Hayat nerede başlayıp nerede son buluyor? Hangi noktada kontrolü kaybediyor ve olmak istediğimiz noktadan uzaklaştığımızı ne zaman fark ediyoruz? Keşkelerin gölgesine gömülü bir hayat mı yaşıyoruz? Nora Seed bu soruların hiçbirinin doğru cevabını bulamayan, yaşadığı hayatın içine sıkışıp gün be gün ezildiğini ve belki de yok olmayı beklediğini gördüğümüz bir karakter. Ancak yazar, ruhsal bunalımın son basamağından kendini bırakmak üzere olan bu karaktere, bir başka seçenek sunuyor. Tabii bu seçenek yalnızca ona değil bizlere de sunulmuş vaziyette. Yazar tüm bu macera boyunca anlatmak istediği düşünceyi her bir bölümde daha farklı bir şekilde, bambaşka kılıklarda sunsa da finalde birkaç cümle ile aslolanın ne olduğunu, tüm soruların cevaplarını inci gibi diziyor. Pişmanlık, geçmişte kalması gereken iyi veya kötü tüm seçimlerin sonucunda, akılda kalan 'acaba' sorusundan ibaretken, bizler o acabalarla elde ettiğimiz asıl sonuçları kendimize yük ediyor ve önümüzü görmeyi yasaklıyoruz bir noktada. Yaşamın dün veya yarından değil bugünden ibaret olduğunu, yaşanmış hiçbir şeyin değiştirilmesine gerek olmadığını unutuyoruz. Çünkü biz buyuz, geçmişte attığımız adımların bir sonucuyuz. Güzel veya çirkin olabiliriz, başarılı veya kimine göre başarısız da olabiliriz. Fakat bu bizim yanlış olduğumuzu göstermiyor. İlerlediğimizi, çabaladığımızı, hissettiğimizi, sevdiğimiz ve sevildiğimizi, belki yalnızca yaşadığımızı unutmamalıyız. Yazarın anımsamamızı istediği şey bu. Yaşamın kıymetini tane tane anlatıyor. Yazımını her ne kadar sevsem de mesajı ve eğlenceli konusu beni daha çok cezbetti. Aslına bakarsanız bu konu daha iyi anlatılabilir miydi diye düşünmeden kendimi alamadım. Yine de tavsiye edebileceğim, güzel bir kitap.

Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,6bin okunma

·

35 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehtap Serra