Gönderi

{ Kitap ya Konuşursa !!! }
...En üzüldüğüm şey de bizim, insanları seçemeyişimizdir... Siz, beni ne vakit elinize alıp okumaya başlasanız, ben de, beni nasıl okuduğunuzu gözlerinizin içine bakarak okurum. Bir şey söyleyeyim mi? Boşa okuyorsunuz arkadaş! O durmadan yaşaran nadide gözlerinize, açılıp kapanması bir türlü durmayan kıymetli ağzınıza yazık. Boşu boşuna yoruyorsunuz onları. Zaten esneye esneye bende de bir hâl bırakmadınız ya. Esneme hastalığına tutuldum sayenizde. Gören zannedecek ki biri, beni size zorla okutturuyor. Böyle yapacaksanız, okumayın arkadaş! Bizim de bir haysiyetimiz, gururumuz var. Telefonla, bilgisayarla saatlerce oyna, bir kere esneme; bizden birini eline alır almaz ha bire esne! İnan olsun, siz bir kitabı nasıl okuyacağınızı bilmiyorsunuz. Daha önemlisi bir kitap niçin alınır, neden okunmalı, bilmiyor, kafa yormuyorsunuz. Çok kitap almayı, evi kitaplarla tıka basa doldurmayı marifet, övünme kaynağı zannediyorsunuz. İlk bakışta bir kitabın ne olduğunu anlarım diyenlere, ilk bakışımda notumu veririm: Sıfır! Elimden gelse bazı insanlara kitap okumayı tamamen yasaklarım. Böylelerinin kitap mitap okuduğu yok. İşleri güçleri otlamak. Bakıyorsun, kütüphanem dediği yeri adı sanı belirsiz kitaplarla doldurmuş. Adamın ne bir okuma kültürü ne bir fikri ne de bir dünya görüşü var. "Ben, her kitabı okurum." diyen arkadaş. Kusura bakma ama senden iyi bir okuyucu da olmaz. Hassasiyet, kütüphaneden başlar. Kitap seçimine hassasiyet göstermemiş birinin, okuma hassasiyeti de bu kadar olur işte. Bir kitap olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: İnsanların olduğu gibi kitapların da iyisi, kötüsü; güzeli, çirkini, zayıfı, şişmanı var. Dahası da var: Kimisi iyi bir akıl çelici, kimisi de iyi bir duygu avlayıcısıdır. Fakat hepimizin ortak bir noktası bulunur: Hepimiz, bizi eline alanın gözlerine bir gözlük takar ve onun, o gözlükle dünyaya bakmasını sağlarız. Bazıları çok daha tehlikelidir. Bilincinizi, cümleleri okumakla oyalayarak cümle aralanındaki asıl ve etkili fısıltılarını duyurmaz. Hedefi bilinç altıdır. Direkt oraya çalışır. Kısacası bu mesele, hafife alınacak bir mesele değil. İyi bir okuyucunun ilk iki kuralı, iyi bir seçici ve dikkatli bir okuyucu olmasıdır. "Ben, her kitabi okurum." diyen arkadaş, bir daha düşün. Zaten insan, kitap okurken düşünmeli. Düşünülmeden okunan kitap, zaman kaybıdır. Hele bir de kötüyse, topyekün zarar, ziyandır. Bu sözleri, bol keseden attığımı zannetmeyin. Düşünmeyin de. Çok kişi beni eline aldı, okudu, okumaya çalıştı. Yani çok kişi gördüm, bildim. Kimi bir daha elini sürmemek üzere kitaplığına koydu, kimi bir an önce evden çıkayım diye hediye etti, kimi de bir kenara attı, unuttu. Okuyanından okumaya çalışanına kadar hepsinin gözleri, tıbbi kalp atış hızını izleme cihazının ekranı gibi donuktu. Cümleler, tek çizgi halinde bir baştan bir başa doğru uzayıp gidiyordu. Yani okudukları, zihinlerini harekete geçirmiyordu; okuyormuş gibi yapıyorlardı. Kitabın kapağını kapatmalarıyla da okudukları her şey, sabahın ilk saatlerinde beliren sis gibi kısa bir süre sonra zihinlerinden kayboluyordu. En üzüldüğüm şey de bizim, insanları seçemeyişimizdir. Bazı kitap arkadaşların, "Beni şöyle bir adam istiyor. Gitmeli miyim?" diye sormasını, ben de "Bana okuduğu kitapları söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim." demeyi çok ama çok isterdim. Böyle bir hakkımız olsaydı, ilk yapacağım iş de hiç şüphesiz iyi ve kaliteli kitaplardan bir kurul oluşturup, "İnsan nasıl seçilir?" sorusuna cevap bulmak olurdu. Ama yok işte! Böyle olmayınca da değerli kitaplar, değer bilmeyenlerin eline düşüyor.
··
1,013 views
SükutHan okurunun profil resmi
Kitap da dert yanarmış :) insanoğlundan kim dert yanmıyor ki? İnsan insandan kendi türünden dert yanarsa kitap niye yanmasın! Bize de "" Eee kitap haklı arkadaş" demek düşer.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.