Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

kadermi,ihmalmi
Ey İnsanoğlu bir ezan ile geldin bir sela gideceksin nedir sendeki bu kavga. Bitmeyen istekler doymayan, tatmin olmayan bir nefisle nereye varacaksın. Bu satırları yazamaya başladıktan günler sonra Türkiye’nin belki de dünyanın en büyük doğal afeti sayılacak Maraş depremi gerçekleşti. Ana merkezi Maraş olan ve on ili etkileyen dokuz saat arayla iki büyük deprem gerçekleşti. İlk deprem sabah dört sularında gerçekleşti. Bu satırları kaleme alırken halen yedi gün geçmesine rağmen halen en kaz altında kurtarılmayı bekleyen ve sayısı azımsanmayacak kadar çok ceset var. Açıklanan rakamlar otuz bin civarında can kaybı olduğu söylense de bana göre ve çoğu insanlara göre enkazlar daha kaldırılmadığı halde ölü sayısı yüz binin üzerinde… Bu konu hakkında ne söylenir tam olarak bilmiyorum. Kalbimin ve aklımın buluştuğu ortak noktaları beyan etmem gerekirse. Evvela uzmanların yıllar önce böyle bir büyük depremin geleceğini ve bu konu ile alakalı zararı en aza indirilecek önlemlerin alınması hakkında çalışmalar yapılması telkininde bulunmuş olması. Diğer bir hususta yapılan binaların sağlamlıkları, daha bir yıl önce yapılan binanın tuzla buz olması da ayrı bir tartışma konusu. Hâsılı bu konuya kader deyip geçecek miyiz yoksa ihmal mi diyeceğiz. Doğrusu zor bir soru… Peki diğer taraftan bütün bunlar olurken insanlar can derdine düşmüşken depremzedeleri yağmalamaya çalışana ne demeli? Bence dünyanın en ahmak insanları bunlar olsa gerek. Hakikat gözlerinin önündeyken bile hakikati görmemeleri çok garip. Göz her şeyi görmüyor azizim bazen perde iniyor sen gördüm zannediyorsun ama görememişsin. Bir ezan ile geldik, bir sela ile gideceğiz bu âlemden. Depremi olay mahallinde yaşamadığım için ya da enkaz altında kalmadığım için size betimleyemem. Âmâ medya aracılığı ile gördüğüm kadarıyla aktarmak ve âcizane ibret aldığım olayları aktarmak isterim. Sabah saatlerinde uyanıp Allah’ı zikretmenin zor olduğu o saatte herkes en içten Allah nidalarıyla Allah’ı tespih ettiklerine şahit oldum. Uğruna ömrümüzü verdiğimiz bu dünyanın geçici olduğunu çok bariz anladım. Öyle ki satın almak için ömrümüzü verdiğimiz evlerin insanlara nasıl mezar olduğunu gördüm. Peki, canından can bildiğini en kıymetlini kaybetmeye ne demeli bu acının tarifi mümkün değil bence… İnsanoğlu saniye sonrası belli olmayan ama yıllar sonrası için çalışan bir varlık, netice olarak hep yarım kalan varlık. Küs olarak uyuyanlar bir daha barışmadan öldüler. Yarın gönlünü alırım diyenler bir daha görüşemeden göçtüler. Hâsılı yarını belli olmayan dünyada gönül kırmadan yaşamak en güzeli olsa gerek. En önemlisi de bazı insanların mezar taşı bile yok. Uğruna ömrümüzü tükettiğimiz bu âlemden mezar taşı bile olmadan gitmekte varmış. Daha kötüsü cenaze namazı kılınmayan ya da helallik bile alamadan gitmekte varmış. Günlerce enkazın altında kalan belki mezarı dahi olmayan insanlar var ya da olacak. Hâsılı nasipte mezarında yoksa oda nasip olmuyormuş. Rabbim ölümünde güzelini nasip etsin. Fatiha dahi okunacak bir mezar nasip etsin. Bunlardan daha önemlisi Salih amel ve imanlı bir şekilde ölmeyi nasip etsin… Burada biz insanoğluna çok büyük dersler var. Enkazdan günler sonra çıkan bebekler var daha yirmi günlük, iki aylık Allah’ım sen nelere kadimsin günlerce aç susuz o enkazın altında kalmış, vücudunda çizik dahi yok. Sanki birileri son anda getirip oraya koymuş gibi anlayana çok ibretlik olaylar var.’’kün fe yekün’’ ol deyince olduransın. Gücün kudretin her şeye kaim.,. Allah kulu kulla imtihan ederde kullar farkına bile varmaz. Kimisini annesi, babasıyla kimisini çocuğuyla kimisini malıyla imtihan etti. Kimisini de bu duruma seyirci kıldı. Bizler âcizane bu duruma seyirci kalanlardanız. Bizlerden de bu durum için ne yapacağımız ya da ibret alıp almamakla imtihan olunduk. Âcizane kulu kulla imtihan etti. Çok şükür ki millet olarak herkes bu duruma seferber oldu kimin gücü neye yetiyorsa elinden ne geliyorsa yardım etti. Bazıları sırtındaki bir montunu çıkarıp verdi. Bazıları milyonlarını bağışladı. Tabi miktardan önce niyet önemli. Öyle ki ülkemizden olmayan binlerce insan yardıma koştu kimisi deprem bölgesinde yardıma geldi. Kimisi kızının çeyizini hibe etti. İbrahim aleyhi selam mancınıkla ateşe atılırken yangını söndürmeye koşan karınca misali kim neye yetebildiyse. İmtihan buya bir kısım insanda olanlardan ibret almaksızın insanların mallarını yağmalamaya başladı. Kefensiz gömülen onca insan varken ibret alamamak gerçekten nasipsizlik… Hadiseler o kadar hüzünlendirdi ki anlatmak imkânsız. En kaz altından kurtarılan yirmi günlük bir bebeğin Parmalarında annesinin, saçı bağlanmış vaziyette bulundu. Bu konu ile alakalı ne anlatılır gerçekten bilmiyorum. Annesinden ona kalan son hatıra o saçlar oldu… Haberleri izledikçe deprem bölgesine gidip birilerinin yarasına merhem olmayı çok istedim. Gelen haberler arasında sokakların ölen insanlardan dolayı koktuğunu falan öğrendim. Arkadaşımla gitmeye karar versek te bölgeden gelen diğer haberlere göre biz o insanlara merhem olmaktan çok ayak bağı olmamızdı. Çünkü ilk yardım eğitimi almamıştık. Yada bunun gibi deprem hakkında herhangi bir eğitimimiz yoktu. Bir diğer hususta bizim gibi düşünüp giden çok insan vardı. Bir o kadarda gitmek için bekliyordu. Bugünden itibaren deprem yada doğal afetler hakkında en azından ilk yardım eğitimi almak ve etrafımdaki insanları da bilinçlendirmek olacak. Deprem ülkesi olmamıza rağmen çoğu insanın bilgisi yok bu çok büyük bir eksik… Sözlerimin başında da ifade ettiğim sorunun cevabına gelecek olursak kadermi,ihmalmi… Japonya deprem ülkesi olmasına rağmen ülkemizde olan depremlerden daha şiddetli depremler olmasına rağmen ölü sayısı yok denecek kadar az. Çok klişe bir örnek ama konuyu bence en güzel özetleyende bu örnek. Evvela tedbir alıp sonra kadere bağlamak en doğrusu olacaktır. Uzmanlar deprem olma olasılığının çok yüksek olduğunu beyan etmelerine rağmen dikkate alınmaması bence kadere bağlanamaz. Yada binayı yapan firmanın malzemeden çalması kadere bağlanamaz. Hatalar birilerinin üstüne kalmamalı burada herhangi bir siyasi makamı ya da şahısları eleştirmekten ziyade, herkesi kendi vicdanıyla Baş başa bırakmak en doğrusu… Mehmet Ali Karakaya
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.