Gönderi

448 syf.
10/10 puan verdi
Kadavra Mevsimi
“İçimde bir şeyler uyanıyordu. Kendimi çok iyi hissediyordum, çok güçlü. Sanki tüm dünyayı ağzıma atıp bir parça tütünmüş gibi çiğneyebilir ve onunla işim bittiğinde, evrene geri tükürebilirdim.” Babasını daha çok küçük yaşlarda bir yangında kaybeden, (karakterimizin adını ne kadar merak etsek de kendinizi kaptırdığımız heyecanlı bir yolculuğun sonunda öğreniyoruz.) sevgisini hissedemediğini düşündüğü annesi ile birlikte yaşamaktadır. Üniversite sınavında Edirne Tıp Fakültesi’ni kazanmış ve annesininde onu bir an önce evden göndermeyi istiyor gibi bir hali vardır. Ne de olsa evlilik aşamasına gelmiş bir ilişki içindedir ve belli ki M.E’ye maddi desteği de olmayacaktır annesinin. Edirne’ye varması, yurda yerleştiğinde ilk Emre ile tanışması, sonrasında Anıl ve Orkun ile samimi olması ile M.E.’nin üniversite hayatıda başlamış olur. Çocukluğundan bu zamana neden olduğunu bilmediği altına kaçırma durumundan dolayı ne kadar tedirgin olsa da yurt ve okul günleri iyi gidiyordur M.E.’nin. Taa ki anatomi dersleri başlayana kadar… Şansına yeni bir diseksiyon laboratuvarı yaptırılmış ve anatomi pratik ders saatleri artırılmıştır. Bu da, her öğrenciye bir kadavra düşmesi anlamına geliyordu ve tabii M.E.’nin de kendine ait bir kadavrası vardı. Ama sorun şu ki kadavrası fazlasıyla tanıdık geliyordu ve sanki kadavrası onunla konuşuyordu ya da M.E.’mi öyle hissediyordu? Yavaş yavaş aklı karışmaya, her şey bulanmaya başlıyordu. Üstelik aklının bir köşesinde sakladığı ve dışarı çıkmak için bekleyen bir sır var gibiydi. Unuttuğu ya da aklının unutmaya zorladığı ne olabilirdi ki? Neyse ki Emre vardı her daim yanında olan, bir de yanında olsa da tuhaf bir his veren Orkun… Ama kesin olan hayatının gittikçe karıştığıydı.. Heyecan, gerilim, gizem ve merakın hiç bitmediği bir eser, kesinlikle TAVSİYEMdir. Syf: 440
Kadavra Mevsimi
Kadavra MevsimiCüneyt Candaş · Müptela Yayınları · 2020441 okunma
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.