Kitabı çok beğendim öncelikle söyleyeyim, Oya Baydar ın dili harika. Tanışma kitabım oldu arkasından hemen Erguvan Kapısını okuyacağım. Bu eserde meşhur olmuş bir opera sanatçısının hayatı, eski fotoğraflara meraklı biri tarafından onun gözünden anlatılacak gibi başta gözüküyordu. Fakat o meraklı kişimiz de müzik öğretmeni ve oldukça takıntılı bir kişidir. Meşhur opera sanatçısının hayatı onun için mükemmeldir ve onun hayatını bu mükemmeliyetle anlamlandırır. onun çocukluk, genç kızlık evliliği, ayrılığı, birliktelikleri kısaca yaşamına dair her şeyi biriktirir ve tüm bunların sorunsuz ,olarak görür. Ve bu gördüğü noktadan da onunla ilgili kitap yazmak istemektedir. Burada ben daha derinlik beklerken diva nın uzun zamandır görüşmediği kızıyla olan resmi görüşmeleri olur, çünkü çocukluğunu diva hep kaçırmıştır turneleri mesleki kariyeri için. evliliğini bitirmiş çocuğunu da bırakmıştır ve divanın yaşlılık dönemlerindeki kendini sorgulamalarını kendi hayat okumasını yapacak sanırken, Dersim olayları 1938 yılı acıları kızının müzikle ilgili araştırmalarında bu olayların geniş yer tutmasına evrildi olay. Kurgu sağlam olduğu için yadırgamıyorsunuz ama bu yıllara ait geniş bir tarih dersi veriliyor. Bayağı ayrıntılı. Fotoğraflardan diva nın hayat sırrını bulmak kızına düşmüş oluyor. Tunceli olaylarının detayları o kadar fazla ki, yazarın oldukça büyük bir konuya yer vermiş olması onun toplumcu, insan hakları meselesi, devlet, ordu, siyaset bağlamlarında küçük büyük demeden yaşlı genç en çok da kadınların uğradığı zulumler onlar için yakılan ağıtlar, şarkıların bestelerinin içine sinmiş acı yüklü olayların ağırlığında ezilen genç kadın yani divanın kızı, o toprakların insanı olan olayları anlatan( adeta ders veriri gibi )adama aşık olur evli olmasına rağmen kadının aklı başından gider. sonunda annesinin o muhteşem görülen hayatı gerçekten muhteşem olmuştur çünkü 1938 de ücra köylerden bir yaşlı ninenin anlattığı bir gelinin eteğinin altına saklanan küçük bir kızın hayatı olarak devam etseydi, başka türlü olacaktı. hepimizin zannetmelerimizle, sandıklarımızla geçmiyor hayat, geçit vermiyor belki de gerçekleri öğrenene kadar sürekli didiklettiriyor. kendini hep o ailenin içinde sevgi yumağı içinde bulsa da anne ve babasına minnettar olsa da bir parçasının oraya ait olmadığını içi biliyordu diva nın. O küçük sessiz sedasız minik parça yıllarca içinde bir ur parçası gibi dururken, oranın sesini bastırmak için hep daha çok yüksekten okumak zorunda kalmıştı aryalarını demek ki. Yaşlılık zamanlarında ise bu içten gelen sese kulak vermenin zamanı gelmiş ve taşlar yerine oturmuştur. Harika bir okumaydı benim için keyifle okumanızı öneririm.

O Muhteşem HayatınızOya Baydar · Can Yayınları · 2012809 okunma

·

156 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arzu Kapoglu