Gönderi

552 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Huzur Sokağı neden eleştiriliyor?
Asrî bir hayattan manevi bir hayata geçişin hikayesi. Milyonları Müslamanlığa davet eden o kitap… Karşınızda Huzur Sokağı incelemesi. Kimilerine göre ütopik kimilerine göre de distopik bir evren bu roman. Bütün açık kadınların mini etek giyip, şehvet uyandıran makyaj yaptığı ya da herkesin muhteşem ve modern bir şekilde tesettüre girdiği başörtülülerle dolu bir evren. Zira bunun ortası yok.  Asrî yaşayan ve oldukça güzel (Bu kısım özellikle önemli, kitap boyunca Feyza'nın dillere destan güzelliği anlatılıyor.) genç ve güzel bir kadının, maneviyatına ekseri değer veren, müthiş donanımlı, tüm erkeklere taş çıkartacak kadar namuslu, yanık sesiyle ezan okuyabilen Bilal'le karşılaşması sadece bu genç kadının değil birsürü insanın birden dindar ve imanlı olmasına yol açacak, Feyza'nın hayatını büsbütün değiştirecektir. İşte bütün bu olaylar burada başlıyor. Birbirine deli gibi aşık iki genç çeşitli nedenlerden dolayı birbirlerine kavuşamıyorlar. Örneğin, kızımızın havai olması, mazbut kıyafetler giymemesi, sevdiği erkekle konuşmak istemesi... Kitaptaki olaylara girmek istemiyorum fakat eleştirilecek kısımları da yazmadan edemeyeceğim. Kitapta öyle bir algı var ki, sanırsın ki tam manasıyla Müslüman olamayan tüm erkekler potansiyel tacizci, suçlu; kızların tek derdi erkekleri ayağına düşürmek, şiveli kahkahalar atarak onları etkilemek. Üniversitelerin ilim yuvası değil aksine fuhuş yuvası olduğunu, kızların erkekleri etkilemek için fink attığı, erkeklerin de tek derdinin kızları yatağa atmak olduğundan bahsediyor. Okuldaki kızların hepsi mini etek giyiyor ve tek işlevleri erkeklere çekici görünmek ona göre. Dinlerini kendince yaşamak yerine sürekli birisine anlatma, diğerlerini alaya alma, küçümseme çabası… Nedense kitapta evlenmek isteyen her erkek "mazbut kıyafetli, dindar, kültürlü, güzel" bir kadın arayışında. Yazarın normalmiş gibi, Feyza karakterinin ilkokula giden çocuğuna başörtüsü taktırması ve kızının okulda -bu yaşta- adeta misyonerliğe başlaması, birden sınıfın yarısının namaz kılmaya başlaması, sonra okuldan atılması… Kitapta günah diye belirtilen şeyler o kadar komik ki. Adeta yeni bir kutsal kitap gibi bu roman. Mesela Bilal'in kardan adam yapan çocuklara kardan adam yapmanın heykel yapmak değerinde olduğunu anlatması, günah olduğundan bahsetmesi ve çocukları uyarması. Sonra bir kısımda Feyza'nın Bilal'e olan hisleri neticesinde Bilal'le evlenmek istemesi, fakat Bilal'in evli olduğunu düşünmesi ve dadısının Feyza'ya tavsiye olarak "Bilal'in ikinci karısı olabilirsin." demesi beni büsbütün çileden çıkarttı.  Kitabın en eleştirilecek yanlarından birisi de şu "modern" kelimesi. Zira yazar, "Ya ben de o kadar gerikafalı değilim." manasında her yerde modern okul, modern giysiler ifadesini kullanıyor. Tesettürü güzellemek için sürekli "mazbut giyimli bir hanım olmasına rağmen son derece şık.." şöyle böyle giysinin şeklinden bahsetmesine çok güldüm zaten. Hayır, orada amaç o değil zaten kadın kendince "tesettürlü bir insan da güzel olabilir." algısı yaratmaya çalışıyor. Ya da kitap karakteri bir okula gidiyor. "Son derece modern bir okulun bahçesi.." bla bla bla. Ben tesettürü eleştiren birisi değilim ama kadın her şeyi güzelleme yoluyla yapmaya çalışıyor. Mesela, evine bir misafir geliyor, misafirler şaşırıyor "Aa, aslında evde ne kadar modern giyiniyormuş." vs diyor.  Sonra solculardan ve sosyalistlerden adeta şeytan gibi bahsediyor. Ona göre mini etek ve makyaj yapan her kadın şeytan mesela. Kitapta Hilal'in annesi (Feyza) hastalanıyor. Kız gece koşarak doktor buluyor. Doktor ona şaşıracak soruyor, sizin babanız yok mu diye. Feyza'nın kitap boyunca emsalsiz melek gibi bahsedilmesi ve tüm Türkiye'nin bütün zenginlerinin ona gelip de evlenmek istemesi ayrı komikti. Hepsi de zengin ve son derece imanlıydı. Ben kitabı yarışmaya katılmak için okudum. Ama size tavsiyem mecbur değilseniz okumayın bu kitabı. Kitabı okumadan önce yorumlara göz gezdirmiştim, ayrıştırıcı dil kullanılmış diyorlardı. Kesinlikle haklılarmış. Ben bu kitabı her iki tarafa yönelik bir hakaret gibi sayarım. Ben hiçbir başörtülü insanın açık bir insana karşı böyle iğrenç şeyler düşüneceğini zannetmiyorum. Kitabın romandan ziyade bir tebliğ kitabı olduğunu düşünüyorum. Okumak isteyenlere keyifli okumalar ve bol sabırlar dilerim. Esenlikle kalın.
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202116k okunma
·
311 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.