Gönderi

476 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Her bölümü üzerine ayrıca konuşmak gerekiyor aslında
Kitap beklediğimden farklı ve daha iyi çıktı. Öncelikle bu kitabın uçurtma avcısı ve bin muhteşem güneş kadar güzel olmadığı hakkında yorumlar görünce beklentim çok fazla değildi. Uçurtma avcısını lise 2de okumuştum. Beni çok etkilemişti. O zamanlar Afganistan hakkında çok bir fikrim yoktu. O kitap sayesinde birçok şey öğrendim. En nihayetinde bu kitaplar kurgu da olsa gerçekler üzerine yazılmış. Uçurtma avcısı sayesinde dostluğu, acıyı yaşadım. Uçurtma avcısı çok beğenmiştim okuduğumda. Sonra geçen yıl bin muhteşem güneşi okudum. Yine Afganistanı anlatan çok acılı, etkileyici bir diğer kitaptı bu da. O kitaptan çok etkilendim. Kitabı kapattığımda çok duygulandırmıştı beni. Bu iki kitapta çıtayı çok fazla yukarılara çıkarınca ben de belki bu kitapta o çıtayı geçememiş olabilir diye düşündüm. Ama şunu söylemeliyim: Kesinlikle o kitaplardan aşağı kalır yanı yok. Kitabın kapağı da bana daha çok Peri ve Abdullah'ın hikayesini anlatacak gibi gelmişti. Onların o fakirlikle mücadelesi falan anlatılabilir diyordum ama öyle değilmiş. Genel olarak kitaba karşı önyargılarım bunlardı. Bundan sonrası tat kaçıran içerir. Kitabın ilk bölümündeki Babanın anlattığı Eyüp Baba'nın yaptığı fedakarlığı sonra Babanın kendisinin de yaptığını görüyoruz. Kendisi gibi yokluk içinde yaşaması ve zengin bir ailede rahatça yaşaması arasında seçim yapması gerektiğini görüyoruz. Sabır da Eyüp Baba gibi fedakarlık(?) yaparak kızını zengin bir aileye veriyor. Bu bir tartışma konusu. Herkesin ikinci seçeneği seçeceğini sanmıyorum. Üstelik kitapta bu kız çocuğunun verilmesinden sonra yaşadıklarını duygularını bilmemize rağmen farklı cevaplar gelecektir. Kız önceki ailesini unutuyor ve zengin bir ailede yaşıyor. Maddi açıdan sıkıntı çekmiyor ama içinde her zaman bir yokluk hissediyor. Ve o çok sevdiği abisinden yoksun büyüyor. Peri abisini tam olarak hafızasından silmese de onu unutuyor ama abisi Abdullah onu hiçbir zaman unutamıyor. Kızına Peri ismini veriyor. Kardeş peri kitabın son bölümünde abisine kavuşuyor ama ikisi de yaşlandı ve abisi hafıza kaybı yaşıyor. Onun kardeşi olduğuna inanmıyor. En sonunda o boşluk dolacak ama dolamıyor. Şimdi tüm bunlara bakınca biz Sabır'ın yerinde olsak periyi verir miydik? Bir de bu yaşananları bilmeseydik periyi verir miydik, bunları düşünmek lazım. Kitap birçok kişi ve olaylar üzerinde duruyor. 476 sayfa boş geçmiyor. Bazı bölümler bir mektup şekilde bazı bölümler röportaj şeklinde bazı bölümler birinci tekil kişi ağzından yazılmış. Çok yönlü bir kitap diyebilirim. Ayrıca kitap nerdeyse yüzyıllık bir zamanı anlatıyor. Çok fazla şey görüyoruz bu sayede. Kitabı okurken bir anda zaman atlaması yaşıyoruz ve bu sürekli oluyor. Bazen bu sorun oluşturuyor tabii. Ne olduğunu anlayamıyoruz ama ilerledikçe neler yaşandığını anlamış oluyoruz. Bazı okurlar bu konuda sıkıntı yaşamış olabilir ama o kadar da büyütülecek bir şey değil. Bu da kitaba zenginlik katmış bana kalırsa. Özellikle bu zaman atlamalarını düşününce acaba bu kitabın filmi yapılsa nasıl olur diye düşündüm. (Bilmiyorum, belki de yapıldı.) Eğer iyi bir yönetmene verilirse çok iyi işler çıkarılacağından eminim. Quentin Tarantino, Christopher Nolan gibi yönetmenlerin elinde bir şaheser çıkabilir. Ama filimin kitaptan çok daha karışık olabileceğini düşünüyorum. Kitapta ne kadar da olsa olaylar anlaşılıyor ama film çok karışık olabilir de. Her başka hikayelerin, başka yaşamların için giriyoruz. Bir sürü başka ülkedeki olayları görüyoruz. Dram güzel işlenmiş. Ama en çok da son bölümde duygulandım. Ben yazara bu kitabı yazdığı için teşekkür ediyor ve yazarı tebrik ediyorum. Gerçekten çok güzel romanlar yazıyor. Umarım devamı gelir ve kaleminden uzak tutmaz bizi.
Ve Dağlar Yankılandı
Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202235k okunma
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.