Uğultulu tepelerde kaybolmaya hazır mısınız?
Emily Brontë Uğultulu Tepeler Uğultulu Tepeler bugün bir başyapıt olarak kabul ediliyor. Gotik bir roman olup, okuyucunun hayal gücüne çok şey bırakıyor ve yoruma açık bir kitap. Yorkshire West Riding'deki tepelerde karantinaya alınmış bir binadır. Uğultulu Tepeler, Bay Heathcliff'in meskeninin adıdır. Romanın başından itibaren, evin tarifi çok karanlık, bulutlu ve garip görünüyordu.Ev gök gürültüsü, kar ve yağmur havasının çarpabileceği bir yerdeydi. Uğultu burada metafor olarak kullanılmıştır, kitaptaki kargaşa, entrika, acı, şehvet hatta hayaletimsi manzaralara rastlayacağımız temaları içerir. roman belli ki aşk hakkında, farklı ve tuhaf bir aşk. Bu romandaki duygular ve aşk, tıpkı uğultu gibi çok şiddetli, vahşi ve acımasız çıkıyor. Üçgen aşk, sıklıkla doğa metaforları aracılığıyla anlatılır. Romanın başlığı karakterlere özelliklerini kazandıran en önemli özellik olsa da Emily Bronte romanı daha ilgi çekici kılmak için iki yere yer vermiş. Soğuk, kasvetli, karanlık ve ıssız kırlar, Uğultulu tepeler ve Thrushcross Grange iki aileyi birbirinden ayırmıştı. Her iki ev de farklı ahlak ve değerlere sahiptir. Uğultulu Tepeler vahşiliği temsil eder. Diğer taraftan, Thrushcross Grange ve Linton ailesi kültürü, gelişmişliği, yerleşimi ve eğitimi temsil eder. Hikaye Heathcliff ve Catherine'dir. Güçlü varlıkları ve karmaşık kişilikleri romanın her yerinde anlatılır. Catherine ve Heathcliff'in aşkı tamamen farklı bir düzlemde var olur: hayaletleri, cesetleri, ruhların birliğini (veya sahipliğini) ve intikamı içeren bir düzlem. İntikamdan bahsetmişken, evlat edindiği ailesine, hayatının aşkına ve komşularına karşı birden fazla kin besleyen Heathcliff, her intikam dramasını çocuk oyunu gibi göstermeyi başarır. Aşk ensesttir, psikolojik olarak zarar vericidir, manipülatiftir, şiddetlidir, öldüğünüzde cesedinizi kazar ve sonsuza dek hayaletiniz tarafından musallat olmak isteyebilir mi? Uğultulu Tepelerdeki aşk işte böyle bir aşk... Halen daha Heathcliff in tam olarak ne olduğunu anlamış değilim. Yukarıda da belirttiğim gibi, kitap yoruma çok açık bir kitap.
Aslında, bu roman her şeyin hem çok siyah hem de çok beyaz olmasıyla ilgili . Karakterler hem çok iyi hem de çok kötü. Aşk hem gerçektir hem de tamamen yalandır. Sınıf sınırları hem katı hem de esnektir. Kırlar hem güzel hem de ürkütücü. Hem öyle hem böyle.. Uğultulu tepelerde kaybolmanızı şiddetle tavsiye ediyorum :))))) 
