Nedim Baba Nâm-ı Diğer Nedim Urhan Hoca..!
Evet farkındayım normalde önce isimler sonra vasıflar anılır. Ancak Nedim Hoca'nın "babalığı" o kadar baskın ki soyadını aşmış durumda. Bir kimseye etrafında "baba" deniyorsa onun ne kadar samimi olduğundan insanların dertleri ile ilgilendiğinden kısacası gerçekten babalık yaptığından dolayı baba denir. İnsanların arasını bulan, hakemlik yapan, evlendiren, evlenirken yardım eden, maddi ve manevi yol gösteren bir insana başka ne denir ki zaten?
Nedim Urhan Hoca 1935 yılında Artvin'in Şavşat ilçesinin bir köyünde doğuyor. Daha sonra İmam Hatip okumak için İstanbul'a gelen ilk nesilden. İstanbul İmam Hatip lisesinde okuduğu için çok değerli hocalara sahip. Tabi o dönemlerde ve o çevrelerde yaşamayı siz düşünün... Hocaları arasında Mahir İz, Celaleddin Ökten, Ahmed Davudoğlu (kitapta hep Davutoğlu olarak aktarılmış yanlış), Ömer Nasuhi Bilmen, Ali Yakup Cenkçiler, Mahmut Bayram, Gönenli Mehmed Efendi, Kesik Bacak İsmail Efendi, Hasan Basri Çantay, Bekir Haki Yener, Sadreddin Yüksel gibi çok büyük zevat var. Yaşadığı çevre ve zaman dolayısıyla Ali Haydar Efendi, Said Nursi, Necip Fazıl Kısakürek gibi zatlarla da görüşmüş. Mehmed Zahid Kotku Efendi'den de dersi var. Kitapta hepsine dair hatıraları var.
Özellikle benim ilgimi çeken özelliği şeriatı çok hassas bir şekilde yaşaması sebebiyle Mahmut Bayram, Celalettin Ökten ve Mahir İz gibi hocaları tarafından kendisine "Birgivi" lakabının takılması ve öyle seslenilmesi. (Burada neden Birgivi denmiş acaba diye kendi kendine soran kardeşim, sen bırak, bu yazı sana göre değil. (:D)) Bunun haricinde de Ahmed Davudoğlu Hoca kendisine "Şeyh Nedim" dermiş.
Bir alim olarak Nedim Urhan nasıl bir alimdi?
- Marmara Üniversitesi'nin hadis ana bilim dalında yıllar hadis okutan Nedim Hoca 2003 yılında emekli olur. Odasına ayakkabıyla girilmezmiş. (sert bir geçiş yaparak bir konuya dalalım) İki tür ilim ehli vardır. Alimlerin bir kısmı kitap yazar. Bir kısmı da Hasan el-Benna'nın "biz kitap değil adam yazıyoruz" dediği gibidir. Nedim Hoca kitaptan ziyade adam yazan tarzda bir hocaefendi.
Kitapta herkes söz birliği etmiş gibi hocayı anlatırken tavizsiz yaşantısı ve yer mekan ayırt etmeden çekinmeden hakkı ifade etmesini dillendiriyor. Ben bu tür hocalara general hocalar diyorum. Tersleri çok pistir. Nedim Hoca'yı da okurken aklıma İsmailağa'da Mahmud Efendi'nin en eski talebelerinden Büyük Bayram Hoca (şehit olan değil) geldi. Bu tür hocalarımızın yanında öyle yılışık yılışık konuşamazsın. Adamı yok ederler...
Hoca'nın en mühim özelliklerinden birisi de aşikar bir şekilde Milli Görüşçü olduğunu ifade etmesi. Erbakan Hoca'yla tanışıklığı taa 1957'den itibaren tanıyor. Bu şu demek; tanışıklıkları Hoca'nın siyasete girmeden öncesine dayanıyor. 1977 yılında MSP'nin Giresun milletvekili olan Nedim Hoca 1400 oy farkıyla milletvekili seçilemiyor. Bana kalırsa o değil Giresun kaybetmiş. Ayrıca hoca Gürcistan'daki İslami faaliyetlerin başını çekiyor. Ayrıca Giresun'da İmam Hatip'i de ilk defa açan kişi.
Nedim Urhan, Osman Öztürk gibi hocalar Erbakan Hoca'nın ilim ehli arasındaki en büyük temsilcileri hatta Erbakan Hoca'nın kendisine verdiği görevi şöyle ifade ediyor: "Erbakan Hoca bana gençliğin eğitimi, Milli Gençlik Vakfı'ndaki gençlerin yetiştirilmesi ve Enstitü-İlahiyat öğretim üyeleri ile diğer hocaların davaya dahil edilmesi görevi vermişti. Bir araya geldiğimizde bana gençlerin ve hocaların durumunu sorardı, tabiri caizse sözlü rapor alırdı."
Vakıfçılıkta çığır açan Nedim Urhan Hoca; İlim Yayma Cemiyeti'nde 17 yıl genel başkan yardımcılığı, ÖNDER'in kuruculuğunu, AGD ve MGV'de danışmanlı, Daru'l-Erkam Vakfı'nın onursal başkanlığının yanında birçok Kur'an kursunun açılışını da yapmıştır...
Neyse ben hocayı övmeye doyamayacağım son olarak şöyle bitireyim; bir insanı gündeminden tanırsınız Nedim Hoca'nın oğlu babasını anlatırken bir özelliğinden bahşediyor: "Çok vurguladığı bir nokta var, özellikle telefon konuşmalarında sahip olduğum. Telefonu kapatmadan önce karşısındakine "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol." ayetini hatırlatır ve "Allah engellerini kaldırsın. Korktuklarınızdan emin, umduklarınıza da nail olun, inşallah!" duasıyla bitirir."
Allah hepimize istikamet versin..!
