Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

4.48 Psikoz Tam metin
(Çok uzun bir sessizlik) Ama senin dostların var. (Uzun bir sessizlik) Çok dostun var. Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara? (Uzun bir sessizlik) Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne sunuyorsun onlara? (Uzun bir sessizlik) Ne sunuyorsun? (sessizlik) Bir zihnin zemini, bir ışık huzmesi altında binlerce hamam böceği bir anda tek bir gövde halinde birleştiğinde ve hiç birinin dile getirmeye cesaret edemediği gerçeği kapsadığında artık hiçbir şeye karşı çıkmadan yer değiştiriyor ve o zihnin üst tabakalarındaki karartılmış bir şölen salonununda yoğunlaşmış bir bilinçlilik hüküm sürüyor Her şeyin benim için açığa çıktığı bir gece geçirdim. Nasıl tekrar konuşabilirim? Kendinden başka kimseye güvenmeyen kırgın hünsa gerçekte odayı bereketli buluyor ve kabustan hiçbir zaman uyanmamak için yalvarıyor. Ve hepsi oradaydılar. Herbiri. Ve ben sandalyelerinin arkalıklarında bir böcek gibi ordan oraya seyirtirken adımı biliyorlardı. Işığı anımsa ve ona inan Ebedi ışıktan önce bir anlık netlik. Unutmama izin verme -------------------------------------- Üzgünüm Geleceğin umutsuz olduğunu ve hiçbir şeyin iyiye gitmeyeceğini hissediyorum. Sıkıldım ve hiçbir şey beni tatmin etmiyor Bütünüyle yenilgiye uğramış biriyim. Suçluyum, cezalandırılıyorum Kendimi öldürmek istiyorum Daha önce ağlayabiliyordum ana şimdi gözyaşlarının ötesine geçtim Başka insanlara karşı ilgimi yitirdim Karar veremiyorum Yiyemiyorum Uyuyamıyorum Düşünemiyorum Yalnızlığımı, korkumu ve tiksintimi yenemiyorum Şişmanım Yazamıyorum Sevemiyorum Erkek kardeşim ölüyor, sevgilim ölüyor, İkisini de öldürüyorum Ölümüme doğru doluyorum. İlaç almaktan dehşetli korkuyorum. Sevişemiyorum Sikişemiyorum Yalnız kalamıyorum Başkaları ile birlikte olamıyorum Kalçalarım çok büyük Cinsel organlarımı sevmiyorum +.48’de çaresizlik ziyaretime geldiğinde kendimi asacağım sevgilimin nefes alıp verişiyle birlikte Ölmek istemiyorum Ölümlülüğüm olgusu ile öyle çaresizliğe düştüm ki, intihar etmeye karar verdim Yaşamak istemiyorum Uyuyan sevgilimi kıskanıyorum ve onun teskin edilmiş bilinçsizliğine imreniyorum. Uyandığında benim sakinleştiriciler tarafından kesintiye uğratılmış uykusuz gecemin düşüncelerini ve konuşmalarını kıskanacak Kendimi bu yıl ölüme teslim ettim. Bazıları bunu kendine düşkünlük olarak adlandıracak (Bunun gerçekliğini bilmedikleri için şanslılar) Bazıları da basit bir olgu olarak acı çekmeyi bilecekler. Bu benim normalliğim haline geliyor. ------------------------------------------------------- 100 91 84 81 72 69 58 44 37 38 42 21 28 12 7 ---------------------------------------------------------- Uzun sürmedi. Orada uzun süre kalmadım. Ama siyah acı kahve içerek bir antik tütün dumanı içinde o ilaç kokusunu yakaladım. Ve o hala hıçkıran yerde bir şey bana dokunuyor iki yıl önceden gelen bir yara bir kadavra gibi açılıyor ve uzun süredir gömülü duran utanç, çürümekte olan iğrenç ıstırabını ortaya döküyor. Bir oda dolusu İfadesiz donuk yüz acımı seyrediyor, o kadar anlamdan yoksunlar ki, burada bir ard niyet olmalı. Dr Bu ve Dr. Şu ve o anda oradan geçmekte olan Dr Nevar bir uğrayıp kafa bulayım diye düşündü. Çaresizliğin sıcak tünelinde yanmakta olan ben, bir de nedensiz sarsılmalarla iyice resil olmuş durumdaki ben , bir de sözcükler ağzımdan kekeleyerek dökülürken, “hastalığım” hakkında söylecek hiçbir şey bulamıyordum, Zaten o da ölecek olduğum için hiçbir şeyin anlamı olmadığını bilmekten ibaretti. Bana bedenin ve zihnin bütünlüğünün nesnel bir gerçeklik olduğunu söyleyen o düzgün, akılcı psikiyatrik sesle ben tamamiyle çıkmaza girdim. Ama ben burada değilim ve hiç olmadım. Dr Bu bunu yazıyor ve Dr. Şu sempatik bir bir biçimde mırıldanmaya çalışıyor. Beni seyrederek, beni yargılayarak, tenimden sızan sakatlayıcı yenilginin kokusunu alarak, bana pençelerini geçirmiş ve her şeyi yutan çaresizliğimi, beni baştan aşağı saran dünyaya dehşetle ağzı açık bakar ve neden herkesin gülümsediğini merak ettiren, ve herkesi içimde sancıyan utancın gizli bilgisiyle bana bakar hale getiren paniğimi ... Utan utan utan Boktan utancın içinde boğul Sırrına erişilmez doktorlar, duyarlı doktorlar, sıradışı doktorlar, size kanıt gösterilmedikçe hasta olduklarını sanacağınız doktorlar, aynı soruları sorararak, ağzıma kendi sözcüklerini yerleştirerek, doğuştan gelen acılar için kimyasal tedaviler önerirler, Ben senin için avaz avaz bağırmak isteyene kadar da birbirlerinin kusurlarını örterler: Sen; , bana isteyerek dokunan, gözlerimin içine bakan, yeni kazılmış mezarımından gelen sesle yaptığım darağacı esprilerine gülen, saçımı kazıdığımda benimle dalga geçen , ve beni görmenin onu memnun ettiğini söyleyerek yalan söyleyen tek doktor. Yalan söyleyen. Ve beni görmenin onu memnun ettiğini söyleyen. Sana güvendim. Seni sevdim, ve canımı yakan seni kaybetmek değil, tıbbi görüşlermiş gibi maskelediğin boktan yalanlarınız. Senin gerçekliğin, senin yalanların, benim değil. Ve ben senin farklı olduğuna inanırken ve hatta zaman zaman yüzünde yanıp sönen ve patlama tehdidi içeren ızdırabı belki gerçekten hissettiğin sanısına kapılırken, sen de ayıbını örtmeye çalışıyordun. Bütün öbür aptal ölümlü amcıklar gibi. Benim düşünceme göre bu ihanettir. Ve benim asıl düşüncem, bu sersemce düşünce kırıntılarının temelinde yatandır. Hiçbir şey benim öfkemi dindiremez. Ve hiçbir şey yeniden inançlı olmamı sağlayamaz. Bu benim içinde yaşamak istediğim bir dünya değil. ----------------------------------------------- -Herhangi bir planın var mı? -Aşırı doz alıp, bileklerimi kesmek ve kendimi asmak. -Hepsini birden mi yapacaksın? -Hiçbir biçimde bir yardım çağrısı gibi algılanamaz böylece. (sessizlik) -İşe yaramaz. -Tabii ki yarar. -Yaramaz. Aşırı dozdan dolayı üzerine bir uyuşukluk gelecek. O yüzden de bileklerini kesebilecek gücün olmayacak. (sessizlik) -Eğer yalnız kalırsan, kendine zarar verebileceğini düşünüyor musun? -Yapabileceğimden korkuyorum. -Bu koruyucu oabilir mi? -Evet. Beni tren raylarından uzakta tutan şey korku. Tanrıya ölümün boktan bir son olması için dua ediyorum. Kendimi seksen yaşında hissediyorum. Hayattan yoruldum ve zihnim ölmek istiyor. -Bu bir mecaz, gerçek değil; -Bu bir teşbih. -O da gerçek değil. -Bu bir mecaz değil, teşbih; öyle olsa bile bir mecazı tanımlayan özellik, onun gerçek oluşudur. (Uzun bir sessizlik) - Sen seksen yaşında değilsin . (sessizlik) Öyle misin? (bir sessizlik) Öyle misin? (Bir sessizlik) -Mutsuz insanların hepsini mi horgörüyorsun? Yoksa özellikle beni mi? -Seni hor görmüyorum. Bu senin suçun değil. Hastasın. -Ben öyle düşünmüyorum. -Öyle değil mi? -Hayır. Depresyondayım. Depresyon öfkedir. Ne yaptığın, burada kimin olduğu ve kimi suçladığındır. -Peki sen kimi suçluyorsun? -Kendimi. --------------------------------------------- Beden ve ruh arasında hiçbir zaman bir evlilik olamaz. Benim daha önce olduğum kişi olmaya ihtiyacım var. Ve kendimi cehenneme adamama neden olan bu uyuşmazlığa ebediyen lanet okuyacağım. Çözümsüzce umudetme beni ayakta tutamaz. mutsuzluk ve elem içinde boğulacağım. benliğimin soğuk siyah gölcüğünde cisimsiz zihnimin derinliğinde Benim düşüncemin biçimi artık yokolduğuna göre nasıl Biçime dönebilirim. Benim tasvip edebileceğim bir hayat değil. Beni yokeden şey için beni sevecekler Düşlerimdeki yıkıcılık Düşüncelerimin karışıklığı Zihinimin kıvrımlarından üreyen hastalık Her övgü ruhumun bir parçasını alıp götürüyor Hiçbir şey bilmeyen İki aptalın arasında salpalayan Dışavurumcu bir geveze Ben her zaman özgürce yürüdüm Edebi kleptomanlar dizisinin son sırasında yeralan zaman içinde değer kazanan bir gelenektir. kendini ifade etmenin zigzaklı yollarında hırsızlık kutsal bir eylemdir Ünlem işaretlerinin bolluğu bir sinirsel çöküntünün yakın olduğunu işaret ediyor Sayfanın üzerinde tek bir sözcük ve işte drama orada. Ben ölüleriçin yazıyorum Doğmamışlar için 4.48’den sonra bir daha hiç konuşmayacağım. Yabancı bir kadavranın içine kapatılmış bir şuura, çoğunluğun maneviyatının kötücül ruhunca tahammül edildiği bu iç karartıcı ve tiksindirici öykünün sonuna vardım. Uzun bir süredir ölüyüm Köklerime kadar Hç umut olmadan sınırda şarkı söylüyorum. ------------------------------- RSVP ASAP --------------------------------------------- Bazen dönüp senin kokunu yakalıyorum ve sana karşı hissettiğim allah kahretsin o korkunç siktiri boktan özlemin korkunç fiziksel acısını, o allahın belası korkunç acıyı ifade etmeden yapamıyorum allah kahretsin. Sana karşı bunu hissetiğime ve senin de hiçbir şey hissetmiyor oluşuna inanamıyorum. Hiçbir şey hissetmiyor musun? (sessizlik) Hiçbir şey hissetmiyor musun? (sessizlik) Ve sabahın altısında dışarı çıkıp seni aramaya başlıyorum. Düşümde Bir sokak, bir pub, ya da bir istasyon görmüşsem, bunu bir mesaj olarak alıp oraya gidiyorum. Orada seni bekliyorum. (sessizlik) Biliyor musun, gerçekten birinin beni yönettiğini hissediyorum. (sessizlik) Hayatımda hiçbir zaman başka insanların istediklerini verememe gibi bir sorunum olmadı. Ama hiç kimse bana bunu yapamadı. Hiç kimse bana dokunmuyor. Hiçkimse yanıma gelmiyor. Ama şimdi sen bende öyle boktan, öyle amına koyduğum bir derinliğe dokundun ki, inanamıyorum ve ben senin için bu olamam. Çünkü seni bulamıyorum. (sessizlik) Neye benziyor? Ve onu gördüğümde onu nasıl tanıyacağım. Ölecek, ölecek, yalnızca boktan bir şekilde ölecek (sessizlik) Sence bir insanın yanlış bir bedende doğması mümkün mü? (sessizlik) Has siktir. siktir. Hiçbir zaman olman gerektiği yerde olmayıp beni reddetiğin için has siktir. Kendimi bok gibi hissetmeme neden olduğun için hassiktir. İçimdeki aşkı ve hayatı kanatarak emdiğin için has siktir. Babamı hayata gelmeme neden olduğu için sikeyim.Anamı onu terketmediği için sikeyim , ama en çok da varoluşuma sikeyim, varolmayan bir insanı sevmeme neden olduğu için. Has siktir. Hassik tir hepinize, her şeye . -Ah canım, ne oldu koluna? -Kestim. -Bu çok çocukça birşey. İlgi toplamaya çalışıyorsun. Bu seni rahatlattı mı? -Hayır. -Gerginliğini azalttı mı? -Hayır. -Seni rahatlattı mı? (sessizlik) -Seni rahatlattı mı? -Hayır. -Bunu neden yaptığını anlamıyorum. -O zaman sor. -Gerginliğini azalttı mı? (Uzun bir sessizlik) Bakabilir miyim? -Hayır. -İltihap kapıp kapmadığını görmek için bakmalıyım. -Hayır. (sessizlik) -Bunu yapabileceğini düşündüm. Çoğu insan bunu yapıyor. Gerginliği azaltıyor. -Sen hiç yaptın mı? -...... -Hayır. Fazlasıyla aklı başına ve mantıklı. Bunu nerede okudun bilmiyorum ama gerginliği azaltmıyor. (sessizlik) Neden bana niçin diye sormuyorsun? Niçin kolumu kestim? -Bana anlatmak ister misin? -Evet. -Anlat o zaman. -BANA NİÇİN YAPTIĞIMI SOR. (Uzun bir sessizlik) -Niçin kolunu kestin? -Çünkü allahın belası çok iyi hissettirdi bana. Çünkü müthiş şaşırtıcı. -Bakabilir miyim? -Bakabilirsin. Ama dokunma. -(bakar) Hasta olmadığını düşünüyorsun değil mi? -Hayır. -Ben hasta olduğunu düşünüyorum. Bu senin suçun değil. Ama kendi davranışlarının sorumluluğunu almalısın. Lütfen tekrar yapma. ------------------------------------------- Onuı kaybetmekten ödüm kopuyor. Ona hiç dokunmadım Aşk beni gözyaşları ile dolu bir mağaranın kölesi yapıyor. Onunla ona hiç konuşamadığım dilimi ısırıyorum. Hiç doğmamış bir kadını özlüyorum. Hiç buluşamayacağımızı söyleyen bir kadını yılların ötesinden öpüyorum. Her şey geçiyor Herşey yokoluyor. Her şey yavanlaşıyor. Düşüncelerim kahreden bir gülümseme ile uzaklaşıyor. Ruhumda böğüren uyumsuz bir kaygıyı ardında bırakarak Umut yok umut yok umut yok umut yok umut yok umut yok umut yok umut yok Sevdiğim için bir şarkı, onun yokluğuna değen Yüreğinin akışı, gülüşünün heyecanı On yıl içinde o hala ölü olacak. Onunla yaşarken onunla uğraşırken, bir kaç gün geçince onu düşünmezken bile, o hala ölü olacak. Ben kendi adımı unutmuş sokakta gezinen yaşlı bir kadın olduğumda o hala ölü olacak, o hala ölü olacak, Allah Kahretsin bitti Ve yalnız başıma dayanmalıyım. Sevgilim, aşkım, beni neden yüzüstü bıraktın? O, içinde hiç bir zaman yatmayacağım bir sığınak Benim kaybımın yanında hayatın hiçbir anlamı yok Yalnız olmak için büyüdüm Yok olanı sevmek için Bul beni Bundan Kurtar beni Çürüten kuşku Boşuna keder Sükunetin yarattığı dehşet Mekanımı doldurabilirim. Zamanımı doldurabilirim Ama yüreğimdeki boşluğu hiçbir şey dolduramaz Uğruna öleceğim hayati ihtiyacım Sinirsel Çöküntü ----------------------------------------------- -Eğe r’ler, ama’lar yok. -Ben eğer ya da ama demedim. Ben hayır dedim. -Yapamam yapmalıyım hiç yapmak zorunda kalmamak her zaman, yapmayacağım, yapmalı, yapmayacağım. Tartışılamaz olanlar. Bugün değil. (sessizlik) Lütfen. Beni düzeltmeye çalışarak zihnimi durdurma. Dinle ve anla. Ve küçümsediğinde bunu bana gösterme, en azından bunu söze dökme, en azında bana söyleme. (sessizlik) -Ben seni horgörmüyorum. -Öyle mi? -Hayır. Bu senin suçun değil. -Bu senin suçun değil. Bütün duyduğum bu. Bu bir hastalık. Bu senin suçun değil. Benim suçum olmadığını biliyorum. Bunu bana o kadar çok söylediniz ki, artık benim suçum olduğunu düşünmeğe başladım. -Senin suçun değil. -BİLİYORUM. --Ama izin veriyorsun. (sessizlik) Öyle değil mi? -Hayatı anlamlı kılacak bir ilaç yok yeryüzünde. -Bu korkunç anlamsızlık haline izin veriyorsun. (sessizlik) Buna izin veriyorsun. (sessizlik) -Düşünemeyeceğim. Çalışamayacağım. -Çalışmanı hiçbir şey intihar kadar sekteye uğratmayacaktır. (sessizlik) -Doktora gittiğimi gördüm düşümde. O da bana yaşamak için sekiz dakika verdi. O siktiğimin bekleme odasında yarım saattir bekliyordum. (Uzun bir sessizlik) Tamam, hadi yapalım. İlaçları alayım, kimyasal lobotomi yapalım, beynimin daha yüksek işlevlerini durduralım. Belki de böylece biraz daha yaşamayı başarırım. . Hadi yapalım. --------------------------------------- nahoş olma durumuna kabul edilemez duruma sönük olma durumuna ve anlaşılamaz olma durumuna kadar soyutlama alakasız saygısız dinsiz tövbe etmeyen hoşlanma yerinden et bedensizleştir boz açıkça hiç kimsenin yapabileceğini yapacağını yapması gerektiğini düşünemiyorum öyle olsa bile yapsalar bile bana benzer bir başkasının yapabileceğini yapacağını yapması gerektiğini sanmıyorum ayrıca bütün bunların dışında Ne yaptığımı biliyorum Çok iyi biliyorum Mantıksız küçültülemez ıslah edilemez tanınamaz rotası şaşmış düzeni bozulmuş deforme olmuş biçimini yitirmiş anadilini konuşan hiç kimse Gerçek Doğru haklı noktasına kadar anlaşılamaz olamaz Herhangi biri ya da her biri ya da herkes Bir mantık denizinde boğuluyor Bu korkunç felç halinde Hala hastayım ------------------------- Belirtiler: yemiyor, uyumuyor, kıonuşmuyor, cinsel isteği yok, kederli, ölmek istiyor. Teşhis: patolojik ızdırap Sertraline, 50 mg. İleri derecede uykusuzluk, yüksek derecede gerginlik- ansiyete, anoxeria, (17 kg luk ağırlık kaybı) intihar etme düşüncesi, planları ve eğiliminde artış. Hastaneye yattıktan sonra devam etmedi. Zopiclone, 7.5 mg. Uyudu. Derideki döküntülerden sonra devam etmedi. Tıbbi önerilere karşı çıkan hasta hastaneyi terketmeye çalıştı. Kendisinin iki katı cüssesinde üç erkek hastabakıcı tarafından zaptedildi. Hasta tehditkar ve işbirliğine yanaşmıyor. Paranoyak düşüncelere sahip.-hastane personelinin kendisini zehirlemeye çalıştığına inanıyor. Melleril, 50mg. İşbirliğine açık durumda. Lofepramine, 70 mg, doz 140 mg’ye yükseltildi, daha sonra da 210 mg.’ye. 12 kg aldı. Kısa süreli bellek kaybı yaşadı. Başka reaksiyon gözlemlenmedi. Hainlikle suçladığı genç bir doktorla tartıştı ve bu tartışmadan sonra saçlarını kazıdı ve kollarını jiletle kesti. Hastane yatağına daha fazla ihtiyacı olan ağır psikotik bir hastanın acil servise gelişi ile, Hasta cemiyetin bakımına bırakıldı. Citalopram, 20 mg. Sabah titremeleri. Başka reaksiyon gözlemlenmedi. Hasta yan etkileri ile öfke nöbetleri geçirdikten sonra ve belirgin bir iyileşme kaydedilmediği için Lofepramine ve Citalopramı bıraktı. İlacı bıraktıktan sonraki belirtiler: Sersemlik ve akıl karışıklığı. Hasta düşmeye, bayılmaya ve arabaların üzerine yürümeye başladı. Kuruntulara sahip- Rehberinin deccal olduğunu sanıyor. Fluoxetine hydrocholeride, ticari adı Prozac, 20 mg, doz 40 mg’a yükseltildi. Uykusuzluk, düzensiz iştah (14 kg kaybetti), şiddetli anksiyete, orgazm olamama hali, çeşitli doktorlara ve ilaç üreticilerini öldürme yönünde düşünceler. İlacı bıraktı. Ruh hali: Çok öfkeli. Etkisi: Çok öfkeli Thorizine, 100 mg. Uyudu. Daha sakin. Venlafaxine, 75 mg, Doz 150 gr. yükseltildi, daha sonra 225mg.verildi. Sersemlik, düşük tansiyon, başağrıları. Başka reaksiyon gözlenmedi. İlacı bıraktı. Hasta Sepxat’ı bıraktı hastalık kuruntusu- spazm halinde göz kırpma ve ağır ilerleyen dyskinesia ve yine ağır ilerleyen demansın belirtisi olarak şiddetli bellek kaybından şikayet ediyor. Tüm tedavi önerilerini reddetti. 100 aspirin ve bir şişe Bulgar Cabernet Sauvignion, 1986. Hasta bir kusmuk havuzunda uyandı ve “köpekle uyuyan pirelerle uyanır” dedi. Şiddetli karın ağrısı. Başka reaksiyon gözlenmedi. ------------------------------------- Kapak açılır. Çıplak ışık Televizyon konuşmaları gözlerle dolu görebilmenin güçleri Ve şimdi o kadar korkuyorum ki Bir şeyler görüyorum Bir şeyler duyuyorum Kim olduğumu bilmiyorum Dilim dışarda -------? okunamıyor Zihnimin parça parça buruşup örselenmesi Nereden başlayacağım? Nerede duracağım? Nasıl başlayacağım? (Devam etmek için demek istiyorum) Nasıl duracağım? Nasıl duracağım? Nasıl duracağım? Nasıl duracağım? Nasıl duracağım? Bir sancı burgu gibi Nasıl duracağım? Ciğerlerime saplanıyor Nasıl duracağım? Bir ölüm burgu gibi Nasıl duracağım? Yüreğimi sıkıştırıyor Öleceğim Ama daha değil Ama burada Lütfen... Para.... Karı.... Her eylem, ağırlığı beni ezen bir simge Boğazımda noktalı bir çizgi BURADAN KESİN BUNUN BENİ ÖLDÜRMESİNE İZİN VERMEYİN BU BENİ ÖLDÜRECEK VE EZECEK VE BENİ CEHENENNEME GÖNDERECEK Beni yiyip bitiren bu çılgınlıktan beni kurtarman için yalvarıyorum Yarı istemli bir ölüm Artık hiç konuşmamam gerektiğini sanıyordum. Ama şimdi arzudan daha kara bir şey olduğunu biliyorum Belki de o beni kurtaracaktır. Belki de o beni öldürecektir. Zihnimin tepesindeki cehennemi tasın çevresindeki yürek kırgınlığının çığlığı olan kederli ıslık Hamamböceklerinden oluşan bir battaniye Bu savaşı bitirin Benim bacaklarım boş Söylenecek bir şey yok Ve bu da deliliğin ritmi ---------------------------- -Yahudilere gaz verdim. Kürtleri öldürdüm, arapları bombaladım,merhamet için yalvardıklarında küçük çocukları siktim, ölüm tarlaları benim, herkes partiyi benim yüzümden terketti, senin siktiğim gözlerini emip çıkaracağım, ve annene bir kutu içinde yollayacağım. Öldüğümde çocuğun olarak yeniden doğacağım, en az elli kez daha kötü, ve delice bir şey yaşadığın sürece hayatını bir cehenneme çevireceğim Reddediyorum REDDEDİYORUM REDDEDİYORUM BANA SAKIN BAKMA -Tamam tamam -BANA SAKIN BAKMA -Tamam tamam ben buradayım. --------------------------- Biz lanetliyiz Sağduyunun dışladıklarıyız. Neden yaralıyım ben? Tanrının hayallerini gördüm ben Ve hepsi geçecek Kendinizi emniyete alın Çünkü paramparça olacaksınız Çünkü her şey geçecek Çaresizliğin ışığına bakın Acının göz kamaştırıcı parlaklığına Ve karanlığa doğru sürüklenceksiniz Eğer bir patlama olursa (ki bir patlama olacak) Suçluların isimleri çatılardan seslenilecek Tanrıdan korkun Ve onun zalim meclisinden Derimin üzerindeki ekzema, yüreğimdeki kızışma üzerinde dansettiğimizi, böceklerden oluşan bir örtü Kuşatmanın cehennemi evresi Bütün bunlar geçecek ---okunamıyor Işığı hatırla ve ışığa inan İsa öldü Rahipler vecd içinde Biz liderlerimizi görevden alan sefilleriz ve Baal ‘a (sahte tanrı) bir tütsü yaktık Hadi birlikte mantık yürütelim Aklı selim, ebedi olarak gerileyen ruhun ufkunda, Tanrının evinin olduğu dağda bulunur Kafa hastadır, yüreği saran zar yırtılmış Bilgeliğin üzerinde yürüdüğü zemine basarak ilerle Güzel yalanları kucakla- Aklın kronik deliliğini kıvranma başlıyor --------------------------- 4.48’de Akıl bir saat oniki dakika kadar ziyaret ettiğinde zihnim yerli yerinde. Geçip gittiğinde, ben de gideceğim., Parçalanmış bir kukla ,grotesk bir budala. Şimdi buradayım, kendimi görebiliyorum . Ama mutluluğun kötücül yanılsamaları aklımı çeldiğinde Bu büyücülük mekanizmasının çirkin gözbağcılığı, Benliğimin özüne dokunamıyorum. Neden bana o zaman inanıyorsunuz da şimdi inanmıyorsunuz? Işığı anımsayın ve ona inanın. Bundan daha önemli hiçbir şey yok. Görüntülere göre yargılamayı bırakın ve doğru bir karar verin -Tamam tamam daha iyi olacaksın. -Senin inançsızlığın hiçbir şeyi iyileştirmez. Bana bakma sakın. ------------------------------ kapak açılır çıplak ışık Bir masa iki iskemle var hiç pencere yok Buradayım Bu da benim bedenim . Cam üstünde danseden bedenim . Hiç kaza olmayan bir yerde kaza anında Başka seçeneğin yok Seçim daha sonra gelir Dilimi kes Saçlarımı yol Kollarımı bacaklarımı kes Yeter ki bana sevgimi ver Keşke ayaklarımı kaybetsem Dişlerim sökülse Gözlerim oyulsa Sevdiğimi yitirmektense Parla,kamçıla, yak, bur,bük, bastır,vur, kamçıla, Parla,kamçıla, yak, bur,bük, bastır,vur, kamçıla, Parla,kamçıla, yak, bur, bük, bastır, vur, kamçıla, Parla,kamçıla, yak, bur,bük, bastır,vur, kamçıla, Parla,kamçıla, yak, bur,bük, bastır,vur, kamçıla, Parla,kamçıla, yak, bur,bük, bastır,vur, kamçıla, Parla,kamçıla, yak, bur,bük, bastır,vur, kamçıla, Hiç geçmeyecek. Vur, parla,yumrukla,kamçıla,bur, kamçıla, yumrukla, kamçıla, ak, titre,parla, yumrukla, bur,bastır,parla, bastır,vur,titre,bur,yak,titre,vur,parla,vur,ak, yak, bastır,yak, titre, yak, parla Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez (ama hiçbir şey) kamçıla,bur, , yumrukla, yak, titre, vur, vur, titre, parla, yak, yumrukla, yak, parla, vur, bastır,vur,titre, bur,, titre, ak,kamçıla, yak, titre,vur,parla,vur,ak, yak, bastır,yak, titre, yak, parla Kurban Fail.. Seyirci. Yumrukla, yak, ak, titre, yak, kamçıla kamçıla,bur, , yumrukla, yak, titre, vur, vur, titre, parla, yak, yumrukla, yak, parla, vur, bastır,vur,titre, bur,, titre, ak,kamçıla, yak, titre,vur,parla,vur,ak, yak, bastır,yak, titre, yak, kamçıla,bur, , yumrukla, yak, titre, vur, vur, titre, parla, yak, yumrukla, yak, parla, vur, bastır,vur,titre, bur,, titre, ak,kamçıla, yak, titre,vur,parla,vur,ak, yak, bastır,yak, titre, yak, Bana varolduğumu hatırlatan acı ne güzel Yumrukla, yak, ak, titre, yak, kamçıla kamçıla,bur, , yumrukla, yak, titre, vur, vur, titre, parla, yak, yumrukla, yak, parla, vur, bastır,vur,titre, bur,, titre, ak,kamçıla, yak, titre,vur,parla,vur,ak, yak, bastır,yak, titre, yak, kamçıla,bur, , yumrukla, yak, titre, vur, vur, titre, parla, yak, yumrukla, yak, parla, vur, bastır,vur,titre, bur,, titre, ak,kamçıla, yak, titre,vur,parla,vur,ak, yak, bastır,yak, titre, yak, yarın daha aklı başında bir hayata doğru 100 93 86 79 72 65 58 51 44 37 30 23 16 9 2 ---------------------------------- Deliliğin ikiye bölünmüş benliğin içinden kavrularak fırladığı karışıklığın merkezinde yatar akıl. Kendimi biliyorum. Kendimi görüyorum. Bendeki sağduyuyu çoğaltmak için bir doktorun okuduğu martavallarla hayatım bir mantık ağı içine yakalanmış 4.48’de uyuyacağım. Sana iyileşmeyi umarak geldim. Sen benim doktorumsun, kurtarıcım, herşeye gücü yeten yargıcım, rahibim, tanrım, ruhumun yöneticisi Ben de senin sağduyunun mürüdi. ------------------------------- Hedeflere ve tutkulara ulaşmak Engelleri aşmak ve yüksek bir standardı tutturmak Yeteneğin başarılı bir biçimde kullanılması ile kendi özsaygını arttırmak ----Altetmek başkalarını kontrol etmek ve üzerlerinde bir etki yaratabilmek kendimi savunmak psikolojik alanımı korumak egoyu kollamak dikkat çekmek görülmek ve duyulmak başkalarını heyecanlandırmak, şaşırtmak, büyülemek, şok etmek, aklını karıştırmak, eğlendirmek, ya da ayartmak sosyal kısıtlamalardan kurtulmak baskı zorlama ve kısıtlamaya karşı direnmek bağımsız olmak ve istediği gibi hareket edebilmek geleneğe karşı meydan okumak acıdan kaçınmak utançtan kaçınmak yeniden eyleme geçerek geçmişteki aşağılanma hissini yoketmek özsaygıyı sağlamak korkuyu bastırmak zayıflıkları yenmek ait olmak kabul görmek birbirine yakın olmak neşe içinde birbirinin yerini almak dostça bir havada sohbet etmek, öyküler anlatmak, duyarlılıklar, fikirleri, sırları paylaşmak, iletişim kurmak ya da konuşmak gülmek ve şaka yapmak arzu edilen öbür kişinin muhabbetini kazanmak Öbür kişiye bağlanmak Öbür kişi ile karşılıklı duygusal bir şeyler yaşamak yedirmek, yardım etmek, korumak, teselli etmek, şefkat göstermek, desteklemek, bakmak ya da iyileştirmek yedirilmek, yardım almak, korunmak, teselli edilmek, şefkat görmek, desteklenmek, bakılmak ve iyileştirilmek eşit olan Öbürü ile karşılıklı neşeli, kalıcı, işbirliğine dayalı, karşılıklı bir ilişki kurmak affedilmek sevilmek özgür olmak -Sen benim en kötü halimi gördün -Evet -Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. -Hayır -Ama senden hoşlanıyorum. -Senden hoşlanıyorum. (sessizlik) -Sen benim son umudumsun. (Uzun bir sessizlik) -Senin bir dosta değil bir doktora ihtiyacın var. -(Uzun bir sessizlik) -Öyle haksızsın ki. (Çok uzun bir sessizlik) -Ama dostların var. (Uzun bir sessizlik) Bir sürü arkadaşın var. Hepsi senin arkanda. Onlara ne verdin ki bu kadar çok destekliyorlar seni? (Uzun bir sessizlik) .-Onlara ne verdin ki bu kadar çok destekliyorlar seni? (Uzun bir sessizlik) Ne veriyorsun? (sessizlik) Bizim profesyonel bir ilişkimiz var. İyi bir ilişkimiz olduğunu sanıyorum. Ama profesyonel bir ilişki bu. (sessizlik) Acını hissediyorum. Ama hayatını kendi ellerimin arasında tutamam. (sessizlik) İyi olacaksın. Güçlüsün. İyi olacağını biliyorum çünkü senden hoşlanıyorum. Kendinden hoşlanmayan birini sevemez insan. Benim korktuklarım, kendilerinden çok fazla nefret ettikleri için başka insanların onları sevmelerine de engel olanlar. Onlardan hoşlanmıyorum. Onlar için korkuyorum. Ama senden gerçekten hoşlanıyorum. Seni özleyeceğim. İyi olacaksın biliyorum (sessizlik) Hastalarımdan çoğu beni öldürmek ister. Günün sonunda buradan çıktığımda, eve gidip sevgilimle birlikte olmak ve gevşemeye ihtiyacım oluyor. Arkadaşlarımın gerçekten birarada olmasına ihtiyacım var. (sessizlik) Bu allahın belası işten nefret ediyorum. Arkadaşlarımın aklı başında insanlar olmalarını istiyorum. (sessizlik) Affedersin. -Bu benim suçum değil. -Affedersin bu bir hataydı. -Benim suçum değil bu. -Hayır, tabii senin suçun değil. .Affedersin. (sessizlik) -Açıklamaya çalışıyordum--- -Biliyorum. Anladığım için öfkeliyim anlamadığım için değil. ------------------------------ şişmanladı desteklerle ayakta duruyor itildi bedenim iflas etti bedenim dağılıyor tutunacak hiçbir şey yok tutunmanın ötesinde, daha şimdiden bittim ben. her zaman benden bir parça olacak sende çünkü benim hayatımı ellerine aldın O kaba merhametsiz ellerine Bu beni bitirecek Sessiz olana kadar Sessiz olduğunu sanıyordum Bu acıyı nasıl telkin ettin? hissetmemem gereken şeyin ne olduğunu hiç anlayamadım kabarmış bir gökyüzündebir kanadın üzerindeki bir kuş gibi aşağıdaki fırtınadan uçarak gelen zihnim çakan şimşekle paramparça oldu. Ambar kapısı açılıyor. Çıplak ışık Ve hiçbir şey Hiçbir şey görünmüyor. Neye benziyorum? yokluğun çocuğu Bir işkence odasından öbürüne affedilmeyen aşağılık bir hatalar alayı boyunca attığım her adımda düştüm Çaresizlik beni intihara doğru itiyor doktorların hiçbir çare bulamadıkları ya da anlamaya çalışmadıkları ızdırap umarım hiç anlamak zorunda kalmazsın çünkü senden hoşlanıyorum senden hoşlanıyorum, seni seviyorum hala kapkara su. hep aynı derinlikte gökyüzü kadar soğuk sesin duyulmaz olduğunda yüreğim kadar hareketsiz cehennemde donacağım Ttbii seni seviyorum hayatımı kurtardın sen keşke yapmasaydın keşke yapmasaydın keşke beni yalnız bıraksaydın evet ve hayır ve evet ve hayır ve evet ve hayır ve evet ve hayır ve evet ve hayır ve evet ve hayır ‘ın siyah beyaz filmi Senden nefret ettiğimde bile seni her zaman sevdim Neye benziyorum ben? tıpkı babam gibi Ah hayır, hayır, hayır, hayır, Ambar kapısı açılıyor Çıplak ışık kopma başlıyor nereye bakacağımı bilmiyorum artık kalabalıkları aramaktan bıktım telepati Ve umut yıldızları seyretmek geçmişi tahmin etmek ve dünyayı gümüş bir ay tutulması ile değiştirmek kalıcı olan tek şey yokoluştur hepimiz yokolacağız. kendimden daha kalıcı bir işaret bırakmaya çalışarak daha önce kendimi öldürmedim o yüzden emsal arama. Önceden olanlar yalnızca bir başlangıçtı. Korkunun devri daimi ay değil bu yeryüzü bir devrim Aman tanrım aman tanrım ne yapacağım ben? Bütün bildiğim Kar Ve kapkara çaresizlik Dönecek hiçbir yer kalmadı Faydasız ahlaki bir spazm Cinayetin tek alternatifi Nolur nasıl öldüğümü anlamak için beni kesmeyin Nasıl öldüğümü anlatırım ben size Yüz lofepramine, kırkbeş zopiclone, yirmibeş temazepam, ve yirmi Melleril Aldığım her şey Yuttuğum Bitti hadım edilmiş düşüncenin harem ağasına bakın çözülmüş kafatası bir ruhun yakalanması kopma kopma bir solo senfoni 4.48 netliğin berraklığın ziyarete geldiği o heppi hour gözlerimi ıslatan ılık karanlık hiç günah bilmiyorum büyük olmanın hastalığı da bu. ığruna öleceğim o hayati ihtiyaç sevilmek buna aldırış atmeyen biri için ölüyorum bunu bilmeyen biri için ölüyorum beni kırıyorsun konuş konuş konuş yenilginin on metrelik arenası bana bakma vardığım son durak Hiç kimse konuşmuyor beni onaylayın bana tanıklık edin beni görün beni sevin Son teslimiyetim Son yenilgim tavuk hala dans ediyor tavuk hiç durmayacak galiba benim sizin beni düşünmenizi istediğim gibi düşünüyorsunuz beni Son nokta Son nokta. annene bakımını üstlen şimdi annene bak siyah kar yağıyor beni ölümde tutuyorsun hiç bırakmadan ölüm için bir arzum yok ne de intihar hiç olmadı yokoluşumu seyredin seyredin yokoluşumu seyredin seyredin beni seyredin hiç karşılaşmadığım kendim, yüzü zihnimin iç yüzüne yapıştırılmış lütfen perdeleri açın -----------------------------------------------------------
··
1.275 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.