440 syf.
8/10 puan verdi
Yorumum ️
Kitap öyle garip başladı ki gerçekten çevirmeni 
Aslı Dağlı olmasaydı asla devam etmezdim. İlk 100 sayfasını okurken kitaba adapte olamadım ve olayları kafamda canlandıramadım, sanki başka dünyalara ait bir kitap gibiydi. Ancak çevirmenine güveniyordum ve inanıyordum.
Biraz felsefe yapacağım belki ama bu yorumum kitabı okuyanlara veya okumaya devam edenlere hitap edecek, kitap üzerine düşüncelerim tam olarak şöyle;
Farklı bir deneysel olgu var karşımızda "çocukları bebekken al, dikkat dağıtıcı nesneyi çek ve birer dahi olsunlar (!). Erikson'a göre psikososyal çocuk gelişim kuramının ilk iki adamı bu öz ailenin terk ettiği çocuklarda zaten "sakat": Güvene karşı güvensizlik (0-1yaş) ve özerkliğe karşı kuşku ve utanç (1-3yaş).
Çocuklar aileleri tarafından tabiri caizse bu psikolara satılmışlar. Bir de şu var bu ailelerden bahsederken zaten anne veya baba katil, hırsız, bağımlı, sorunlu gibi şeyler çıkıyor karşımıza. Bir de genetik aktarımla kişilik gelişimi yönünden bakalım: Kalıtım ve Çevre faktörü. Genotip, canlının anne-babasından kalıtımla taşıdığı genetik kodun genelini kapsar. Bireyin zeka potansiyeli, fizik yapısı, yağ hücrelerinin genel dağılımı genotip tarafından belirlenir. Bu öğrencilerin iyi meslek sahibi ve ün yapmış birer şahıs olmasını beklemek de %10-%20 oranında gerçekleşebilecek bir rol oynar diye düşünüyorum (tamamen kendi düşüncem, bilim adamlarından özür dilerim).
Bunun yanı sıra çocukların eğitiminde uygulanan teftişler de davranışsal kuramın ilk basamaklarında kullanılan ödül ve ceza. Aslında bir bakıma zihinsel olarak sadece bir noktaya gelmiş canlılar üzerinde uygulanan bir şey. Burada dahi olması istenilen onlarca çocuğun üzerinde uygulanıyor.
Çocuklar da teftişe alıştırılmış. (Teftişten sağlam çıkmalıyım, ya çürümüşsem!, ya bilmem ne hastalığı kaparsam gibi kendilerini koşullandırması) Limbik sistemin cezalandırma ve ödüllenme merkezleri, alışmaya karşı pekiştirmede önemli rol oynar. Hemen hemen bütün faaliyetlerimiz ödüllenme ve cezalanma ile ilgilidir. Ödüllenme ve cezalanma merkezleri vücut faaliyetimizi, içgüdülerimizi, nefretimizi, motivasyonlarımızı denetleyen tüm mekanizmalardan en önemlilerinden birini oluşturur.
Çocukların (bazılarının) son bölümde birer katile dönüşmesi yalanların ortaya çıkması ardından A.N.N.E ve B.A.B.A ya olan "nefretlerinden" doğmuştur. Bir bakıma içlerindeki genetik faktörler gün yüzüne çıkmıştır.
Neyse ben bir su içeyim.
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.