Gönderi

Eylül
Bulutlar Leylâ Dokunsan hissedebilir misin varlığını Kurumuş dere yatağında çakıyla yaralı Suya hasret ve yanmaya hazır söğüt ağacı Gölgesi olan her insan hürmetli mi? Hızar sesi haykırış değilse İlkbaharda biçilen ömüre, yanmak neyin nesi Fışkıran kanlı talaş, hâne hâne gezen koku Yuva arayan serçe ve kaç anı un ufak Ağaçlar da mı ayrım savaşlarında ölür? Her can kıymetlidir Leylâ Annemin merhamet tezgâhında Soba sıcağı avucunda közlendi gönlüm Sonradan îcat edildi gayrılık desem Çok mu romantik olurum? Bir söğüt bir ben Nasıl bir sevdâ ki dilinmiş gövdeler Yara bere içinde devrilir, sızlanmaz Yanmak için toprağa atıldığını bilmek Kaderi baştan kabul etmek değil midir? Mevsim bilen karıncalar tanıyorum artık Hüzün tüten baca, saman balyası rengi Eylül sarısı gazeller ve kış hazırlığı Ağustos böceğini düşünüyorum Leylâ Vurdumduymazlığı, bu vazgeçişi kahrından mıdır? Hicran heybesinde taşıdığım gül kırmızısı sözler Beklemek uçurumundan düşmek, ölüm değilse Zaman kefeninde yol almak ve sonbahar Kaç soluk daha yaşamak kıyısında demirler Ben mevsim ve göç bilmem Leylâ, azı da bir çoğu da... Eser: Eylül Müellif:
Semih ÇAR
Semih ÇAR
e Dergi: vicahifeyz.net / @vicahifeyz
·
49 görüntüleme
Semih ÇAR okurunun profil resmi
Youtube seslendirilmiş hâli: youtu.be/l241RVolrRE Seslendiren ve yorumlayan: Atilla Karataş
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.