Gönderi

06.02.2023/ 04.17
Size hiç; 13 dakika saatler gibi göründü mü? Peki 46 km lik bir yolun git git bitmediği oldu mu? Evet o geceden bahsediyorum; 06.02.2023. Kız kardeşimi görev yaptığı okula gitmesi için pazar günü Urfa'ya göndermek üzere yola çıkıp Maraş merkez otogara götürdüm. Hazır gelmişken aracın da problem olan bir parçası için geceyi akrabada geçireyim pazartesi evime giderim dedim. Akşamdan bir maç izledik ki sorma Trabzon - Galatasaray. Devre arası kıldım namazı. Amenerresulu ve tesbih maç kaçıyor diye önemsemeden kalktım :) (Rabbim affetsin) Kuzenler cocuklar çekildi odalarına uyuduk. Kaç saat geçti bilmiyorum. Bina hop oturup hop kalkıyor. " Ne oluyor? Sus da yat diyeceğim" bakıyorum etrafta kimse yok. Kaç saniye sonra anladım deprem olduğunu. Attım kendimi çekyatın altına. Yer nasıl bir galeyana geldiyse artık bekle bekle durmuyor. Kuzenin hanımı bağırıyor çıkın çıkın. Çocuğun biri kucağında öbürünün elinden çekiyor. Kocası arkasında o da çekiştiriyor. Onlarla hareket edeyim kalkayım derken telefon geldi elime, aldım yanıma, sallanırken indik ikinci kattan. İndim arabayı çalıştırıp çocukların üşümesini engelledik. Coğrafya okuyunca az çok biliyorsun bunca sarsıntı etkiler 46 km uzakta olan aileni de salladığını. Aradım çalıyor çalıyor ama bakan yok. Tek tek annem abim yengem birinin çalma süresi bitiyor öbürünü arıyorum. Ama cevap yok. Sanki saatler geçti resimde gördüğünüz gelen çağrıya kadar. Şükür dedim. Çok şükür Rabbime. Şimdi yanlarına fırlama zamanı. E kardeşim fırla fırla da yol bitmiyor ki varayım ayaklarını öpeyim o ananın. Sarılıp yıllar geçmiş özlem tavan yapmış gibi ağlayayım. Tam 46 km normal zamanda 25 bilemedin 30 dakika. Ama bastıkça basıyorum gaza bitmiyor yol. Maraş ta her yer enkaz altında. Binalar yatmış çıkabilenler feryat figan. Yollar göçmüş. Ortalık mahşer... Bir battaniye vermiş yan komşu kurban olduğum anama. Yeğenler arabada. Bir de ateş yakılmış konu komşu etrafında. Koronadan sonra iç içe kimseyi görmemiştim desem yeridir. Bunca sahnede ne gözyaşı döktüm ne başımı eğdim, taa ki düne kadar. Aldım ailemi Antalya'ya getirdim. Yol boyunca Erdemli'den Gazipasa ya kadar. Genç yaşlı herkes yol kenarında el ediyor. Ulan depremden kaçan biziz bunlara ne oluyor demeye kalmadan bir pankart çarptı gözüme. Acınız acımız, sıcak çorba, ihtiyaç ürünleri ve çay ikramımız var depremzedeler için. İşte gözlerimden yaş getiren de bu oldu. Ne hallere düştük de haberimiz yokmuş o yola çıkıncaya kadar. Hani en basit muhtar seçiminde bile kardeş kardeşle konuşmuyordu? Hani bahçeye tavuğu girdi diye komşu komşuyu asıp kesiyordu? Yahu hani sen Kürt ben Türktüm? Ne oldu da can canan olduk? Bir musibet bin nasihatten iyi miymiş? O günden bu güne izlenimlerim. Rabbim tekrarını yaşatmasın İnşAllah... Varlığınıza bin şükür.
··
267 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.