Gönderi

358 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Hastalığa sahipseniz, nedeni gibi çözümü de içinizde olabilir.
Valeriy Sinelnikov, Tıp Fakültesinde ‘’Hastayı tedavi etmek için hastalığın nedenlerini bulup onları ortadan kaldırmak gerekir.’’ cümlesiyle eğitilmişti. Fakat kendisi ne eğitim sürecinde ne de staj döneminde hastalığın sebepleri hakkında bilgilendirilmediğini ve bunun üzerine tüm bu sürecin başladığını söylüyor. Cevabı ararken otlarla, halk reçeteleriyle, biyolojiyle ilgileniyor. En sonunda Homeopati’ye yöneliyor. Bu süreçte de hastalıkların nedenlerinin insanın dışında değil içinde saklandığı kanısına varıyor. Kitabımız genel çerçevede iki bölümden oluşmakta. Kitabın ilk bölümü hastalıklar ve bilinçaltı ile ikinci bölümü ise sayısız hastalığın sebepleriyle ilgili. Ayrıca belirtmekte fayda var, kitabı bir roman edasıyla okumaktan ziyade çalışma kitabı olduğunu varsayarak okumalıyız. En başa, kitabın ismine dönelim ‘’Hastalığını Sev’’. Kişi neden kendisine acı ve huzursuzluktan başka bir şey vermeyen bu problemi sevsin ki? Fakat burada vurgulamak istediği şey şu, hastalıklar insan bedeninin alarm mekanizmasıdır. Yönetim ise bilinçaltındadır. Hastalıklar, bilinçaltının bir şeyler yolunda gitmediğinde gönderdiği işaretlerdir aslında. Bu nedenle hastalıklarla savaşmak bilinçaltı ile savaşmaya eştir, yersizdir. İnsanlar birlikte yaşadıkları problemleri konuşarak çözebilirlerse, hastalıklar da bilinçaltı ile konuşarak çözülebilen konulardır diyor yazarımız. Bir nevi bilinçaltı ile mütareke imzalamak gibi düşünebiliriz bu iletişimi. Tıp ne güne duruyor da diyebilirsiniz fakat ona göre modern tıp hastalıkların sebeplerini dikkate almadan yok etmeye çalışıyor. Bu baskılanma da bir sonraki kuşaklarda hastalık olarak yeniden doğuyor. Kitabın sonunda bu konuya bir açıklık getiriyor ve niyetinin tıp biliminin başarılarını reddetmek olmadığını aksine amacının bilinçaltı ile iletişiminin önemini vurgulamak olduğunu belirtiyor. Konudan uzaklaşmadan çözüme dönelim. Öncelikle ‘’sorumluluk alarak’’ soruna hangi olumsuz davranış ya da ‘’duyguların’’ sebebiyet verdiğini öğrenmeli. Bu sebepleri ise kişi, dış ortamda değil içinde aramalı, içine dönmeli. Duygular kelimesini vurguladım çünkü yazar kendimize, çevremize olan iyi ya da kötü tutumumuzun dönüp dolaşıp bizi bulacağına inanıyor. Yani kendi ellerimizle yaşamımızı kurarken hastalıklarımızı da inşa ettiğimizi anlatıyor. Bu sebeple kişi yaşamını değiştirdiği gibi bu hastalıklara da ancak kendisi çözüm olabiliyor. Hastalığı çözmek için de bu olumsuz duyguyu olumlu niyetle değiştirmeli ve insan durgunluğundan uzaklaşarak yeni davranış kalıpları denemeliyiz. Bilinçaltı ile iletişim yolları: İlk yöntemimiz kısaca sormak istediğiniz soruları yönelttikten sonra odaklanarak bilinçaltının bir cevap vermesini beklemek ve bu şekilde süreci devam ettirmek. Bu cevap zihinde canlanan resim ya da vücudun bir yerinde yanma, batma, hareket de olabilir. İkinci yöntem ise ipten asılan bilyelerle yapılan sarkaç metodu. Ele hakim olmadan bilinçaltının kaslara müdahale etmesine izin vererek cevapları sarkacın yönüne göre belirlemek. ‘’İnsanlar hastalığı kendileri yaratır ve sadece kendiler onların nedenlerini ortadan kaldırarak kurtulabilir.’’ Hastalıkların nedenleri ise dışarıda değil, içimizde saklıdır. Tüm problemlerin bilinçaltından kaynaklandığını düşünse de hastalığı gelişiminin bir parçası olarak görüyor. Sözlerimi bitirmeden 2. bölüme de kısaca değinmek istiyorum. Yani hastalıklar ve mümkün nedenleri. Örneğin Migren, kendisini suçlayarak ve cezalandırarak mükemmel olmaya çalışan kişilerde oluşabilir. Tikler ve hiperaktifliğin sebebini ise ebeveynin ilgisiz davranması ve şartsız sevgisinin olmamasına bağlıyor. Kalp hastalıklarını da kişinin kendisine ve çevresine karşı sevgi kıtlığıyla ilişkilendiriyor. Burun kanaması, sindirim sorunları, diğer organlar, kanserler, psikiyatrik problemler gibi birçok hastalıktan söz ediyor. Bu kısım uzar gider. Hayatın akışında yazarın söylemleri ne kadar realist gelir bilemem ama bu konuya farklı noktalardan bakmamız gerektiğini hatırlatan başarılı bir kitap. İncelemenin bu kadar uzun olmasını, uzun zamandır inceleme yazmamış olmama ve bu incelemenin uzun süredir taslak olarak kenarda durmasına bağlamak istiyorum. Bu incelemenin üzerine merak edip kitabı okursanız, yorumlarınız ve fikirleriniz için ben buralarda olacağım. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ediyor ve Şirinleri görebilme garantisi veriyorum. Şirin kalın :)
Hastalığını Sev
Hastalığını SevValeriy Sinelnikov · Pegem Akademi · 2015176 okunma
·
135 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.