Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hasbihâl 2 Büyük bir şâirin düstûr-i hikmettir şu ihtârı; Velev duymuş da olsan yolsuz olmaz şimdi tekrârı: «Geçen geçmiştir artık; ân-ı müstakbelse mübhemdir; Hayâtından nasîbin: Bir şu geçmek isteyen demdir.» Evet, mâzîye ric’at eylemek bir kerre imkânsız; Ümîdin sonra istikbâl için sağlam mı? Pek cansız! Bugünlük iş bugün lâzım yapılmak, yoksa ferdâya Bırakmışsan... O ferdâlar olur peyveste ukbâya! Benim on beş yıl evvelden kalan işler durur hâlâ; Yarın bir başlayıp yapsam demiştim, bak, demin hattâ! Müsevvifler için dünyâda mahvolmak tabî’îdir. (*) Bu bir kànûn-i fıtrattir ki yok te’vîli: Kat’îdir. Sakın ey nûr-i dîdem, geçmesin beyhûde eyyâmın; Çalış hâlin müsâidken... Bilinmez çünkü encâmın. Diyorlar: «Ömrü insânın yetişmez kesb-i irfâna...» Bu söz lâkin değildir her nazardan pek hakîmâne. Muhakkaktır ya insanlar için bir gâye-i âmâl; Edenler ömrünün sâ’âtini hakkıyle isti’mâl, Zafer-yâb olmasın isterse varsın asl-ı maksûda, Düşer bin maksad idrâk eyleyip bir zıll-i memdûda. Evet, her türlü ma’nâsıyle irfan durdurur azmi... Fakat insanlığın ma’nâsı olsun öğrenilmez mi? Cibillîdir taharrî-i hakîkat hırsı âdemde, Onun mahsûlüdür meşhûd olan âsâr âlemde. Atâlet fıtratın ahkâmına mâdem ki isyandır; Çalışsın, durmasın her kim ki da’vâsında insandır. Zuhûr etmekle her ma’lûma karşı bir alay meçhûl, Neden olsun o ma’lûmâtı idrâk eyleyen medhûl? Evet, ma’lûm olanlar olmayan şeylerle bir nisbet Edilmiş olsa, gâyet az çıkar evvelkiler elbet; Fakat câhille âlim büsbütün nisbet kabûl etmez: O bir kördür, bu lâkin doğru yoldan hiç udûl etmez. Diyor Kur’an: «Bilenler, bilmeyenler bir değil... Heyhât Nasıl yeksân olur zulmetle nûr, ahyâ ile emvât! » Bu hikmetler bedîhîdir senin indinde elbette: Fakat, çok sevdiğimdendir ki, tekrâr eyledim işte. Sadedden gâlibâ ayrılmışım... Söz neydi ihtâr et; Dalarsam nûr-i dîdem, böyle ba’zen, durma bîdâr et. Usandın sen de gerçek hikmetimden, hasbihâlimden; Beş on söz kaldı lâkin dinle nazm-ı bî-meâlimden: Diyorlar: «İ’tirâf-ı cehl iken tahsîlin encâmı, Nedir beyhûde it’âb eylemek şehbâl-i ikdâmı? » Evet, lâkin varıp ser-hadd-i ma’lûmâta bir insan, O gâyetten demek lâzım ki: «Yok irfân için imkân! » Hakîkî i’tirâf altında parlar zılli irfânın; Budur insanlığın ma’nâsı, en son zevki vicdânın. (*) «Heleke’l-müsevvifûn...» [Bugünün işini yarına bırakanlar MEHMET AKİF ERSOY
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.