bayılıyorum. İkisinin kişilikleri birbirlerini dengeliyorlar. Benedikt'in ciddi tarafını seviyorum. Ek olarak Marshall öldü diye öyle korktum ki anlatamam! Ağlamıştım! Marshall tatlım gerçekten ölmüş olsaydın hayatım boyunca yasını tutardım. Ama neyse ki ilerleyen sayfalarda; "Su getirdin mi?" diye sordu Marshall. "Çok susadım Juliette..." Juliette kocaman su tenekesini kaldırıp masaya öyle bıraktı ki, sallanan metal kutu içindeki suyla beraber tatsız bir ses çıkarıp onu susturdu. Marshall sırıttı. "Yemek de getirdim," dedi Juliette. "Çünkü açlıktan ölmeni istemiyorum." Marshall sepetin içine baktı, ufak torbaları inceledi. "Yalnızca portakal mı var? Elmayı daha çok severim." Juliette iç geçirdi. "Ölü bir adam için," diye mırıldandı. "gerçekten sinir bozucusun." Bunları okumak gözyaşlarıma teselli oldu ve yüzüme bir gülümseme hakim oldu. Marshall Seo tatlım iyi ki varsın! Olmadık yerlerde kahkaha atıp şakalar yapmasına bayılıyorum! Son olarak kitabın kaosu çok etkileyiciydi. Rüyama kadar girdi o böcekler. Yani bir ürperti yaşamadım değil. Üzerimde etki bırakan kitaplar hoşuma gider. Kitabın merakta bırakarak bitmesi de beni Şiddetli Sonlar'ı okumaya ikna etti bile. Benedikt'in asker selamı diyerek bitiriyorum.
Şiddetli Hazlar
Şiddetli HazlarChloe Gong · Martı Yayınları · 2022544 okunma
·
211 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.