Gönderi

Enadır Vörld
---2023 Şubat Ayı Öykü Etkinliği #194914348 için--- Bu hikayenin nasıl başladığını bilmiyorum... Nereden geldiğimi de... Sadece sarsıntıyı hatırlıyorum, ıslak avuçlarımla tuttuğum son metal parçasının üzerinde kayan hücrelerimi. Bu çubuk, hayatım ile artık hayatım olmayan bir zamanın arasında beni kurtarmaya çalışan son yardım aracıydı. Öncesi veya sonrası yok, sert şekilde düşmüş olmalıyım. Gökyüzü çok parlak, çok açık. Gece olduğunu zannediyorum fakat yıldızlar birer güneş gibi aydınlatıyor etrafımı. Manzarayı görmekte zorlanmıyorum. Ufuk karanlık, olması gerektiği gibi. Gözlerimin seçemeyeceği kadar küçük. Dağları görüyorum. Siyah beyaz font üzerine çalakalem çizilen eğrilere benziyorlar. Hava onları aşındırıp hizaya getirmiş, kendi kurallarını ona diretmiş. Ve bir kısım göller var etrafta, acaba bir yaşam bulur muyum içinde. Bulamazsam yalnızım demektir. Tek kurtulan benim demektir. Bunu iyi de görebilirim, kötü de. Yanımda yaşıyor olanın beni bir gün peynir ekmek gibi yemeyeceğine artık güvenim yok, çok kazık yedim diğerlerinden. Başımı yukarıya kaldırdığımda görebiliyorum uzaklarda küçük dünyamı. “Büyük resmi görüyorum”, dünya bana düşman, ve uzak, ve kendi halinde dönüyor durmadan. İnsanlar doğuyor, sanat yapıyor ve ölüyor, sonra dönem geliyor sanat da ölüyor. Sanat demişken; burada neden hiç ses yok? Hiç müzik duymuyorum, insan bağırışları, kedi köpek kuş sesleri... Acaba bir daha duyamayacak mıyım. Son duyduğum şarkıyı hatırlamak istiyorum, hangisiydi acaba... Beni en çok etkileyenin o olması gerekir. Son şarkı. İnsanların sesini özlüyorum. Küfürlerini, haykırışlarını, acılarını ve tatlı fısıltılarını. Yerden bir taş alıp göle fırlatıyorum. Elimde toz parçalarını bırakıyor. Üzerime siliyorum. Sanki bir insan sesi duymaya ihtiyacım varmış, sanki birine bu teatral görüntüyü yorumlamak istiyormuş gibi konuşuyorum kendi kendime, neredeyim ben böyle. Olduğum yerde oturuyorum, ne yapmam gerekir, hayatta kalmak için neye hazırlanmalıyım. Zaten hayatta kalacağımı düşünmemiştim, planlamamıştım, bu dünya bana bir hediye olmalı. Ama onu özlüyorum, geride bıraktığımı. Tek başımayım, bunu anladım artık, kabul ediyorum. Dönüşüm de yok o dünyaya, biliyorum. Kendi düşüncelerim kendime konuşuyor ve beynimin sağ lobu, sol lobuyla tartışıyor. Rüya görüyor olabilirim derdim, rüyalarımı kontrol edebildiğimi fark ettiğimden beri gerçek ile rüyayı ayıramıyorum. Fakat bunu kontrol edemiyorum. Bu yüzden gerçek olduğunu anlıyorum. “Gerçekler acıdır”, “Gerçek, seni özgür kılar”. Kendimden özgür kalamıyorum. Sırt üstü uzanıyorum, çakıl taşlarına benzer taşlar sırtıma batıyor. Biraz acı duymak hoşuma gitti, gerçekliğini hatırlatıyor. Bu yerde yaşamaya devam edemem, belki de bir kapatma tuşum vardır ve siyah ekran düşer gözlerimin önüne. Artık fazlalık olmadığım için memnunum. Senin dünyan sana, benim dünyam bana ey sezar. İstediğin komployu çevirebilirsin ben yokken, lütfen çevir, senin doğan bu. Bir eşya varsa yanında, onun tabiatı bu, eşya gibi taşıdığın insanın. Gözlerimi kapatıp açsam uyanır mıyım bu dünyadan, yoksa ebedi sonsuzluk beni buraya kadar takip mi etti. Denemek istiyorum çok zaman geçmeden, ve ben daha acınası bir hale düşmeden. Koyunları sayıyorum, kapakları kapatıp. 1... 2... çitin üzerinden atlıyorlar 3... 4... 5... gözleri büyük, kafaları küçük, sevimlilik gereği 6... 7... biri çite takılıp düşse ne kadar komik olurdu 8... beceriksizlik her yerde var 9... hatasız koyun olmaz 10... saymaya devam ediyorum 11... 12... uyuduğumu nasıl anlayabilirim ki, kaçta bittiğini hatırlamam mümkün mü 13... öyleyse yıkıl sezar 14... on... 25.02.2023
··
739 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.