Romeo ve Juliet kitabının önsözünde çok hoşuma giden bir söz vardı : "Bir yapıtın ölmezliği işin öyküsünde değil, o öykünün yazarı tarafından ele alınışında saklıdır." diye. Kitabı okuduktan sonra aklıma bu söz geldi. Olay veya kurgu ne kadar muhteşem olursa olsun eserin okunabilirliği yazarın üretken tahakkümü altındadır. Bu durumu şöyle açıklamak daha doğru olacaktır; bazı kitaplardaki müthiş bir kurguyu, yazarın gereksiz ekleme veya süsleme gayretiyle (buna dil bilgisi eksikliği de dahil) özünden nasıl uzaklaştığını, deyim yerindeyse nasıl murdar olduğuna şahit olmuşuzdur kimi zaman. Kitapların en küçük yapı taşı olan kelimelerden sadece bir kelimenin bile yanlış yazılması veya hatalı yerde kullanılması ana yapıya zarar verebileceğini de unutmamak lazım.Ki bazı şairlerin uygun bir kelimeyi yakalamak için yıllarca beklediğini de eklemek isterim.
Yahya Kemal Beyatlı mesela sadece uygun bir kelime için 25 yıl beklemişti sanırım. Gereksiz uzatma ve süsleme üzerinde yaptığım bu girizgahı da bu kadar uzatmam ayrıca manidar, yani sizler benim hatama düşmeyin (:
Kitap genel hatlarıyla, başkarakter Tuna üzerinden yürümekte ve kurguya uyumlu 3bölümden oluşmaktadır. Yazar, ekmek arasına konulmuş ballı kaymak gibi kitabın en lezzetli yerini 1 ve 3. bölümün arasına sıkıştırmış, yani 2. bölüme.. (Şuan açım, tok karna yazsaydım başka bir teşbih bulurdum elbet)
Abartısız söylüyorum ki bu kadarını beklemiyordum.
1984 kitaplarında olduğu gibi yazar sizi evvela güneşe doymuş yeşilliklerde dolaştırıyor, sonra ansızın karanlık çöküyor ve gerçeği ardınızda bırakıp somnium bir mahzeni ortamda gözlerinizi açıyorsunuz. Zihninin azizliğine uğrayan Tuna kardeşimizin başına gelen de tam olarak böyle bir şey.
Mario Vargas Llosa'nin deği gibi: ''Bellek apaçık bir tuzaktır: Geçmişi bugüne uydurmak üzere değiştirir, yeniden biçimlendirir.''
Küçük bir ekleme yaparak Tuna kardeşimize tekrar dönebiliriz dostlar.
2. Bölümdeki konu bana acaba
Hesiodos haklı mıydı ? Dedirtti. Ne diyordu bu güzel abimiz:
"(...)Ama bir gün gelecek, Zeus, Kronos'un oğlu
Bu ölümlü insan soyunu da yok ediverecek.
O zaman ak saçlı insanlar soyu gelecek. "
(Bu pasajın öncesinde kastettiği ile bu pasajda Heisodos bir zamanlar sonra insanların yaşlı olarak doğacağını belirtmiş)
Tuna, girdiği girdaptan kurtulmak için çırpınıyor ama beyhude. En son rahatlamak ve üzerindeki tüm baskıyı atlatmak için cesaretini topluyor ve korkusunun üzerine gitmeye karar kılıyor.(Bütün umudum kendimde..
Montaigne)
Bakalım Tuna başarılı olacak mı? Bunu okuyup öğrenmekten başka şansımız yok dostlar.
''Her şey anlamını yitirdikten sonra, imkansız gibi görünen şeyleri ne kadar kolay yapıyordu insan.'' ss 95
Yazarın, konuyu ele alışı ve işleyişini çok beğendiğim bu kitabın bazı distopik kitapların aksine dilini son dere akıcı ve sade buldum. Zamanın ve sevdiklerimizin değerini bilmemiz, bilhassa başımıza bir travma gelmeden önce bunu idrakına varabilmemiz adına ayrıca çok güzel bir eser olmuş. Beğendiğim bu kitabı siz değerli arkadaşlarıma da tavsiye eder, yazar
Mustafa Kızılkurt'a da yazın hayatında kaleminin aydınlığında bolca kitaplar dilerim .
Eleştri: Keşke 2. bölüm biraz daha uzun tutulabilseydi.
Sevgi içimizde
Tersine DünyaMustafa Kızılkurt · Sapiens Yayınları · 0284 okunma
Serdal Kaleminize, yüreğinize ve emeğinize sağlık hocam. Mükemmel ötesi bir inceleme olmuş. Özellikle anlatımda kullandığınız diğer kitaplardan göndermeler, eser benzetmeleri ve eklediğiniz espritüel betimleme tam tadında olmuş gerçekten. Ayrıca içeriğini en kısa zamanda okuma isteği uyandıracak şekilde aşıladığınız için size teşekkürlerimi sunuyorum. Daha nice kitap incelemelerinizde görüşmek dileğiyle :)
İnceleme değil bu mübarek! Düşünceler müzik, cümleler nota kalemin dans ediyor. Sanırım kitabın uyduğu dans biraz Vals tarzı. 👍 Oku diyorsun hatta gözümüze soktun :)
@Kakuc_Kofi Çok sağolun hocam, sizin şiirleriniz kadar olmasa da bir şeyler karalamaya çalıştık sadece☺️🌼, görece durumlar ama ben gayet başarılı buldum açıkçası
Güzel görüşleriniz için çok teşekkür ederim 🙏 Bazı kitaplar hakkında yazılan inceleme yazıları vardır, kitaptan bile güzel. İşte o incelemelerden birisi ile karşı karşıyayız.