Gönderi

Cebimde Kanat Seslerim
Nerede olduğumu sorma! Bilmiyorum… Zaman ve mekân kavramını yitirdim senden sonra birçok şey gibi! Farz et ki; “Her hangi bir ülkenin, her hangi bir şehrindeyim... Cebimde kanat seslerim.” Otel odaları her şehirde aynı bir yolcu için... Bir daha gelmek adına satın alınan anılar, daha çekildiği anda sararmaya başlayan fotoğraflar… Velhasıl anı denilen şey “ayağa kalk” işaretini bekleyen bir askerdir. Şiiri ve dolayısıyla şairi tetikleyen mekanizma budur! Hiçbir kitabın tek başına taşıyamayacağı bir aşkı bir şiire sığdırmak delilik olmalı! Şairlerin pek akıllı insanlar olabileceğine ihtimal vermiyorum, şair olmak bütün ilimlerden haberdar olmayı gerektirir ki, bu da ancak delilikle yani bir akıl sınırına bağlı olmamakla özdeştir. Öyle uzun sözler yazmıyorum artık çünkü hiçbir hissi uzun uzadıya yaşamıyor insan! Birkaç yıl evvel bitirdim o her şeyi ince ince nakşettiğim kitabı, yaşadım deyip sustum! Kalın kitapları hiç sevmiyorum sayın martı çünkü kalın kitaplar ağırlığınca hüzün kokuyor, çünkü bir duraktan ötekine hiç bir öykü bitmiyor! Bilmiyorum Marylin, bir daha hangi kalbe böylesine coşkun, böylesine çocuk ve böylesine yalın girerim bilmiyorum. “Bir martı bu kentte yapamaz demiştin” sana inanmalıydım! Ankara bana dar geldiğinde anladım” İnsanlar zaman denilenin izafi bir kavram olduğunu bilmeden, onu tutmaya, dokunmaya, koklamaya çalışıyor… bu bir şeylere yetişme gayreti son nefesi yakalayabilmekle bitecek sanırım! Her halini gördüm insanın, ruhunu giydirdiği birlerce ten… Saklanan nice sır, yalanlar, hırslar, kusurlar. Buraya, nasıl ve nereden gelmiştim? Boşluğa bırakılmış bir çığlık gibi bildiğim her kuytuya işlemiş, en uzak denizleri, en yüksek dağları gezmiştim sanki yorgunluğum hiç dinmedi. Ne vakit duracağım? Bu çığlık kimin? Bu çığlık kimin için? Adım neden Nehar? Ben gündüzsem gece kim? Aradığım kim? Kimin hayaliydim ki ben yarım kaldım, eti sıyrılmış bir ruh gibi! Gittin…Şu beynimi beceren tik... tak... tik...tak... Bu akrepler nereye göçüyor kalmak zamanı? Sensiz “Zaman” bir yol kenarında gözlerimi yuvalarından sökercesine geçip giden o metal varlık___ o gölgesi çehreme kazılı yitik kuş! Kadir Ünal
··
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.