Gönderi

Kürtlerin belleğinin kaybolmuş olmasıyla ilgili olarak başka bir örnek daha verebiliriz. 1930'lu yılların başında Zilan Deresi'nde büyük bir soykırım yaşanmıştır. 1937 1938'de Qutu Deresi'nde (Dersim) yoğun ve yaygın bir soykırım vardır. 1943'de İran sının yakınlarında, Tleber'de, Sefo Deresi'nde yine bir soykırım vardır. Bunlardan hiçbiri başkaldıran Kürtlerin öldürülmesi, savaşırı doğal sonuçları olarak değerlendirilemez. Bu olaylarda, hesaplı, kitaplı, sistematik bir öldürme, yoketme yani soykırım vardır. Fakat Kürtlerin, son yıllara kadar, hep, Tel Zaatar'dan, Sabra'dan, Şatilla'dan söz ettiklerini görüyoruz. Kürtler kendi tarihlerinde, hem de çok yakın tarihlerde yaşanmış soykırımlardan pek haberdar görünmüyorlardı. Üstelik bunları incelemek, araştırmak gereğini de duynuyorlardı. Bütün bunlar, ancak, Kürtlerin belleklerini kaybetmeleriyle açıklanabilir. Belleksiz toplumlar, milli duyguları zayıf olan, cılız olan toplumlardır. Bunların da elbette, maddi ve ruhsal nedenleri vardır. Tarih, her zaman, sadece, yazılanlardan ibaret değildir. Tarihte yazılmayan, ama, çok önemli olan pek çok olay da vardır. Tarihte Kürtlere karşı sürdürülen askeri ve siyasi politikalar yazılmayan olayların başında yer almaktadır. Yahudiler ve Ermeniler, dünya kamuoyunu etkileme güçleri sayesinde, kendi toplumlarına karşı uygulanan soykırımları dünya kamuoyuna duyurabilmişlerdir. Gerekli mekanizmaları kurarak ve kullanarak dünya kamuoyunu aydınlatmışlardır. Naziler, yaptıkları soykırımdan dolayı yargılandıkları için, dünya kamuoyu Yahudi soykırımı hakkında daha çok bilgi sahibidir. Bu, başta, Yahudi toplumunun ve Ermeni toplumunun belleklerine sahip olmalarıyla ilgili bir durumdur. Bu toplumlar, tarihin çeşitli dönemlerinde, kendi toplumlarının başından geçen olayları, kendi toplumlarına karşı uygulanan soykınımları unutmamışlardır. Hafızalarında saklamaktadırlar. Kürtlerde ise, milli duygu eksikliği vardır. Kürtler belleksiz bir toplumdur, kendi toplumlarının başından geçen olayları, karşılaştıkları soykırımları kolayca unutmaktadırlar. Bunları dünya kamuoyuna duyuramamaktadırlar. Bunun için gerekli mekanizmaları kurup kullanmak bir yana böyle bir gerekliliğin bilincine bile ulaşamamışlardır. Bunların elbette, maddi ve ruhsal nedenleri vardır. Bu sonucu ortaya çıkaran iç dinamikler, dış etkenler vardır. Kürdistan'ı bölen, parçalayan ve paylaşan devletler, Kürdistan'ı müşterek sömürge olarak kullanan devletler, Kürtlerin zaaflarından sonuna kadar yararlanmışlardır. Kürtleri bu konularda da bilimsiz ve bilgisiz bırakmışlardır. Bu süreci de ortaklaşa gerçekleştirmişlerdir.
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.