Kitabımız Stefan Zweig’e ait bendeki Türkiye İş Bankasından olan 12. Basıma ait Mahmure Kahraman’ın çevirdiği 71 sayfalık kitap öncelikle kitabı okurken anlatımda zorlanmadığım ve olay örgüsünü anlamakta zorlanmadığımı söyleyebilirim. Her şey o kadar akışta olması gibi işlenmiş ki kitabın elimde nasıl bittiğini anlamadım.Kitapta asıl dikkat edilmesi gereken konu olay örgüsünden çok karakterlerin psikolojik durumları,yaşamdan beklentileri,yaşama amaçları ve hisleri.Kitabı okurken ben ilk şu soruyu sordum 40 yaşının ortalarında çocuklarını büyütmüş mal varlığı olan, istediği gibi gezebilen bir kadın hayattan ne bekler daha ne ister ? Ya da 23-24 yaşlarında hayatının başında olan başarılı genç bir insan hayatını nasıl mahvedebilir, kendini bir bataklığa nasıl sürükleyebilir ? Kitabın sonu net bitmese gibi söylemler duysam da bence kitabın sonu çok net bir şekilde bitiyordu kitaptan çıkartmamız gereken amaç da gayet belliydi…O raddeden sonrası artık Bayan C. nin kendisiyle hesaplaşması kendi hayatını düzeltme pişmanlıklarını çekme kendi dünyasıyla iç içe kalma aşaması.Olaylar peki nasıl başlıyor ? Bir otelde genç bir delikanlıyla kaçan tutkularının peşinden giden evli ve iki çocuklu kadın ve bu olayın duyulmasıyla başlıyor.Olay duyulduktan sonra kadını küçümseyicisi yargılayıcı dedikodular sanki ellerinden gelse kadını aforoz edecekler!! Bir yemekte bu kadın hakkında konuşulmaya başlıyor ve orda bu kadının yaptığının yanlış olduğunu beliterek genç bir adam onun savunucu rolünü üstleniyor ve onu diğer kalabalığa karşı koruyor bu masanın manevi başkanı olan Bayan Ç. Bu genç adamla konuşup onun bu konudaki düşüncelerini yargılayıcısız tavırlarından emin oluyor bundan sonra adama kendi başından geçen hikayeyi anlatmak istiyor buna neden olarak da içinde ağırlık olarak kaldığını yıllarca bu histen kurtulamadığını belki biriyle paylaşırsa rahatlayabileceğini düşünüyor ve genç adama mektup yazıp 24 saatlik hikayesini anlatmak için izin istiyor ve sonra görüşerek hikayesini anlatıyor Bayan Ç. Bu hikayede kendinin nasıl bir tutkunun peşinden koştuğunu annelik ve 45 yaşında bir kadın rolünden nasıl uzaklaştığını en önemlisi kendi benlik kimliğinden nasıl uzaklaştuğını anlatıyor acımasızlığı verilen sözlerin tutulmayışını görüyor bence burada atlanan noktalardan biri Bayan Ç. Tutkusunun peşinden gidip kendinden uzaklaşıp kendini zor bir duruma sokarken o genç ve çocuksu adamın da tutkusunun peşinden gidip onun harici bir şeyleri istemesiydi bir anlık duygusallık bir anlık motivasyon hariç, kadının adamın yanlış bir şey yapmasını engellemesi onun güzel bir hayatı için bir anlık da çabaladığını görmesi ve bu durumdan mutluluk görmesi de olay örgüsünü ilgi çekici hale getiriyor
Bu kitapta Zweig’in kadın dünyasına girdiğini, yaşama döndürme isteği artık oğullarının bile kendisine ihtiyacı olmayan bir kadının bit amaç edinmek yaşama enerjisini taze tutmak için görüyoruz . Zweig bu eserinde yaşadığı dönemdeki çalanktılı yapıya, sahte iktidarlara, avrupa brujasının iki yüzlülüğüne bir atıfta bulunuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği,günah sayılabien şeylerin iki cins için de ortak olması gerektiği,toplum baskısı,özsevgi eksikliği bunların hepsini bu kitapta görüyoruz kitap nasıl bitti ? Daha neler oldu bunlar bu 70 sayfacık öykünün içinde gizli.
Saygılarımla 6.5/10 puan
Stefan Zweig 
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
·
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.