Göklerde kartal gibiydim,
Kanatlarımdan vuruldum;
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım...
Herkesin bir Sabahattin Ali şiiri vardır, şarkısını bağrına bastığı. Benim şimdiye kadar orada burada duyduğum bir şarkıdan yukarıdaki dizeler. Bugün ilk defa çok anlamlı geldi. Göklerde kartal gibiyken kanatlardan vurulmak. Mor çiçekli dal gibiyken bahar vaktinde kırılmak.
Kalemini sevdiğim yazarların kişiliğinde bir şeyler ararım hep tutunacak. Sabahattin Ali okurken de sürekli bir şeyler arıyorum. Aldırma Gönül çok severek dinlediğim bir şarkı olmasına rağmen sesli dile getirmediğim dizeleri vardı. Sonra tamam dedim. O o değil bu demek. Gerçekten kafamda akladım. Bana aklama biçimim çok mantıklı geldi. Ama bunu kimseye söylemiş, paylaşmış değilim. Kesinlikle ben ikna oldum. Zaten okuduklarımı kendime anlatıp durmaktan belki de çok kolay ikna olmaya başladım. Allahul âlem tabii ki. Zaman zaman nazımında, nesirinde oluyor işte böyle şeyler. Bazen eyvah diyorum. Bazen de tamam, burası olur işte buradan yürürüz diyorum. Rahatlıyor içim. Benim sevdiklerim hep iyi olsun hep güzel işler yapsın. Onlar adına utanmayayım, savunmak zorunda kalmayayım. İster kitap karakteri olsun ister kitabı yazan kalem olsun.
Halîk ki her mâhluktan başka yarattı bizi
Zaman bir avuç toprak yapsa da cismimizi
Kâinat hayretlerle anmalı ismimizi
Yaşamak asırları bir hamlede aşmaktır...
Baktığım yok üzüntüye sevince,
Feryat etmem yar başından savınca,
Benim gibi sevmelidir sevince:
Ne göz görür, ne kulağım işitir.
Bazı nur içinde, bazı sisteyim
Bazı beni seven bir göğüsteyim
Kah el üstündeydim, kah hapisteydim
Her yere sokulan bir rüzgar gibi...
Yâr yoluna baktırdığın,
Uykusuz bıraktırdığın,
Aşk yüzünden çektirdiğin,
Yetmez mi gönül, yetmez mi?