Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Görünenin Ardındaki Görünmeyenler
Her görünenin, görünmeyen arka planı var. Konu Ardel olduğunda ise bu görünmezlik çok daha derin... Uyarı: İnceleme her iki kitap için de spoiler içermektedir. Vaktinden evvel ifşa olan sırlar için sorumluluk kabul etmiyorum. Serinin ilk kitabında, zihninde ihanet günceleri biriktiren Audra'yı okumuştuk. "Lilah" kişiliğinin perdesi altında gizlenmek zorundaydı. Ardel'in ikiye bölünmesinden sonra, hırstan gözleri dönmüş Batı kralı, kardeşinin topraklarını ilhak etmiş ve Doğu Ardel halkını köleleştirmişti. Audra ise acılarla dolu halkın tek umuduydu ve potansiyelini gizleyerek, zayıflık maskesi altında bir politika oyunu oynamak zorundaydı. Güçlü olmak zordur. Güçlüyken zayıfmış gibi davranmak daha da zor. İkinci kitapta Audra asıl kimliğine kavuştu. İhanet günceleri yok oldu. Uğruna yetiştirildiği asıl amacın peşinden gitmeye hazır. Mücadelesi sanılandan daha derin. Kaldırdığı yalnızca kimliğinin perdesi değil. "Efsane, masal" adıyla insanlardan gizlenmiş perdeleri de kaldırmalı. Perilerin, sirenlerin, büyücülerin diyarına gitmeli. Kan gülleriyle sınanarak soyuna bahşedilmiş kılıcı alıp, ülkeleri birleştirip insanlardan intikam almak isteyen kötü büyücüye karşı bir savaş başlatmalı. Üstelik bütün bunları on sekiz yaşında bir kızken ve doğaüstü gücü olmayan bir insanken yapmalı. Geçirdiği evreler bir kahramanın olgunlaşma sürecine çok benzese de Audra efsanevi bir kahraman değil, bir insan olarak yazılmış. Üç boyutlu, gerçek bir insan olarak. Yorulan, zaafları olan, hata yapabilen bir karakter. Bu yüzden kitap fantastik bir dünya içinde geçmesine rağmen realist bir yapıya da sahip. Bir ayağı gökteyken diğer ayağı yerde. Hani eski kafalı insanlar, fantastik edebiyatı "gerçek hayattan kopuk" diye eleştirirler ya, bu seri tam da o tür insanlara tokat. Gerek insan psikolojisi konusunda, gerekse politika ve diplomasi konusunda da içi dolu bir kurgu. Duvaklı Bakire heykelini görmüşsünüzdür. İsim olarak bilinmez ama Google'da aratırsanız mutlaka tanıdık gelecektir. Mermerden, duvağın nasıl yontulabildiğine hayretler içerisinde bakarsınız. "Nasıl emek harcanmış, nasıl yetenekli eller bunlar" diye düşünürsünüz. İşte Ardel'i okurken de benim aklımdaki düşünce buydu. Doriana'yı, Drew'i, Harrison'u, Adras'ı, Audra'yı sanki arkadaşmış gibi benimsedim ve son sayfada kitabın dünyasından ayrıldığım için acı çektim. İlk kitaptan tahminlerimin tutmamasına idmanlı olduğum için ikinciyi tahmin yürütmeden dümdüz okudum. Sadece Prenses Lydia kesin bir yerlerden çıkacak diye bekliyordum ama... İşin özü, benim en sevdiğim serilerden biri ve hiç hayal kırıklığına uğramadan bitirdim. Herkese de öneriyorum.
Ardel 2 - Kan Gülleri
Ardel 2 - Kan GülleriSinem Ataklı · Ephesus · 2022169 okunma
·
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.