Biraz savruk ve sorumsuz olan violet işten atılınca eski sevgilisi clive sayesinde bir otelde garson olarak işe girer. Burda otel müşterilerinden birine aşık olur. Şanslı mı yoksa şanssız mı bilemem ama aşkına karşılık da bulur. Ardından öyle şeyler yaşanır ki...1926da yaşanan bu olaylar tadilata giren otelin mimarı ve arkadaşı aracılığıyla taa 2014te yeniden gündeme gelir. Mimarın arkadaşı ölen kardeşinin hayalini gerçekleştirmek için geldiği zümrüt şelalelerinde bir yandan büyüyüp olgunlaşırken bir yandan da bir çocuğa babasını tanıştırır. Karışık geldi,değil mi çünkü yazar olayları anlatırken biraz geçmişten biraz da günümüzden bahsetmiş. Bir bölümü okurken aklınız diğerinde kalıyor acaba noldu diye. Anlaşıldığı üzere,sürükleyici ve bir o kadar da akıcı bir anlatım vardı. İlk bölümü okuduktan sonra ilerledikçe kafanızda oluşan "hımmm bu bu bu olmuştur" şeklindeki akıl yürütmeleriniz sonlara doğru çürüyor. En sevdiğim yanı,yazım hatası falan yoktu Gelelim verdiği mesajlara;sevgili ebeveynler çocuklarınızı olduğu gibi kabullenin ve lütfen onları koruyayım derken aşırıya kaçıp tüm hayatlarını mahvetmeyin. Sevgili genç kızlar;aklınız beş karış havada gezmeyin. Yapacağınız şeylerin sonuçlarını mutlaka düşünün. Kendinizi olmayacak hayallere kaptırıp gerçekleri görmezden gelmeyin. Delikanlılar; ayaklarınız yere sağlam bassın ve yapabileceklerinizin ya da yapamayacaklarınızın farkında olun. Veee tüm insanlık;gerçek sevgi fedakarlık ve emek ister. bunlar yoksa kan bağınız bile olsa,tam anlamıyla seviyorsunuz denemez. Özetle ben büyük bir keyifle okudum. Umarım sizler de okur ve en az benim kadar beğenirsiniz. Kitapla kalın.

Zümrüt ŞelaleleriKimberley Freeman · Arkadya Yayınları · 20161,306 okunma

·

13 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Evlaa