Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İlksöz: Yol alan yeni yollar mı arar yoksa kalıcı bir ev mi? Eski zamanlarda, dersimin birinde, monotonluk ve iş motivasyonundan bahsederken kısaca Maslow'un ihtiyaç teorisinden değinirdim: 'Aslında çoğumuz şu an sınıfta olmak istemiyoruz ama temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için bazen yapmak istemediğimiz şeyleri yapmak zorundayız. (Biraz da şaka yollu ama içte bir ukde olarak) Mesela ben de bir National Geographic ya da Atlas dergisi fotoğrafçısı olmak isterdim, hem gezer, hem ihtiyaçlarımı karşılamak için para kazanırdım', derdim. Çocukluktan TRT'deki Gezelim Görelim ile başlayan, sonraları her bulduğu gezi programını izleyen, Kaçış Planı ile Serkan'da kendi ruhunu bulan, Gidiş Dönüş'te tren seyahatleri ile 'ya bu Serkan benim yapmak istediklerimi yapıyor' dedirten, son Gidiş Dönüş'lerde önce Balkanlar sonra Avrupa yapışı ile iyice beni kudurtan, son zamanlarda Serkan yanına ukala ama sevimli Ayhan Sicimoğlu ile hem gurme hem gezi olayına giren ama Erkan Can ve Güven Kıraç ile önce Avrupa sonra pandemide Karavan'a dönerek eğlenceli keyifli gezmelerde karar kılan bir ben var benden içeri. Sırtına çantasını alıp elinde fotoğraf makinesi ile gezen biri olur çıkar mıyız bir gün. Hayat bu, süprizleri çok.  Belki bir de hayatkisagezilecekyercok sayfası açarım, kim bilir... Hikâyemizin kahramanı sırtına çantasını alıp yolların sürüklediği yerlere giden, oralarda karşılaştıkları ile yeni rotalar çizen biri. Gezgin ruhunu en çok etkileyen üç gezi anısını aktarıyor bizlere. İlki Yunan Adaları'nda başlayan, orada tanışılan bir Alman ile kurulan dostluk, Güney Afrika'lara uzanan yeni rotalar. İkincisi Güney ve Orta Afrika'yı kapsayan bir rota, bu rotada bir grup ile kurulan yol arkadaşlığı ve sonrası. Son olarak eski bir dost ile yaşanan geziden çok içsel yolculukların öne çıktığı bir Hindistan rotası. Tüm hikâyelerde, ister yeni tanışılmış olsun ister eski bir dost, insan ilişkileri merkezde. Coğrafî sınırlar aşılırken, ilişkilerde karşılaşılan sınırlar, geçilen sınırlar, çizilen sınırlar, yanlış anlaşılan davranışlar, anlaşılamayan davranışlar ve tüm bu davranışların/ilişkilerin bizde bıraktıkları. Ama hepsinden öte istendiği kadar gizlense de ortaya çıkan bir insana/insanlara, bir yere tutulma/bağlanma isteği/arayışı. Yani aslında sırta alınan çantanın söylediği rotasız gezmek değil sanki, aksine o hep kalacağım yerde sadece bana bunlar yeter de artar demek gibi. Damon Galgut'la tanışma kitabıydı. Kahramanına kendi ismini vermesi otobiyografik temaların bir işareti mi, içindeki Damon'u yansıtmak istemesi mi, çok yazarın tercih ettiği bir tarz mı bilemem. Ama ilişkileri yansıtış biçimini ve gerçekçiliği sevdiğimi söyleyebilirim. Farklı bir Damon Galgut kitabı okumak isteyenlere tavsiyemdir. Diğer bilinenleri ben de okuyacağım. Kitapla. Sağlıcakla. Sonsöz: Bir yerden bir yere, oradan başka bir yere gidiyorsunuz ve ardınızda orada olduğunuzu gösteren tek bir iz kalmıyor. Dün geçtiğiniz yollar bugün başka insanlarla dolu, hiçbiri sizi tanımıyor. ... ... ... . Her şey sadece bir kez oluyor ve asla tekrarlanmıyor, asla geri dönmüyor. Anılar hariç. .
Yabancı Bir Odada
Yabancı Bir OdadaDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 201560 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.