Kendisi küçük ama etkisi büyük bir kitap. Ölümle burun buruna gelerek bütün yaşamını sorgulayan İvan İlyiç'in hikayesi. Ölüm nedir, insanı aslında öldüren şey fiziksel acılar mıdır yoksa ruhsal acılar mıdır gibi sorulara yöneltiyor insanı.
Ölüm dehşetiyle aslında bütün bir ömrün heba edildiği gerçeğini kabullenemeyişin acısı...
Herkesçe doğru olan, gıpta edilen, olması gerektiğiymiş gibi görünen hayat aslında doğru bir hayat mıdır? Ya da asıl doğru hayat senin seçimlerinden, onaylanmasa da bizim için güzel olan hayat mıdır? Mükemmel sorular ve iç hesaplaşmalar...
Geç kalınmışlığın ve bunun farkında olmanın acıları..
Herkese tavsiye edebileceğim derin ve güzel anlamları olan bir kitap.