Normalde Jane Austen'ın kalemi ile aram iyi değildi. Okumaya yeniden başladıkça oldukça sevdim kalemini. Bu sefer de uzun süredir merak ettiğim kitabı Northanger Manastırı'nı okuyayım dedim. Puan olarak 7 versem bile hayal kırıklığına uğradığımı söylemem gerek dostlar. Neden 7 verdin o zaman diyeceksiniz, onu da açıklayacağım ama önce neden sevmediğimden bahsedeyim. Kitap Jane Austen'ın yazmış olduğu fevkalade keyifli kitapların yanında çok sönük kalıyor. Gerçekten Austen'ın seviyesinin çok altında bir kitap. Northanger Manastırı denilen yere 160 sayfa kadar gelemedik -kitabın kendisi 292 sayfa- ve ben okuduğum karakterlerden hiçbiriyle bağ kuramadım. Henry tam bir asalak, Isabella tam bir yalaka, Isabella'nın abisi tam bir sülük, Henry'nin babası tam bir yüzsüz,Catherine çok sönük... Tamam sakinim. Hiç sevimli bir karakter yok. Manastırda olan hiçbir olayda ilgimi çekmedi doğrusu. Şimdi gelebiliriz neden 7 verdiğime. Bunca şeye rağmen kitap aktı biliyor musunuz? Bu kitap su gibi aktı. Sonlarda biraz atlamış olabilirim ama öyle "ayyy üfff" demedim hiç. Yazarlık benim gözümde budur. En ilgi çekici olmayan konuyu bile okutandır benim gözümde yazar. Bugünün popüler kitaplarında asla tadamadığım bir şeydir bu... Austen'ın hiçbir kitabının konusu "vay bee! çok şok oldum şu an!" dedirtecek türden değildir ama onun mizah anlayışı, okurlarla iletişimi, araya ekledikleri, betimlemeleri ve karakterleridir kitabı güzel kılan. -her ne kadar bu kitapta karakterleri sevmesem de- Böylesine başarılı bir hikaye anlatıcısına benim 7'den aşağı vermem mümkün değil. Önceden vermişimdir belki 7'den aşağı bir puan ama kendisinin kalemini yeni yeni anlamaya başlayanlardanım ben de... Jane Austen eserlerini okuyanlar bence bu eseri en sona bırakabilir. Sağlıcakla kalın.

Northanger ManastırıJane Austen · İthaki Yayınları · 20203,162 okunma

·

468 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nil Zeynep