Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
“YEŞİL MÜREKKEP; bir Sabahattin Ali romanı…”
‘Doğruları söylemek sorumluluk hatta erdemdir. Susmayı kabullenmek, gerçekleri görüp de susarak bir hayat geçirmek de onursuzluktur.’ ~ Sabahattin ALİ ~ Bu düşünceye sahip olan Sabahattin Ali, yazıları ve görüşleri nedeniyle defalarca hapis yatmış, haksızlığa, dayatmalara ve baskıya başkaldıran bir insandı. Birçok olayın hedefi olmuştur. Türkiye için böyle önemli bir değerin düşüncelerini özgürce ifade edemeyişinin çok acı sonuçları, yitip gitmiş kısacık bir hayatın öyküsü. Yazdığı her yazıda, bastığı her dergide hep bir art niyet aradılar, hapis yolu görünen bir aydındı o. Üzerine atılan çamur ve iftiralar hayatını kararttı, ömrünün yarısını ve en güzel günlerini hapishanelerde geçirmek zorunda kaldı..
Yeşil Mürekkep
Yeşil Mürekkep
, Sabahattin Ali’nin hayatını etraflıca anlatan bir biyografi romanı. Sabahattin Ali’nin okuduğumuz şiirlerini, öykü kitaplarını ve romanlarını hangi dönemlerde, ne şartlarda yazdığını, onları yazarken başına neler geldiğini öğreniyorsunuz. O anlamda bu eserlerin mutfağını görmek güzeldi. Yazdığı her kitabın bir tarihçesi varmış meğer. Yazdığı her kitabındaki ana karakterlerinde onun kendinden izler taşıdığını görmeniz mümkün. Sırça Köşk’te, Kuyucaklı Yusuf’ta, İçimizdeki Şeytan’ın Ömer’inde, Kürk Mantolu Madonna’nın Raif’inde, hepsinde o var. Bu kitaplar bizlerle buluşuncaya kadar ne mücadeleler vermiş o bir bilseniz. Bu biyografi sayesinde yazarın okuduğum tüm eserleri bir anlam kazandı bende.. Biliyoruz ki Sabahattin Ali’nin bestelenen birçok şiiri de vardır. Bu harika şarkılarının sözleri (Aldırma Gönül, Leylim Ley, Çocuklar Gibi) cezaevlerinde yatarken onun yeşil mürekkepli kaleminden çıkmıştır. Kitabın adı ‘Yeşil Mürekkep’, yazarın kitaplarını yazarken tercih ettiği yeşil mürekkepli dolma kaleminin renginden alıyor. Bu kitaptan sonra Sabahattin Ali benim hayalimde de yeşil mürekkepli dolma kalemiyle sembolleşmiş duruma geldi..
Osman Balcıgil
Osman Balcıgil
’in kaleminden dökülen ‘Yeşil Mürekkep’, zor bir dönemden geçen çiçeği burnunda bir Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlarının mücadelesini de anlatan bir roman. Türkiye’nin 1’inci Dünya Savaşından sonra 1950’li yıllara kadar olan sancılı siyasi süreci hakkında da arka planda bilgiler veriyor. Kitapta Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Hasan Ali Yücel, Reşat Nuri Güntekin, Molla Pertev, Cemal Kutay, Nihal Atsız ve daha birçok kıymetli isime denk gelmek güzeldi.. Şunu da belirtmeden geçmeyeceğim ki, kitabın yazarı Osman Balcıgil’in çok iyi araştırmalar yaptığını, birçok konu hakkında hikâyeyi okurken de sizi gerçekten bilgi sahibi yaptığını, sayfaların altındaki dipnotlarından görüyorsunuz. Bolca alıntılar yaptığım ve zevkle okuduğum bir kitaptı.. Kitabımız, 1928 yılında MEB’in açtığı sınavı kazanarak Almanca Öğretmeni olan Sabahattin Ali’nin bir tren yolculuğuyla dil eğitimi için Almanya’ya gitmesiyle başlıyor. Gazi Mustafa Kemal’in isteği üzerine yurtdışına gönderilen 5 öğrenciden bir tanesiydi. Ne yazık ki orada Nazi propagandası yapan bir Alman ile tartışır ve okulundan atılır. Hal böyle olunca ülkemize geri döner.. Hangi koşulda olursa olsun, yeşil mürekkebiyle kâğıdın münasebetine hiç ara vermemiş bir yazardı o. Sokakta yürürken taşlandı, çok sevdiği Öğretmenlik mesleğinden men edildi. Yakın çevresi ona sırtını döndü, ailesini geçindirebilmek için nakliyecilik yaptı. Cezaevlerinde işkencelere uğradı. 1948’de Aziz Nesin ile yaptıkları dergi çalışmalarında birlikte komünist etiketiyle hedef gösterildiği için, hakkında da kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bulunduğundan, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.. 2 Nisan 1948’de Kırklareli civarlarında Bulgaristan’a kaçmak üzereyken bir komploya kurban gitti. Yazdığı son romanı ‘Ankara’ yetim kaldı. Katili, istihbarat ajanı Ali Ertekin’e sadece 4 yıl ceza verildi, kısa bir süre ardından o yine halkın arasına karıştı. Hala bir mezarı bulunmayan Sabahattin Ali için, kızı Filiz oraya giderek dağlara bir işaret bırakır: ‘’Başım dağ, Saçlarım kardır. Benim meskenim dağlardır’’. Bu şiiri yazarken bilir miydi acaba o dağların ona ölümü getireceğini? Başına gelecekleri bilseydi çıkar mıydı o ölüm yolculuğuna? Mekânın cennet olsun, Sabahattin Ali, bize çok güzel eserler bıraktın.. Devlet eliyle okutulan bir aydın, yine devlet eliyle ortadan kaldırıldı. Ülkemiz için maalesef kıymeti sonradan anlaşılan bu insanı ve hazin sonlu hikayesini tanımanızı isterim. Neden bilmiyorum ama bu eseri yorumlamak bana zor geldi. Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemedim ona yapılan haksızlığı. Bu mücadelelerin hakkını verebilmek için ben de diyorum ki: ‘’Görecek günlerimiz var daha, Aldırma gönül aldırma...’’
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20164,982 okunma
··
1 plus 1
·
1,793 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.