Gönderi

147 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın İnsana Dokunuşu
Arkadaşım hediye aldığı için ofisime düşen bu kitap akıcılığı sayesinde bir çırpıda bitti. Hissettirdikleri ve düşündürdükleriyse geride kaldı. Jonathan'ın diğer martılardan farklı olduğunu hissetmesi, bu onu mutsuz ettikçe onlara benzemeye çalışıp benzeyememesi ve bildiğini okumaya devam etmesi çok tanıdık geldi kendi hayatımdan. Keşke bunu o çalkantılı günlerimde okusaymışım, yalnız olmadığımı anlayıp rahatlardım belki biraz. Problemin bende olmadığını, benim gibi insanların az da olsa var olduğunu ve bir gün onlarla tanışabileceğimi bilseydim kesin rahatlardım. Kitaba dönecek olursam, hayatı boyunca öğrenmeyi bırakmayan insanları sevdiğim gibi martı Jonathan'ı da çok sevdim tabi ki. Ben de çok sorguladım onun gibi, diğer insanlar neden bizim gibi değil diye. Şu anda da tam olarak eski sürüsüne dönüp onların ufkunu açma çabasına girdiği dönemdeyim sanırım memleketime ofis açtığıma göre. Kesinlikle onun gibi "oldum" kıvamında değilim ama. Daha olmak için yapmak istediğim çok şey var. Kendim olmaya çalışırken bir yandan da diğer martılara özgür olduklarını anlatabilirsem ne mutlu bana. Bir de Jonathan sürüden ayrıldıktan sonra onu hiç görmeyen martıların onun yaptıklarına önce hayran kalması, sonra ulaşılamaz bir mertebe olarak düşünmeye başlayarak onu kutsallaştırmaya başlamaları ve yıllar içinde bunun bir dine dönüşmesi çok mantıklı geldi. Çok güzel kurmuş yazar. Erasmus'tayken yabancı arkadaşlarımdan da dinlerin böyle oluştuğuna inananlar vardı ama o zaman "Yani bu da bir görüş." deyip geçmiştim. Şimdi süreci gözlemlemiş gibi hissediyorum ve daha da mantıklı buluyorum. Bazı dinler böyle oluşmuş olabilir cidden.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201967,7bin okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.