Gönderi

Yazma Üzerine Sorgulama - 4
"En önemli yaratıcılık, kendimizi ve kendi hayatımızı yaratmamız." "Bir eser yarattığımızda, eser üzerinden biz değişip dönüşmüş, biz kendimizi yaratmış oluruz." Geçmişte yazma üzerine yaptığım sorgulamalar ışığında bu alıntılarla yeni bir düşünce filizlendi zihnimde. Daha öncesinde yazmanın gestalt olduğunu geçmişte yarım kalan işleri aslında yazma eylemiyle oluşturduğumuz bir karaktere atfederek tamamladığımızdan söz etmiştim ve yazma eylemini boş sandalye tekniğine benzetip bir tür geçmişi şimdiye getirme ve çözümleme olarak nitelemiştim. Şimdi ise geçmişten ziyade yazma eyleminin bir tür geleceğe dönük de bir tamamlama olduğunu düşünüyorum. Yapılan araştırmalara göre anksiyeteli bireyler izlediği bir filmi tekrar tekrar izleme eğilimindelermiş çünkü filmin sonunu bilmek bu süreç içerisinde anksiyeteyi ortaya çıkarmıyor. Tıpkı bunun gibi gelecek hakkında duyulan kaygılara baktığımızda bir kurgu yaratıp karakterlerle beraber onlara kendimizden birer parça atfetmek bir tür gelecekteki kendimizi görmeye benziyor. Kişi nasıl bir son yaşayacağını bilmediğinden kurgu ve karakterlerle bunu inşa edebilir. Bu inşa sayesinde kaygının düzeyi minimuma düşebilir. Geçmişe yönelik yarım kalmışlığı yazma edimiyle tamamlama gibi geleceğe yönelik kaygı ve belirsizliği de bu şekilde yazma edimiyle tamamlamaya çalışmak... Karakterlere atfedilen benlik parçamızla kendi yaşamımızı yazıp tamamlama, öyle olmasını arzulamayla kaygıyı sağaltma biçimi... Bu kaygı daha çok ölüm kaygısının merkezde olduğu kaygı. Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü kitabında "her canlı kendi tarzında [auf seine weise] ölmek ister." alıntısı geçer. Asıl kaygı nasıl öleceğimizi bilmememizden, kendi ölüm şeklimizi seçemiyor oluşumuzdan kaynaklı. Kurgu ve karakterlerle (benliğimizden bir parça taşıyan karakterler) bunu inşa edebildiğimizden yazmanın geleceğe yönelik olan kaygılardaki sağaltıcı yönünü görebiliyoruz. Her karakterle kendimizi yeniden inşa ediyoruz, aynı şekilde sonumuzu da inşa ediyoruz ve bunun bir tür rahatlama getirdiğini düşünüyorum. Genelde kurgular serim, düğüm, çözüm / giriş, gelişme, sonuç üçlemesiyle yapılır. Aslında bu üçleme bir daireyi oluşturur. Giriş; kalemi bir kağıda koyarak başlangıç noktası oluşturmak, gelişme; daire için kavisleri çizmek, sonuç ise kavisin sonunu başlangıç noktasına getiririp tamamlamak. Bu şekilde yarım kalma sorunu olmuyor. "Yuvarlak şekiller, duygusal anlamda bütünleşme, kabul etme ve kabul görme hissini veriyor." bu şekilde oluşturan (dairesel) kurgular da aynı görevi görmekte.
·
22 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.