Bulunduğumuz coğrafya itibarıyle, deprem, hemen hepimizin hayatımızda en az bir kere yüzleşmek durumunda kaldığı bir gerçek. Bir otomobil veya bir elektronik eşya alacağımız zaman doğru seçim yapmak için harcadığımız zaman, emek, özen ve çabayı, ömrümüzü duvarları arasında geçirdiğimiz mekanlara -ister kiracı, ister ev sahibi olarak yeterince gösteriyor muyuz? Her defasında yaşadığımız maddi ve manevi yıkım, yapı stoklarının oluşum sürecinin tüm aktörleri için yeterince ders olyor mu? Yoksa kaderin arkasına saklanıp, topu taca atıyor ve doğanın bir sonraki atağını -yani afetini- mı bekliyoruz?
Her deprem felaketinde, o zamana kadar gerek yönetimlerin, gerekse vatandaşların yeterince kulak vermediği deprem uzmanlarına "deprem açısından en güvenli il neresi", "sonraki depremi nerede bekliyorsunuz", "sizce deprem ne zaman olur" gibi sorular yerine; yöneticilerin güvenli bir kentleşme ve bölge mimarisi adına nelere dikkat etmeleri, bireylerin ise deprem öncesi, esnası ve sonrasında neler yapmaları gerektiğini düşünmeleri sanırım daha doğru bir hareket tarzı.
Deprem Affetmez adlı çalışmada, depreme karşı alınması gereken tedbirler, bireye bakan yönleriyle bir el kitabı formatında sunulmuş.
Ana başlıklar şöyle:
- Deprem,
- Deprem Öncesi,
- Deprem Sırası,
- Deprem Sonrası,
- Aile Afet Planı,
- Afet Malzemeleri,
- Evcil hayvanlar.
Hacim, içerik ve yazım biçimi açısından herkesin rahatlıkla anlayıp bir-iki saatte okuyabileceği bir kitap.
Bu kitap (veya aynı doğrultuda benzer bir çalışma), bence her evde bulunup okunmalı, özümsenmeli ve hatta deprem çantası hazırlayacak kadar konuyu ciddiye alanlar tarafından deprem çantası muhteviyatına dahil edilmeli.
Bazı felaketlerin gerçekleşmesi kader olabilir ama öncesinde alınması gereken tedbirlerin alınıp alınmaması, felaketin esnası ve sonrasında en az zararın görülmesi adına yapılması gerekenlerin yapılıp yapılmaması sonucunda maruz kaldığımız etki kader değildir...
·
89 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.