"Hey gidi hey, keyfimiz ne kadar yerindeydi, vaktiyle!"
Umberto Eco , Nişanlılar kitabını anlatırken "Fransa'da, Almanya'da ve İngiltere'de çok büyük romanlar kaleme alınırken, İtalya'da pek de önem kazanamayan romanlar yazılmıştır" der.
Ve öykülerin önemini benim gözümden tanımlar...
Beni kitaptan çok kitabın kapak tasarımı etkiledi ve dikkatimi çekti.
Biraz araştırınca aslında Dino Buzzati'nin gayet iyi bir ressam olduğunu gördüm.
Hatta yazarlığının hobi, ressamlığının asıl mesleği olarak anılmasını ister.
Kitabımıza gelecek olursak, içerisinde 22 tane öykü bulunmakta, bunlar sırasıyla;
Yedi Ulak
Büyük Baskın
Yedi Kat
Ama Yine de Kapı Çalınıyor
Pelerin
C’yle Başlayan Bir Şey
Bir Damla
Savaş Türküsü
Dünyanın Sonu
Boşuna Çağrı
Noel Öyküsü
Tanrı’yı Gören Köpek
Bir Şeyler Olmuştu
Fareler
Uçan Daire
Düşkün Zorba
Ermişler
Hamamböceği
Ay Işığında Tavşanlar
Hastane Sorunları
Büyük Otelin Koridoru
Bir Ozanın Anısı
Farklı konulara değinilmiş, yazarımızın kendi mizah anlayışıyla (!) harmanlanmış, gerçeküstü anlatımın olduğu, kısa kısa hikayeler.
gundemtube.com/haber/italyan-y...
Yazarın burada çizdiği köpek, kitap kapağına sanki daha çok yakışırdı demek isterim.(:
Sevgili kitap severlerim, belki kötü bir dönemden geçmemizinde etkisiyle diyorum ki, pek sevemedim hikayeleri.
26.02 2023 En uzun Şubat :( Deprem ):
Ben de üç öykü dışında diğer öyküleri sevemedim. Çalakalem yazılmış, derinlikten uzak, vermesi gereken mesajları verememiş. Dino Buzzati'nin Tatar Çölü romanını çok beğenmiştim. Bu kitabı sevemedim. Size katılıyorum bu konuda.