Gönderi

Ne tuhaf, insanlar yatak yapmanın tıpkı yatak yapmak gibi, tokalaşmanın her zaman tokalaşmak gibi olduğunu, bir sardalye kutusu açmanın sonsuza dek aynı sardalye kutusunu açmak demeye geldiğini sanırlar. Beri yandan her şey bir istisnaysa, diye düşünüyor Pierre, yıpranmış mavi yatak örtüsünü beceriksiz elleriyle düzeltirken. "Dün yağmur yağdı, bugün güneş açtı; dün içim kapanıktı, bugün Michéle geliyor. Değişmeyen tek şey şu ki: Bu yatağı dünyada doğru dürüst düzeltemeyeceğim." Önemi yok, kadınlar bekâr odalarının düzensizliğinden hoşlanırlar, gülümseme fırsatı çıkar onlara (dişlerinin her biri anaçlıkla parlayarak), perdeleri düzeltir, sandalyelerin, çiçek saksılarının yerini değiştirir, şu masayı en ışıksız köşeye koymak ancak senin aklına gelirdi, derler. Michele de buna benzer şeyler söyleyecek büyük bir olasılıkla, ortada dolaşan kitapları, lambaları elleyecek, oradan alıp oraya koyacak, Pierre de göz yumacak buna; yatağın üstüne uzanmış yattığı ya da eski kanepeye gömülmüş oturduğu yerden, bir halka Gauloise dumanının arasından onu süzerek, onu isteyerek.
Sayfa 90 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.