Gönderi
Günter Wallraff ile yapılan bir röportajda, Wallraff'a bu kitap için Şikago Mezbahaları benzetmesi yaptığı söyleniyor. Wallraff bu konuda kesinlikle haklı bir çalışma yürütmüş.
Öncelik amacı Almanya'daki yabancı işçilerin çalışma koşullarını gözler önüne sermek olsa da 1980'li yıllarda Almanya'da sadece bu koşulları değil, ayrıca ırkçılığı, kapitalist düzeni de okuyoruz yazarın çalışmasında.
Büyük şirketlerin vergiden, maaştan kaçınmak için sigortasız, güvencesiz işçi çalıştırmaları, bu işçileri tamamen tükenene kadar sömürmeleri, bu sırada doğacak herhangi bir soruna karşılık kendilerini aklayan, işçileri haksız ve suçlu gösteren yollar oluşturmaları ve çalıştırılan, sömürülen işçilere yönelik aşağılayıcı duygu besleyip bu duyguları yüzlerine karşı söylemlerini okuyoruz kitapta.
Faşist, ırkçı bir yaklaşımla kurdukları cümleler ne yazık ki bugün kendi ülkemizde azınlıkta kalan halklar için de kuruluyor. Bir dönemin çekilen acılarını başkalarından çıkarmaya çalışmak gibidir bu.
Wallraff, bir Alman olup kılık değiştirerek bir Türk'e benzetiyor kendini ve bu kılık değiştirmeden kinse bir şey fark etmiyor. Wallraff bu sayede açık açık yapışan, söylenen her şeye tanık olup kayıt altına alıyor. Yaptığı çalışma bulunduğu yerde birkaç kıpırtı yaratsa da var olan düzen aynı şekilde devam ediyor bu da bir gerçek.
En Alttakiler, sömürü düzeninde bir dilim ekmek için ses çıkaramayan işçilerin sesi. Onların insana yakışacak bir hayattan uzak kalan, bugün hayvanlara bile reva gösterilmeyen, bu konuda yasalar talep eden insanların görmezden geldiği işçilerin sesi.
Bu düzen devam ediyor ve insanlar bunu bildikleri halde ya mecbur kaldıklarından ses çıkaramıyorlar ya korkuyorlar ya da bana dokunmayan yılan bin yaşasın inancıyla görmezden geliyorlar.
Anlatılan faşist ve kapitalist zihniyetler bir kez daha gösteriyor ki;
"FAŞİZM VE KAPİTALİZM BİR RUH HASTALIĞIDIR."
·
140 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.