3.haco makale
Ağa, Şeyh ve Münevverler
"Ben, Kürt ülkesi ve Kürt ulusunun geçmişte verilen, şu anda devam eden ve gelecekte verilecek olan mücadelesine dair birkaç söz söylemek istiyorum.
Yaşım ellisine ulaştı. Bu güne kadar dünyanın her türlü halini, iyi günlerini diğer zor günlerini de gördüm. Diğer yandan ülkemizin başına gelen birçok şeyin farkındayım, haberdarım ve birçok şeyi de bizzat yaşadım.
Bu gün, bazı okumuş gençlerimizin ülkeleri için bir şeyler yapma çabasında olduklarını görüyorum. Bu benim için çok sevindirici bir olayıdır. Allah onları utandırmasın.
Bu gençlerimiz, kendilerini aydın kabul ediyorlar. Dolayısıyla herkesten önce onların ülkelerinin özgürlüğü için mücadeleye katılmaları gerekiyordu. Çünkü; onlar okumuş ve bilinçli insanlardır. Eğer bu güne kadar yeterli bir varlık gösterememişlerse, bu onların büyük bir ayıbıdır.
Öte yandan aynı aydın ve gençlerin, ağa ve şeyhlere pek itibar emediği ve onların aleyhinde faaliyetlerde bulunduklarını da görüyorum ki, bu da doğru bir tutum değildir. Diyorlar ki; ağa ve şeyhler halkın kafasını karıştırıyor, onu sömürüyor ve yoksullaşmasına sebep oluyor. Bu söylem bir yanıyla doğru, bir yanıyla da yanlıştır. Kürdistan' in toplumsal yapısını iyi bilen herkes şunu bilir ki, bugüne kadar meydana gelen bütün ulusal hareketler, büyük küçük, iyi kötü hepsi ya ağaların, ya da şeyhlerin önderliğinde gerçekleşmiştir. Biraz mürekkep yalamış gençlerimiz ise, büyük ve uzak şehirlere
yerleşerek Kürtlüklerinden uzaklaştılar ve sahip çıkmadılar. Oysa onlar ağa ve şeyhlerle birlik olup mücadele etseydiler, büyük başarılar elde edecekleri muhakkaktı. Ama yapmadılar. Şeyh Said Harekatına bakalım; acaba neden başarıya ulaşamadı? Söyleyeyim, çünkü Kürtler ikiye bölündüler Büyük bir kısmı devletin yanında yer alırken, çok az bir kesim harekâta katıldı. Çünkü Kürtler düşmanın, "Şeyh Said Ingiliz ajanidir ve İngiliz parasıyla Islam'a karşı savaşıyor" şeklindeki propagandasına kandılar. Kandılar, çünkü okumamıştılar, cahildiler, bilinçsizdiler. Evet cahillikten, bilinçsizlikten evimizi kendi elimizle yıktık. Şimdi sormak lazım, acaba harekatçılar Kürdistan şehirlerine saldırıp zarar verdikleri zaman, o aydınlarımız neredeydiler? Neden halkın arasına katılıp meselenin Kürt ve Kürdistan'ın özgürlük meselesi olduğunu anlatarak halkı bilinçlendirmediler? Eğer bunu yapmış olsalardı, bizde düşmana kanmaz, vatanımız ve milletimiz için hizmet ederdik. Ama yapmadılar. Bu aydınlarımızın suçudur. Kuşkusuz ağa ve şeyhlerin de hatası vardır. Ancak unutmamak gerekir ki, baş kaldıran şeyhti, meleydi, taraftarı da ağaydı. Aydınlar yoktu. İşte buna yanıyorum. Halbuki aydınlar harekete katılıp halkı bilinçlendirseydiler, büyük bir başarı elde etmeleri mümkündü. Çünkü o tarihlerde Kürdistan'daki Türk kuvvetleri yetersizdi.
Artık bugün birbirimizi suçlamanın zamanı değildir. Değerli gençler, olan oldu. Önümüzde daha uzun bir yol var. Şunu bilin ki: ağa ve şeyhlerin katkısı olmadan, Kürdistan'in kurtuluşu mümkün değildir. Çünkü halkın bir kısmı şeyhe inanmış, onun yolundan ayrılmıyor. Diğer kısmı da ağaya bağlıdır, onun sözünden çıkmıyor. Kürdistan'ın sosyal yapılanmasının temelinde bu ilişki vardır. Kürt insan böyle görmüş, böyle yaşamış.
aydinlarimiz bu gerçekleri göz ardı etmemelidirler. Ağa ve şeyhlere düşmanlık yapacağına, onlarla birleşmeli ve onları bilgileriyle yönlendirmelidirler. Çünkü amaç ve hedefleri aynıdır. Kuşkusuz ağa ve şeyhlerimizin de hataları vardır. Örneğin bazilarının gözünde okumuş, aydin gençlerin tümü dinsizdir. Bu büyükbir haksızlıktır. Okumakla, okula gitmekle hiç kimse dinden çıkmaz. Buna Allahtan başka hiç kimse karar veremez. Ulusuna ve ülkesine hizmet eden kim olursa olsun, kutsal bir mertebeye ulaşır. Her iki taraf da bir birinin aleyhinde çalışmaktan vazgeçip, omuz omuza vermeli ve bir an önce ülkesini özgürlüğe kavuşturmalı. Gerek Allah katında, gerekse de kul katında makul olan budur.
Ancak bu şekilde başarıya ulaşılır.
··
215 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.