Gönderi

376 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 days
*Mücadele'nin ve umudun öyküsü* ~spoiler içere bilir~ Bir çok mahkumu bizle tanıştırıp onları betimlediği bu kitap bizi mahkumların gözünden bakmaya çağırıyor. Dostoyevski'nin Sibirya sürgününde edindiği bilgilerle yazdığı bu eser bir çok insanı etkileyebilecek, hayatına yön vermeyi sağlayacak efsane bir eser. Bu kitabın herhangi bir olay örgüsü olmadığından bazı okulara sıkıcı gelebilmekte. Evet bu kitap banada biraz sıkıcı geldi ve ağır bir şekilde okudum lakin bu sıkıcı bulduğum kitabı okuduğum süre boyunca o kadar büyük bir saygı besledimkiii. Gerçekten saygı duyulabilecek bir kitap. Hayata bakış açınızı genişletecek bir kitap. Özellikle beni bazı bölümleri çok etkiledi ve ağlayacak duruma geldim. Kitaptaki "akulkanin kocası" bölümü... İnsanların insanlar yüzünden ne çok ızdırap çektiğini anlatan bir çok yapıt var ama bu yapıt insanların ızdırap çekmesine sebep olan insanları anlatıyor ve aslında onların özünde ızdırap çeken insanlar olduğunu betimliyor. bitmesi için sabırsızlanıp bittiğindede üzüleceğiniz bu kitabı kesinlikle okumanızı isterim. Öncelikle sürgün edilen mahkûm ordaki ilk deneyimlerini anlatıyor. Ayaklarına bağlanan zincirleri, yemekhanelerini, hamamlarını, hastanelerini, uyuma uyanma saatlerini, yaz ve kış mevsimlerini, kaçmaya çalışmalarını oradaki yasak olayları yani mahkûmların yaşam düzenini anlatıyor. Bununla birlikte mahkûmların yaşam hikayelerinide okuduğumuz bu kitaptaki kişiler kadar hayvanlarında sürgündeki yaşam hikayeleri anlatılmaktadır. Aslında bu kitap bize mahkûmların hayatını acımasızlığını ve masumiyetini anlatarak her insanın böyle olduğunu göstermektedir. Kitaptan bir alıntı: "Kendimi avutmak için: ' Işte her yerdeki gibi, burda da kötü insanların yanında iyileri de bulunuyor...' diye düşündüm, ' Kim bilir? belki bunlar da ötekilerden, yani duvarların dışındakilerden daha kötü değildirler.' bir yandan böyle düşünüyor, bir yandan da düşüncemde yanıldığımı sanarak başımı sallıyordum; ah Tanrım! Tahminimde ne kadar da haklıymışım meğer!" Yazarında dediği gibi içerde olanlardan daha masum görünen ama daha kötü olan o kadar insan varki... Evet mahkûmlarda birer insan ve onlarında duyguları var onları bizlerden ayırmamamız gerektiğini unutmamalıyız hepimizin hataları var sadece ölçekler farklı kimilerininki fazla kimilerininki az. Ne yazıkki az olanlarda mahkûm olabiliyor, çok olanlar serbestte kalabiliyor. bunada adalet diyoruz işte. hayatın gerçekleri... Yazarın bir çok noktada vurgulamak istediği tek şey ordakilerinde birer insan olduğudur. Açıkçası bazı noktalarda yazara katılmıyorum. Cezaların ağır olduğuna idamın olmaması gerektiği gibi noktalara. Benim düşüncem cezaların ağır olması gerektiği çünkü bu cezalar öyle göz göre göre yok sayılabilecek cezalar değil. insan oğlu kendi nefsine sahip çıkmalı kendini tutmalı. sağlıklı bir toplum ve yaşam için cezalar gereklidir. Disiplin önemlidir. Tekrardan okunacaklar listesinde yer alan bir kitabım oldu sizlerede öneririm okumalısınız.
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914.7k okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.