Gönderi

220 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Dünya Okulu
“Bu kitap kısmen khanacademy.org'un inanılmaz oranda kabul edilmesi ve büyümesinin; daha çok da bu büyümenin, bize yaşadığımız dünyayla ilgili olarak ne anlattığının hikayesi.” Yazar, geleneksel eğitimin öğrencileri ve öğretmenleri nasıl etkilediğini, verilen bilgilerin ne kadar kalıcı olduğunu ve gerçek hayatta ne kadar işe yaradığını sorgulayıp bu soruna çözüm olarak da formal eğitimin değişmesi ve dış dünyayla daha alakalı olması gerektiğine dikkat çekerek kendi üretmiş olduğu interaktif yazılımları eğitime alternatif olarak sunuyor. İlk olarak birinci bölümde yazar, kuzeni Nadia'ya verdiği eğitimden bahsediyor. Nadia matematik dersinin bir konusunda sıkıntı yaşayan bir öğrenciydi. Yazara göre Nadia çok başarılıydı. Sadece uygun eğitim ve zaman verilirse konuyu daha iyi anlayacağından hiç şüphesi yoktu. Yazar: “ İnsanlar farklı hızlarda öğrenir. Bazıları, sezgi patlamalarıyla hızlı bir biçimde öğrenir; bazılarıysa konuyu yavaş yavaş, uğraşa uğraşa kavrar. Hızlı demek her zaman daha zeki demek değildir, yavaş demek de kesinlikle daha aptal anlamına gelmez. Dahası, hemen anlamak ile derinlemesine kavramak aynı şey değildir. Yarışın sonunda kaplumbağa tavşandan daha fazla -daha yararlı ve kalıcı-bilgiye sahip olabilir.” diyerek kuzeninin yaşadığı durumu özetliyor. Sonrasında hikâyesine kuzeni Nadia’ya yardımcı olmak amacıyla kullandıkları bazı programları anlatıyor. Bu sayede kuzeni eksik olduğu konuları başarılı bir şekilde tamamlıyor. Sonrasında farklı bazı yazılımlar ile birkaç öğrenciye de eğitim verdiğini ve onlara yardımcı olduğunu anlatıyor. Vermiş olduğu bu dersler yazara yeni fikirler veriyor. Yeni videolar çekerek ve yazılımlar oluşturarak daha fazla insana yardımcı olabilmeyi planlıyor. Ona göre bu yazılımlar sayesinde insanların konulara olan merak duyguları artacak ve onların kendi kapasitelerini fark etmelerini sağlayacaktır. Günümüzdeki eğitim sistemimize eleştiri olarak konuların ayrı ayrı verilmemesi gerektiğini, aslında her konunun birbiriyle bağlantılı olduğunu ve birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak verilirse öğrencinin konuyu daha iyi öğreneceğini savunuyor. “Bence hiçbir konu asla bitmez. Hiçbir kavram, diğer kavramlardan kopuk değildir. Bilgi süreğendir; fikirler akar.” sözüyle konuların birbiriyle ilişkili olduğunu belirtiyor. Ayrıca her öğrencinin bireysel öğrenme hızının farklı olduğunu yani bazı öğrencilerin anlatılan konuyu hemen kavrarken bazı öğrencilerin ise daha yavaş öğrendiğini , aslında yeterli zaman ve eğitim desteği verilirse her öğrencinin bütün konuları öğrenebileceğini söylüyor. Bu görüşünü de “Tam Öğrenme Modeli"ne dayandırıyor. İkinci bölümde, gelenekleri sorgulayarak var olan eğitim sistemini insanlığın kurulduğu ilk çağdan bu yana eleştiriyor. Prusya modelini ve nereden geldiğini açıklayarak aslında günümüz eğitim sisteminin öğrencileri yaratıcı düşünmekten alıkoyarak sadece devlet adamlarının istediği şekilde yetiştirildiklerinden bahsediyor. Daha sonrasında okullarda verilen derslerin ve konuların ayrı ayrı işlenişleri ve öğrencilerin bu öğrendikleri konuları gerçek hayatta nerede ve nasıl kullanacaklarını bilmemelerini "gravyer peyniri" terimiyle açıklıyor. Testlerin öğrencilerin başarısını belirlemede tek ölçme aracı olarak görülmemesi gerektiğini; öğrencileri aldıkları notlara göre şubelere ayırmanın çok yanlış olduğunu, onların yaratıcı düşünme becerilerinin bu sayede yok edildiğini; verilen ev ödevlerinin aslında sınıf içinde yetersiz ders verilmesinden kaynaklı öğrencileri çok zorladığını; her yerde okul fikriyle her öğrencinin hayatının hemen hemen her alanında aktif olarak o dersi dinlemesinin konuları daha kalıcı hale getirdiğini ve ayrıca okul ekonomisi için teknolojik materyallerin yeni öğretim modelleriyle harmanlanarak verildiğinde daha iyi bir eğitim ortamı sunulabileceğini dile getiriyor. Üçüncü bölümde, Khan Academi Yazılımı'nın hangi aşamalardan geçtiğini, nasıl büyüdüğünü anlatıyor. Bir bölümde "Paronaya Risk" adını verdikleri eğlenceli oyunla öğrencilere konuları yaparak yaşayarak öğretip konuyu daha iyi anlamalarına yardımcı olduklarını söylüyor. Sonrasında gelen teklifleri değerlendirerek projelerine başladıkları günü anlatıyor. Son bölümde, Salman Khan, işbirlikçi öğrenmenin gerekli olduğu ve yaş faktörünün ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor. Ona göre sınıf mevcudu yeteneğe göre oluşturulmalıdır. Her yaştan insanların bir sınıfta olabileceğini ve hatta böyle olursa verilen eğitimin daha yararlı olacağını söylüyor. Çünkü bu sayede okul duvarları rekabet ortamı olmaktan çıkıp, bilginin karşılıklı bir şekilde aktarıldığı,ve bireylerin daha kolay öğrenilebileceği bir ortam olabileceğini söylüyor bizlere. Büyüklerin küçüklere yardımcı olacağı, her dersi birkaç öğretmenin anlatmasıyla birlikte öğretmen yükünün hafifleyeceği bir sınıf modeli çiziyor. Bütün bunlara ek olarak da verilen eğitimin oyunlarla daha eğlenceli hale getirildiğinde öğrencilerin o dersten çok fazla zevk alabileceğini ve bilginin daha kalıcı olabileceğini söylüyor. Bütün bunların kendi kurmuş olduğu interaktif yazılım sistemiyle destek olup verilen bilgilerin kalıcı olmasını ve herkes için eğitimde fırsat eşitliği sağlayacağını söylüyor. Günümüz eğitim sistemine bakacak olursak; öğrenciler sadece not düzeyine göre değerlendiriliyor fakat böyle olunca öğrenci kendini yeteneksiz ve yetersiz olarak görüyor. Bu durum öğrencide özgüven sorunu oluşturuyor. Konuların iç içe olmayışı öğrencilerin dersi tam anlamamasını ve konular arasında bağlantı kuramamasından ötürü o dersten sıkılıp verilen bilgileri öğrenememesini sağlıyor. Öğrencinin daha konuyu anlamadan çokça ödeve tabi tutulması öğrencinin verilen görevi anlamamaya, eksik veya hiç yapmamaya itiyor. Yapılan sınavlar öğrencinin zeka seviyelerini tam ölçmüyor maalesef ki. Öğrenciler aldıkları notlara göre zeki veya yeteneksiz olarak etiketleniyor. Öğretmenin sınıf içinde daha çok aktif olması öğrencilerin o dersteki verimini azaltıyor. Öğretmenlerin bilgilerinin veya anlatım tarzlarının kısıtlı olması öğrencilere istenilen bilgilerin verilmesini zorlaştırıyor. Ayrıca yeterli teknolojik aletin bulunmaması veya var olan teknolojinin verimli kullanılmaması, öğrencinin konuları gerçek hayatla bağdaştıramaması, ders sürelerinin çok uzun olmasına bağlı olarak öğrencilerin dersten sıkılıp konudan kopması gibi birçok olumsuz faktör, öğrencilerin verimli bir eğitim sürecinden geçmediğini gösteriyor. Khan akademinin sunmuş olduğu bu eğitime destek yazılımı geleneksel eğitimimizin eksik yönlerini tamamlayacak veya eğitime bambaşka bir boyut getirecek gibi görünüyor.
Dünya Okulu
Dünya OkuluSalman Khan · Yapı Kredi Yayınları · 20211,746 okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.