Aşkın canlılardaki temsilinden bahsederken bir canlının hem soyuta hem de somuta olan bağlılığını göz önünde bulundurmak lazım. Çünkü somuta bağlılık çoğu hayvanda var olan bir şey ama soyuta bağlılık ise sadece belli canlılara özgü bir davranıştır. Mesela bugüne kadar yaşadığımız gezegende ölülerini sadece iki farklı canlı gömmüş. Homo sapiens ve neandertaller! Demek ki aşkın modern kökenleri yani soyuta olan bağlılık sadece bu iki türde mevcut olabilir. Öte taraftan aşkın en ilkel kökeni yani
bağlanma duygusu ise çok daha eskilere uzanır. Bu duygunun canlılardaki
yansıması kendisini geçmişte “sürü” hâlinde yaşamayla göstermiştir. Ve
ilginçtir “annelik içgüdüsü” sürü içgüdüsünden daha sonra ortaya çıkmıştır. Mesela bugün bazı ilkel canlılarda sürü hâlinde yaşama davranışı görülür ama yavru bakımı görülmez. Demek ki annelik içgüdüsü, sürü içgüdüsünün evrimsel bir uzantısıdır. Nasıl ki insan gözü, ilkel gözlerin defalarca evrim geçirmiş hâli ise aynı bunun gibi annelik içgüdüsü, sürü içgüdüsünün defalarca evrim geçirmiş hâlidir. Konuya annelik içgüdüsüyle devam edecek olursak, bu içgüdü ileride aşkın temellerini oluşturacaktır. Çünkü bu içgüdü bir dişide kendisini annelik olarak gösterirken erkekte
ise kendisini herhangi bir şeye bağlılık olarak gösterecektir. Yani erkekteki aşk duygusu, kadındaki annelik içgüdüsünün bir türevidir. Mesela ilginçtir bugün yapılan araştırmalar şunu gösteriyor. Yeni doğum yapmış bir kadının salgıladığı hormonlar ile âşık bir erkeğin salgıladığı hormonlar aynı!
Ve aynı zamanda aşk duygusuna sahip bir erkekte ilk zamanlar cinsel bir
güçsüzlük meydana gelmektedir! Öte taraftan spekülatif bir yorum yapacak olursak, emziren bir kadını bebeğinden ayırınca bu kadın ne kadar strese giriyorsa, âşık bir erkek de sevgilisinden ayrılınca o kadar strese girer... İşin bir diğer boyutu ise kadındaki aşk duygusu, erkeğe dönük değildir, daima çocuğa yöneliktir. Yani hiçbir kadın kocasını, çocuğundan daha çok sevemez. Bu yüzden erkek, kadın için gerçek aşka giden yolda bir araçtır sadece. Sözüm ona herhangi bir kadın, herhangi bir erkeğe duyduğu
aşkı, daha büyük bir aşka yani çocuğa yönelmek için bir basamak olarak
kullanır sadece! Erkekteki aşk duygusu kadında başlar, kadında biter ama
kadındaki aşk duygusu erkekte başlar, çocukta biter!(Felsefirastyon 2/Sayfa:110)