Gönderi

bugün tüm ekip inceleme yazmaya geldik. uygulamayı iris için açtık :)
Nefes kesici bir adamdı. Kaç yaşlarındaydı acaba? Oldukça gençti. Tabii bulunduğumuz bu yıl için bunu ifade etmek mümkündü. Yutkundum. Bir kuş gibi çarpan kalbimin sesini bastırsın diye çörekten bir lokma aldım. Yeşil gözleri, beyaz teniyle bir ahenk içindeydi. Kirpikleri bir ok gibi süzülüyordu gözkapaklarından. Çene kasları ve keskin yüz hatları ile hiç görülmesi mümkün olmayacak kadar hoş görünüyordu. Saçları alnına düşmüştü. Yağmur çiselemeleri saçlarını alnına düşürmüş olmalıydı dedim kendi kendime. Bir hülyadan kopmuş gelmişti sanki. Konuşmuyordu. Ben de öyle. İki insan ancak bu kadar susarak konuşabilirdi. Mühim olan da susarak konuşmak değil miydi? O da tıpkı benim yaptığımı yapıyordu. Onun bu bakışlarını dağıtmak adına çöreği kendisine geri uzattım. Gülümsedi. Bir şeye sebep oldu bu gülümseme. Sanki cezası son bulmuş bir mahkûm özgürlüğü doğmuştu ruhuma. Göğsünün bir efsunu olmalıydı dedim kendi kendime. Ancak bu kadar başımı oraya yerleştirmek istemenin bir açıklaması münasipti. Sanki son günlerin bir mevasıydı. Hem zaten her güçlüğün sonunda bir aydınlık yok mudur? Bu yabancı, benim güç ve karanlık günlerimin bir yönü veyahut bir ışığı mıydı? Gülümsedim. Bu gülümseme kendimle alay etmek içindi. Şu duruma bile anlamlar yüklüyordum ya, gerçekten benim hayal gücüm başıma dertti. Yanıma oturdu. Konuşsun istiyordum. O da benim konuşmamı istiyor muydu? Merak ediyor muydu bu tuhaf görünümlü kızı? Adımı, nerden geldiğimi? Neden yerde yığılı olduğumu? Yutkundu. Bunu birkaç kez yaptı üstelik. Niyeti vardı bana bir iki sual sormaya. Bir kiraz kırmızılığı olan dudakları kurumuş muydu? İki kez diliyle nemlendirdi dudaklarını. Elini yanağıma yerleştirdi. Sanırım sevdiğim tek soğuk bu yabancının vücudundaki soğukluk olmuştu
Sayfa 49 - Dean ve MineKitabı okudu
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.